Ne diyorsun Shalimar?

Bacanakla kahvede çay içerken çiftçiliğimizin gelişmesi yönünde fikir jimnastiğinde de bulunduk! Selami de şahittir buna! Hayran hayran bakıyordu babacığına!

“Bacanak gen transferi diye bir şey var bilmem biliyor musun?”

“Nedir o bacanak?”

“Hani karpuz ekiyorsunuz ya! Karpuzun genlerine kabak geni ilave ediyorsun hem karpuz gibi kabak oluyor hem kabak gibi karpuz! Kimi çocuk babaya kimi çocuk anaya çeker ya! Ona benziyor!”

“İyi bir şeymiş bu bacanak!”

“Tabi! Şimdi şeyi deniyorlar! Kabak geniyle patates genini!”

“Kabak gibi patates olacak değil mi?”

“Tabi! Ama anasına çekerse patates gibi kabak olur!”

“O da iyi bacanak!”

“İkisi de iyi! Sen on dönüm yer ayır seneye! Bazıları toprağın altına kaçarsa bil ki onlar babasına çekmiş!”

“Çabuk da bulunurlar! Kocaman ya!”

“ Maksat bu işte! Hem kolay bulunsunlar diye bu! Bir de işçilikten tasarruf ediyorsun!”

“Vay be! Sana da bir on dönüm yer ayırayım bacanak! Yer çok!”

“Sağ ol, istemem! Ben sana teknik yardımda bulunurum! Tanıdığım ziraat mühendisi arkadaşlar var!”

“Desene bir patatesle bir tencere püre olacak!”

“Ya da, bir kabakla bir tabak kabak tatlısı!”

“Ya ben bunu yirmi dönüme çıkarayım bacanak! Kafama yattı bu!”

“Valla sen bilirsin bacanak! Bu iş kârlı bir iş!”

Ezan okununca kalktı gitti yatsı namazına!

Bir laf ettik ama olur mu olmaz mı bilmiyorum! Dedim Shalimar’a bunu bir sorayım!