Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '14

 
Kategori
Sosyoloji
 

Ne kadar kolaycıyız

Ne kadar kolaycıyız
 

Bazen Türk ve Alman zihin yapısını çeşitli vesilelerle karşılaştırır aralarında ne kadar keskin farklar olduğundan bahsederiz. Türk modernleşmesinin ilk dönemlerinden beri aydınlarımız bu konu hakkında yazar, çizer, tartışır ve karşılaştırmalar yaparlar. Bu konu hakkında söyleyebileceklerimizde geçen iki yüzyıla yakın zaman içinde değişen çok fazla şey olmadığını söylememiz mümkün.

Şahsi gözlemlerim neticesinde ulaştığım temel kanı şudur ki Alman zihin yapısında bir iş yapılırken, o iş nasıl yapılması gerekiyorsa o şekilde yapılır. İş her aşamasında kuralına uygun olarak yürütülür. Bu mantıkta insanlar bir işe başlamadan önce o işin nasıl yapılması gerektiğine dair zaten bir bilgi sahibidirler. Değillerse işin süreçlerini anlatan bir rehberi okuyarak uygularlar. Sürecin çerçevesini çizmek bu kadar basit ve kolaydır.

Türk zihin yapısında ise, bir iş yapılması gerektiğinde bu iş için belirlenmiş bir süreç rehberi bulunsa dahi asla bu rehber okunmaz. Sorulur, soruşturulur işin kolay yolu öğrenilir ve iş o şekilde hareket edilir. Bu yöntemde her yiğidin bir yoğurt yiyişi olur. Neyin nasıl olacağı sürprizlerle belirlenir. İşin ne kadar sürede hangi aşamalardan geçerek yürütüleceği bilgisi efsanedir. Bu zihin yapısında, eğer o işin başında bir tanıdığınız varsa işiniz süratle neticelenirken, tanıdığınız yoksa şaşkın bir halde bir o kapıya, bir bu kapıya sürüklenir durursunuz. İnsanlar görevleri olan bir şeyi yaparak sorunuzu çözdüğünde minnettar olur, ne yapacağınızı bilemezsiniz. Diğer taraftan konu görevi olmadığı veya zaten yapmaması gerektiği için işinizi yapmayan bir görevliye karşı öfke patlamaları yaşayabilirsiniz ve kimse de buna ses çıkarmaz. Kurallar zaten çiğnenmek içindir ve gemisini yürüten kaptandır.

Bu zihin yapısı ülkemizi üreten bir yapı oluşturmaktan her zaman alıkoymuştur. Çünkü üretim demek planlama demektir. Üretim ince eleyip sık dokumaktır. Üretim ilmek ilmek dokuyup sonra da binlerce ilmeği tek tek kontrol etmek demektir. Üretim yaparken ortaya sıkı bir ürün çıkaracaksanız baştan savma yöntemler kullanamazsınız. Her şeyi adım adım önceden planlamanız gerekir. Üretimde eğer bir şeyi baştan savma yaparsanız kokusu hemen çıkar. Yapılan kalite testlerinde sonucu hemen görebilirsiniz. Ölçümleme çok kolaydır. Eğer imalat sektörünün bir çalışanı iseniz performansınız kolayca ölçülebilir. Saniye saniye ne yaptığınız kaydedilebilir ve istatistiksel olarak kaydedilebilir. Yani kaytaramazsınız.

İş böyle olunca üretim-imalat Türkiye’de her şey müsait olmasına rağmen bir türlü istenilen aşamaya ilerlemez. İşadamı yıllarca imalat yapar, fabrika çalıştırır, onca strese katlanır ama bu kadar süre ürettiğinden değil, fabrikasının arsasının geçen zaman içinde daha fazla para eder olmasından kar eder. Kanunlar kurallar imalatçının, katma değer üretenin işlerini kolaylaştırmak yerine tüccarın, ithalatçının işini yürütecek şekilde oluşturulur. Zaten jeopolitik konumunuz müsaittir, ticaret yollarının bağlantı noktasındasınızdır. Üretip onca sıkıntıya katlanmaktansa, kapatırsınız fabrikanızı, mali Çin’den ithal edersiniz ve işler yürür gider.

Bunlar böyle olup giderken, çalışanlar işsiz mi kalmış. Onları da AVM’lerde temizlik – güvenlik personeli yaparsınız sorun çözülür. Farkında mısınız üretmeyi ve değer ortaya koymayı giderek unutuyoruz. Kitap okumaktansa özetine bakmayı tercih ediyoruz. Ödevimizi hazırlamaktansa ödevi hazır satın alıyor ve hocaya takdim ediyoruz. Elimizde diploma varmış gibi görünüyor ama aslında kara cahil dolaşıyoruz. Sonra da neden biz de bir babayiğit bulup kendi markamızla bir otomobil üretemiyoruz diye dövünüyoruz.

Aslında sorun burada başlıyor ve bitiyor. Kitabı okumak yerine özetini internetten kopyalayıp yapıştırdığımızda, kendi markamız olan otomobili, cep telefonunu vb. yani geleceğimizi de çöpe atıyoruz vesselam. 

 
Toplam blog
: 12
: 1262
Kayıt tarihi
: 23.12.13
 
 

Merhaba. Sayfama hoş geldiniz. Bu alanda; yaşam, dünya ve ülkemize ilişkin deneme yazılarımı, öyk..