Ne oldu bu takıma?

Ne oldu daha iki ay önce topa sahip olma, toplam pas ve isabetli pas oranlarında lig birincisi, en az pozisyon verme ve en çok pozisyona girme oranlarında lig ikincisi takıma?

1. Fatura kesmek uğruna, birini mahkum ettiler, o kişi Daum. Üstte bahsedilen özellikleri bu takıma kazandıran kişi.

2. Hayli başarılı bir futbol sezonu ardından gönderilen teknik direktörün yerine getirilen kişinin üzerinde bir farklılık yaratma gereği doğdu. O da bu pas trafiği kalitesini, bu sağlamcı oyun mantığını ve en sonunda son 6 yılın en başarılı oyuncusunu değiştirerek bu ihtiyaca cevap verdi. Hiç kimse yanılmasın, aynı aciz oyunla, tesadüfen 1, 2 gol bulup turu geçseydik bugün medyamız Aykut'un Daum'a göre üstünlüğünü Alex'i oyundan alma cesaretine bağlayacaklardı ve Aykut amacına ulaşacaktı. Fenerbahçe üzerinden oynadığı kumarı kazanmış olacaktı. Daum 1-0 yenik takımda, topa sahip olamayan takımda, ileride top tutamayan takımda Alex'in çıkarılıp Selçuğun oyuna girmesine çok gülmüştür. Stoch atıldıktan sonra (ve öncesinde) takımda biraz direnç gösteren, takım adına faul alıp topu ileride tutma konusunda tek katkısı olan (ilk maçını oynamasına rağmen) Dia'nın yerine Semih'i alıp süs oynayan Baroni, takıma zararlı oynayan G.Ünal'ın oyunda kalmasını, G.Gönül'ün oynayabilirken kenarıda tutulmasına Daum güzel yorumlar getirmiştir eminim.

3. Kazım'dan verim bekleyen ve geçen sezon gönderilmesinde pay sahibi olan Aykut, aynı oyuncunun takıma gerekli olduğunu savunan Daum'un yerine gelmiştir. Bu durumda Kazım'a sarılması olsa olsa gülünçtür. aynı Aykut devre arasında koskoca Fenerbahçe tek bir kanat oyuncusuz kaldığında, kanat oyuncusu transferini "pahalı" olduğu gerekçesiyle bloke etmiş, Guiza'yı oynatmak zorunda olan Daum'a tek takviye G.Ünal'ı getirmişti. Solda Uğur Boral'ın sakatlanması, ve Roberto gidince Santos'un bek oynamak durumunda olması dolayısıyla tek bir kanat oyucuncusu kalmamıştı, sağda tek kanat oyuncusu olan Kazım ise gönderilmişti. Günümüzün futbolunda tek (formsuz) santrafor ve kanat oyuncusuz takımı kupa finaline taşıyan, son lig maçında 30 küsür şutun gol olmamasından (ve "büyük" Beşiktaş'ın aynı sezon içerisinde ikinci kere Bursa'ya yenilmesi sebebiyle) şampiyonluğu kıl payı kaçıran Daum'un yerine onu bu durumda bırakan ve takımı sabote edenlerden biri olan Aykut başa geçmiştir. Oyuncuların bunun farkında olmadığını düşünmek ve Aykut'a destek olacaklarını düşünmek saflıktır.

4. Aykut iyi bir teknik direktör olabilir ve farklı bir durumda bu takıma çok başarı getirebilir ama şu an bu oyuncuların onun için ellerine taşın altına sokması mümkün değildir. Aykut adil foma dağıtıyor, Daum dağıtmıyordu söylemleri ağırlıklı olarak Guiza-Semih denkleminden kaynaklanıyordu. Oysa burada Guiza'nın maliyeti, ve her şeye rağmen kalitesi, Semih'in ise ileri derecede formsuzluğu esas unsurlardı. Bakınız adil Aykut bile Semih'i oynatmıyor, alenen yetersiz olsa bile G.Ünal'ı tercih ediyor ve hatta Guiza'yı oynatmak zorunda kalabileceğini söylemeye başladı. Adam doğru dürüst antrenman bile yapmıyor oysa. Bu Semih'in ne kadar formsuz olduğunun belgesidir. Baroni-Selçuk denkleminde ise yine ilginçtir ki adil Aykut oyunu verimsiz olmasına rağmen Baroni'den yana kullanıyor, demekki Daum'un adaleti o kadar adaletsiz değilmiş.

5. Takımda en istekli oynayanlar yeni transferler, burada da enteresan bir görüntü var. Devre arasında Daum'un istekleri doğrultusunda kanat takviyesi yapmayan ve ısrarla Kazım'ı gönderen aykut hoca ve yönetim bu sezon hatırı sayılır transferlerin tümünü neredeyse kanata yapmıştır. Dia ve Stoch iki kanatta da oynayabilen kanat oyuncuları, Caner geçen sene en iyi performansını sol açıkta sergilemişti, Kazım'ı ise affedip takıma aldılar. Bunun yanısıra Uğur Boral'ın da her an dönmesi bekleniliyor. Bu durumda her kanatta en az iki alternatif oluşturdular. Son olarak bir tane de forvet alınıcak. Bu gösteriyorki hem Aykut hoca, hem yönetim geçen sene şampiyoluğun ve kupanın kanat oyuncusu ve forvet eksikliğinden kaybedildiğini net olarak biliyorlar (Daum'dan değil).

Son olarak Daum, Lucesu gibi teknik direktörlerin Türkiye de istikrarlı olarak başarı göstermesinin yerel kültürü ve uluslarası deneyimlerini harmanlamalarından kaynaklandığını gözlemlemek, Rijkaard, Tigana, Del Bosque ve Arragones gibi teknik direktörlerin ise yerel kültürün uzağında kalmalarından başarısız kaldıklarını gözlemlemek çok da da zor olmasa gerek.