Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '10

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçenin Yeni Marşı - Sabır Sabır Ya Sabır

Fenerbahçenin Yeni Marşı - Sabır Sabır Ya Sabır
 

Fenerbahçe umutla başladığı Şampiyonlar Ligi macerasına daha 3. ön eleme turunda, sıradan bir İsviçre takımı karşısında veda etti. Tüm taraftarlarda bir hüzün ve öfke, medyada kelle isteyen başlıklar var. Sanki tek hata Aykut Kocaman'da, Aziz Yıldırım'da, futbolcularda. Bu noktaya gelinmesinde sizin hiç mi payınız yok stadda bağıran taraftar, her şeyi bilen medya?

Avrupa-Dünya kulübü olma sevdasıyla başlayan yönetime geçen yıl üst üste 3 lig şampiyonluğu hedefi koyduğunda alkış tutacağınıza niye tepki göstermediniz? Türkiye Ligi şampiyonluğu mu bizi dünya kulübü yapacak diye bağırıp çağırmadınız? Günü kurtarmakta maharetli, hiç bir genç oyuncunun gelişimine katkıda bulunmayan Daum gelirken niye yakmadınız stad koltuklarını. Siz de suçlusunuz, o yüzden bu sıkıntıyı siz de biz de diğer sorumlularla beraber çekmek durumundasınız maalesef arkadaşlar. Üzüntü duysam da bir taraftar olarak benim içim rahat. Eski bloglarımdan birinde Fenerbahçe'nin kaybedilen şampiyonluğu sonrası duygularımı yazmıştım. Şampiyonluğun kaybından değil de uygun hedef ve planlama yapılamamasından, gelecek planlaması olmamasından yakınmıştım. Geçen süre zarfında ağır aksak da olsa hayal ettiğim adımların atılmaya başladığını görmek, tüm başarısız görüntüye rağmen bana gelecek için umut veriyor ve tüm bu karamsar tabloda geleceğe ümitle bakmamı sağlıyor Öncelikle Aykut Kocaman'ın teknik direktör olarak seçilmesi bence büyük bir adımdır. Kocaman sadece sıradan bir futbol adamı olmayıp çevresine de yansıttığı bir yaşam felsefesi olan, insan faktörünü önemseyen ve gençlere olanak sağlayarak geleceğe dönük planlama yapabilme potansiyeline sahip bir kişiliktir. Dahası günlük başarılardan çok uzun vadeli planlama yapmasını bekleyebileceğimiz gönülden bir Fenerbahçelidir. Dünkü yenilgi sonrası bugünkü gazetelerimizden biri her ne kadar "kocaman mazeretler" diye manşet atsa da topu başkasına atmayan, sorumluluğu alıp sorunun çözümü için elini taşın altına koymaya hazır bir görüntü çizmektedir. Transferde taraftarın beklentilerini karşılayacak gösterişli isimler getirilmemesi, bazı isimler üzerinde ısrar edilmesi yüzünden gerekli oyuncuların takıma eklenmesinde zaman kaybedilmesi olumsuz bir görüntü çizse de şu anki transfer politikasını da olumlu bulduğumu söylemeliyim. Büyük yıldızlar olarak isim yapmış, futbol dünyasının zirvesini görmüş, yaşları ilerlemiş, görmüş geçirmiş ve başarıya doymuş oyunculardan verim beklemek, hele ki geleceğe dair planların parçası olarak bu oynucuları takıma monte etmek Hagi gibi nadir örnekler dışında neredeyse hiç olmayacak bir beklenti. Yıllardır yapılan bu çeşit yanlış transferlerden sonra genç, yıldız adayı ve en önemlisi futbol oynamaya ve başarıya aç oyuncuları takıma kazandırmak başlı başına önemli bir değişimin göstergesi. Stoch, Dia ve Caner transferleri geleceğe atılan ilk adımlar olarak değerlendirilmeli. Hatırlarsınız Daum'un ilk döneminde de benzer bir transfer anlayışıyla ümit milli takımın gözde oyuncuları takıma dahil edilmişti. Ne yazık ki bu oyuncular Daum gibi üretmeyen, geliştirmeyen bir hocanın elinde tam anlamıyla heba oldular.

Aykut Kocaman ile yeniden böyle bir hamle yapılması kesinlikle doğru bir adım olacaktır. Yeterki sabırlı olalım, diktiğimiz fidanların büyümesi, meyve vermesi için gereken desteği ve zamanı sağlayalım. Fener tribünlerinin yıllardır slogan haline getirdiği " hep destek, tam destek" anlayışına asıl şimdi ihtiyacımız var, asıl Aykut'un ihtiyacı var. Aragones, Daum, Zico, Lorant gibi isimlerin hiç umrunda olmayan Fenerbahçenin geleceği için çalışacak adamlardan biridir Aykut Kocaman. Şampiyonluk kazanmak elbette güzeldir, ancak büyük olmanın, daha da büyümenin yolunun günü birlik şampiyonluklardan değil, mental değişimden geçtiğini artık tüm Fenerbahçeliler olarak kavramalıyız ve bu değişim için bir kaç yılı feda etmeye çekinmemeliyiz. Ajax, PSV gibi sistemleri olan, üreten takımlar nasıl bir kaç yıldır şampiyon olamayınca küçülmedilerse zihnimizde, Fenerbahçe ve Aykut'a bu zamanı vermek tüm taraftarın görevidir. Lütfen Rıdvan Dilmen'e hiç tanımadığımız bu fırsatı Aykut'a verelim.

 
Toplam blog
: 14
: 894
Kayıt tarihi
: 22.04.10
 
 

36 yaşında ve doktorum. Yaş olarak yolun yarısını geçtiğim iddia edilse de ve pek çok iş alanında 35..