Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

20 Şubat '10

 
Kategori
Futbol
 

Ne Trabzonspor ne Belediyespor

Ne Trabzonspor ne Belediyespor
 

Direk ve Hasagiç Trabzonspor'a set çekti.


Daha önce Trabzonspor ile İ.B. Belediyespor arasında oynanan maçlarda (kupa dahil) oldukça geniş bir skor spekturumuna şahit olmuştuk. Esasen bahsettiğimiz kaşılaşmalarda bordo-mavililerin sonuca yönelik baskın bir görüntüsü vardı ama Abdullah Avcı ve talebeleri de ligin iyi futbol oynayan ekipleri arasındaydı. Sosyal hayatın genelinde olduğu gibi bilinmeyene karşı merak bir başka deyişle 3 ihtimalli maçın cazibesi sadece Trabzonsporlu ve Belediyesporluları değil futbolsever geniş bir kitleyi ekranları önüne kilitledi. Kar küreme faciasından sonra yeniden yeşillenen Avni Aker, kışın sonuna yaklaşırken baharın müjdecisi gibi geldi bizlere. Yer yer görülen kellikler de zeminin Orduspor maçı sonrasındaki halini hatırlayanlar için “kadı kızı kusurları” statüsünde değerlendirildi. Ama işin gerçeği zemin iyi değildi.

Maça geçecek olursak; Şenol Güneş'in varlığı ve çalışmalarıyla Trabzonspor'a yaptığı en pozitif katkı sanıyorum “kendine güven” ile “cesaret” nitelemeleri etrafında aranmalı. Hugo Broos ile Şenol Güneş dönemleri arasındaki belirgin farkı sadece beklerin hücuma yaptıkları katkıları kıyaslayarak dahi anlayabilmek mümkün. Bu karşılaşma özelindeki bir diğer ilginç veri ise bordo-mavili savunma oyuncularının İ.B. Belediyespor'a gol atma konusunda gösterdikleri ilginç maharet idi. Karşılaşma öncesi Trabzonspor'un bu sezon rakibine attığı 8 golün 5 tanesini savunma oyuncularının kaydettiği konuşuluyordu ki, başlama düdüğünden sonra “vehbinin kerrakesi” anlaşıldı. Abdullah Avcı'nın takımına oynattığı 4-3-3 sistemi acaba probleme temel teşkil edebilir miydi? Rakiplerinin fizik ve teknik olarak Belediyespor'u kendi yarı sahasına doğru ittiği maçlarda, savunma aksiyonlarını güçlendirmek adına sistemin 4-5-1'e çevrilerek geride kompakt bir savunma hattı kurulması “iyi savunma yapmak” anlamına gelmiyor olabilir miydi? Trabzonspor defansından ataklara katılan Egemen'in, Ömer'in, Cale'nin İ.B. Belediyespor'daki muhatapları, görevlerini “ofsayttan kaçmak” ile sınırlandırınca ilk yarının genelinde Trabzonspor rakip yarı alanda hep fazla adamla bulundu. Bu durum presle top kapma, topa ileride basma ve ataklara genişlik kazandırma bakımından avantaj sağlasa da bordo-mavililer ilk 45 dakikada bu avantajı skora yansıtamadılar.

İkinci yarıya her iki takım da değişikliklerle başladı. Abdullah Avcı belki de yukarıda anlattığımız problemin yarattığı çekince ile Tum – Gökhan Süzen değişikliğine gidip sakatlanan Barbosa'nın yerine Can Arat'ı sahaya sürerken, Şenol Güneş de aynı durumun verdiği cesaretle (Gabric + Teofilo) hamlesini yaptı ve hücum gücünü arttırdı. Artık golsüz dengenin bozulması daha olasıydı ama enteresan biçimde yakalanan gol pozisyonlarında kaleciler ve direkler sonucun değişmesine mani oldular. İ.B. Belediyespor açısından Herve Tum'un dışarı alınması olumlu oldu. Bu hamle sonrası oyuna giren Gökhan Süzen dinamizmi ile gedikleri kapatırken ilerideki ikiliyi oluşturan Tevfik ve İskender de hiç olmazsa topun gerisinde kalmaya dikkat ettiler. Bodro-mavili takımın umut olarak sahaya sürdüğü Gabric sakatlanınca bu kez Beşiktaşlılar ve Fenerbahçeliler tarafından “umutsuz vaka” olarak nitelendirilen Burak Yılmaz oyuna dahil oldu. Genç futbolcu da tıpkı Teofilo gibi ihtiyaç duyulan anlarda sahada fazla varlık gösteremedi. Yeri gelmişken Trabzonspor'un yeni transferi Teofilo Gutierrez'in bu haliyle takımına faydalı olamayacağını belirtmemiz gerekiyor. Kolombiyalı ikili mücadelelerde Turkcell Süper Lig için fazlasıyla yumuşak kalıyor.

Şahsi kanaatim Milan Baros gibi üst düzey meziyetlere sahip olmadıkça takımlarımızın golcü transferinde önce yere sağlam basan ve fiziğiyle öne çıkan santrfor ve forvet adaylarına yoğunlaşması gerektiği yönünde. Daniel Amokachi'den tutun da Hakan Şükür'e, Pierre Van Hooijdonk'a hatta Umut Bulut'a kadar bu genellemeyi genişletmek mümkün. Sonuç olarak, Trabzonspor 0-0'lık sonuçla 2 puan bıraktı ama kazanacak kadar pozisyonlar bulduğunu da belirtmemek olmaz.

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara