Ne varsa dünden kalan

Cumhuriyetimizin 87. yılını kutladık, ama, acayip kutladık. Eskiler derler ki: “Herkesin kıyameti ayrı.” Şimdilerde de, herkesin Cumhuriyeti ayrı oluyor.

Cumhurumuzun başı olan, Cumhurbaşkanımız ve eşleri, hiç inanmadıkları Cumhuriyetimizin 87. Kuruluş yıldönümü için, bir resepsiyon verdiler. AKP Milletvekilleri ve yandaşları dışında, resepsiyon ilgi görmedi. Katılanların kimi, eşleri ile, kimi eşsiz gelmişti, Kiminin eşi, cicili, bicili türbana sarılmış olarak geldi, kiminin eşi ise başı açık katıldı. Bakın, gördünüz mü, işte biz böyleyiz. Kimi öyle, kimi böyle, zorlama yok, imajı yaratılmak istendi. Kimi erkek davetliler, Fırst Ladıemizin, elini sıkarken, kimi erkek davetliler, bundan kaçındılar. Bu manzaralar, dinimizin nasıl anlaşılmaz ve karakuşi bir duruma getirildiğinin göstergesiydi. Dinimiz de varsa, her kadın başını örtmeli. Dinimiz emrediyorsa, her kadın, erkekler ile tokalaşmamalı. Din bu, Varm ısın, Yokmu sun yarışması değil ki. Kimi öyle, kimi böyle, Kuran da, imla hatası mı var, cümle hatası mı, biri çıkıp söylese de, rahat etsek.

Çankayanın resepsiyonuna, CHP liler katılmadılar. Askeri erkanda katılmadı. Onlar, başka mekanlarda kutladılar bayramı. Daha anlamlı, daha yaraşır bir kutlamaydı. Yürekten olunca, böyle oluyor. Dikkatimi çeken bir nokta var. 8 Yıllık AKP iktidarı döneminde, Milli Bayramlarımızda yaşadığımız heyecan, giderek azaltılmaya çalışıldı. Kutlamalar, kapalı mekanlara çekildi. Halkın bu bayramlara katılımı azaldı. AKP den önceki yıllarda, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, en büyük Milli Bayramımız idi. Şimdi, herkes, ayrı, ayrı kutluyor. ATATÜRK e ait, ne varsa, dünden gelen, büyük bir kıskançlıkla siliniyor. Her kutlamanın, alternatifi icat ediliyor. Ne yazık ki, dinimizi okuyup öğrenmeyen halkımız, bu tür uydurmalara itibar ediyor. Okumak yerine, mollalara inanmak, daha zahmetsiz. Molla ne derse o. Allahın, KURAN da ki ilk emri, OKU. Bu, kitap oku, roman oku, okulda oku, anlamında değil. Kuran oku, anlamında olan bir kutsal emir. Kimse okumuyor. Dinliyor. Okusalar, çok şey değişecek. Özellikle kadınlarımız, Allah katında, ne kadar değerli olduklarını anlayacaklar ve erkeklere köle olmayacaklar. Poşetlenmeyecekler.

Cumhuriyetimizin 87. kuruluş yıldönümünde, ülke olarak AKP nin, işaretlediği yerde miyiz? Haşa. Kadın hakları açısından, 130 ülke arasında, 126. olmuşuz. Ne mutlu, kadınlarımıza. Türban ile mi eriştik, bu mertebeye. Az daha gayret etseydik, sonuncu da olmuştuk. Refah seviyesi, açısından, 110 ülke arasında, 80. olmuşuz. Maaşallah, maşallah. Başbakanımıza ve yandaşlara göre, dünyanın, 10 büyük ekonomisinden bir olacaktık. 110 ülke arasında, 80. Olmuşuz. Ben bu yazıyı yazarken, Başbakan, THYna alınan yeni uçaklar için yapılan törende konuşuyordu. Söyledikleri, mizah gibi bir şey. Başbakan diyor ki: “Eskiden, uçağı havada görürdük. Gariban mahallelerinin üzerinden geçerken, bakardık.” Şimdi ne yapıyoruz ki, Sn. Başbakan. Uçak, gariban mahallelerin üzerinden geçerken, durdurup binebiliyor muyuz? Uçaklara, otostop çekebiliyor muyuz? Sn. Başbakan, AKP nin oyları artmış mı, artmamış mı, anketinden sonra, bu ülkede kaç kişi uçağa binmiş. Kaç kişi, bir uçağı yerde iken görmüş. Kaç kişi, deniz görmüş. İstanbul da oturup da, denizi görmeyen kaç kişi var? Herkes, devletin uçağı ile, Katar Prenslerinin düğününe gidebilme imkanına sahip değil ki. Daha, plastikten, Çin malı, oyuncak uçağı bile olmamış milyonlarca çocuğumuz var. Başbakan, bir de dedi ki: Bir metre karelik, türbana takılmak ile, Cumhuriyetçilik olmaz. Nasıl etsek Başbakanım, iyi bir Cumhuriyetçi olmak için, çarşafa mı dolaşsak. Konuşmasında, olmayanları sıralarken, dedi ki: 2023 de, her şeye kavuşacağız. Anlaşılan o ki, önümüzdeki 13 yıla da ipotek konulmuş. Ben, orada olsaydım, gözlerimi kapasaydım, tolkshow, derdim.