Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '07

 
Kategori
Güncel
 

Ne yapıyoruz bilen var mı?

Ne yapıyoruz bilen var mı?
 

Suya sabuna dokunmadan üç maymunu oynayarak yazmak...
Zor zanaat dostlar, zor zanaat.
Allah kolaylık versin kalemiyle , mücadele içinde olanlara.Sansür hayatımız sansür içinde aslında.Anlayana.
Onaylanmayanlar.
Neyse esas konum artık ne cumhurbaşkanlığı seçimi, ne siyasiler, herşeyi bir kalemde silip geçen yangınlar konum dostlar.
Düşman orduları çekilirken taş taş üstünde koymaz, yakar yıkar öyle bırakır işgal ettiği toprakları.Amaç harabeyi toparlarken güçsüzleşsin ki karşı taraf , şansı olsun ötekinin.
Şimdi Dönün bir de Türkiye'ye yönününüzü.Gözlerinizi kapamak istiyorsunuz değil mi? Duman yakıyor , yanan yeşil denizin alevi kör edecek sanıyorsunuz , korkuyorsunuz.
Siz belki de çok uzaklardasınız ama ya o ateşin ortasındakiler ne yapmakta merak ediyor musunuz?
Yanıyor güzelim yeşil, vatanım yanıyor..Yakıyorlar ve zarar vermek için ülkeme, ülkemin insanına, kasti yapıyorlar.
Yanan her ağacın ülkem için ne kadar önemi olduğunu biliyorlar ve yakıyorlar.
Bu ülkeye , bu millete zarar veriyorlar.Dünyaya zarar veriyorlar.Doğa anaya zarar veriyorlar. Bu ülke, bu millet, bu dünya affeder belki ama doğa ana affetmez. Korkarım ki cezası da büyük olur.
Artık dostlar haberlerde bile üçüncü sıra olmamalı yanan yeşil. Tedbir alınmalı. Toplumsal refleksle korunmalı.Kasıta karşı korunmalı.Can yanıyor can. Birileri ruhumuzu işgal etmiş , herşey okadar doğal geliyor. Kardeşim biz Irak'ta deyiliz savaş yok niye bir kazayı gülerek ya da yanan yeşili içkimizi yudumlayıp dansederek seyrediyoruz.
Teknoloji bu kadar içimizde diye yaşanan çirkinliklere ve yanlışlıklara alışmak zorunda mı bu gözler. Duyarsızlaşmaktayız. Dejenarasyon almış başını gitmekte. Çöküşteyiz kabul etsek de etmesek de.Aksini savunanların tezleri hep ilgimi çekmekte.
Yazım aslında tam bir doğaçlama oldu bu gün kusuruma bakmayınız. Neler olduğunu ipin ucunun kaçtığını görmek ve çaresizce seyretmenin verdiği ızdırabı yaşamak belki de doğaçlama yazdırdı.
Belki de 17 ağustosun ızdırabı.
Evet dostlar ! Ölüm Allahın emri. Ama üç beş çıkarcı ceblerine girecek kanlı para için temelsiz binaları bebelerin başına yıkarsa ben buna isyan ederim.Suyun altında babasının kucağında boğulan bebeği senelerdir unutamıyorum. Unutturmasınlar istiyorum. Senesinden senesine işlenen istatiksel bilgiler deyil. Hayatlar gitti orda.Sular çekidi, yıkılan binalar temizlendi.Bitti. Bir gün konuşulacak mumlar yakılıp ölenler anılacak ve bitecek. Ya mücadele eden bir avuç insan yetmiyor, toplum birlik olmalı.lBir yerde kaza oluyor, hemen bir anda sanki kaza olmamışçasına eskiye döndürülüveriliyor.Ya ölenler.
Gözlerimizi de ruhumuzu da duygusuzlaştırıyorlar. Olmaması için ben katliam diyorum artık, depreme de , trafik kazalarına da, töre cinayetlerine de, çocuk istismarına da yapılacaklar.
Yok...
Olsun Artık...
Bir ışık karanlığı delsin , isterse bir mumun cılızlığında olsun ama olsun artık.
Dediğim gibi daldan dala atladığım bu doğaçlama yazımı okuma sabrı gösterenlere teşekkür eder saygılar sunarım.
 
Toplam blog
: 334
: 456
Kayıt tarihi
: 26.07.07
 
 

Yaşama değer veren bakış açısıyla biraz antika sayılabilecek düşüncelere sahip bir insanım. Geçmişte..