Necati ile Türkçe olimpiyatları

-Necati bey , nasıl oldu da olimpiyatlar için sizi seçtiler?

 

-Önce Ajdar'ı alalım dediler ancak o yoğun beste çalışmalarını mazeret gösterip katılmayınca , Ajda'nın ve benim üzerimde yoğunlaştılar.. Sonunda da beni seçtiler...

 

-Ajda bozulmuştur..

 

-Bozulmaz mı ? Hem de nasıl , sen kalk taa Somali'lere git sonra da ne bir akillik , ne bir Gezi temsilciliği, ne de olimpiyatlar...

 

-Halbuki Abdulhamit devrini görmüş kadın, ne Gülhane Parkları, ne Sadabatlar görmüş de gerdirmiş ama... Peki size dönelim, niye başarılı olamadınız olimpiyatlarda?

 

-Rakiplerim çok başarılıydı; Sri-Lankalı, Çinli, Kuala Lumpurlu, Cibutili... Ben aksandan kaybettim...

 

-Jürinin gazabına uğramış olmayasınız?

 

-Performansımdan sonra jüriden "İvana Sert" çıkıp "Bizimle değilsin"dedi...

 

-Oduncu gömleği giyerseniz...

 

-Sanırım bana nazar değdi, o kadar da karınca duası okumuştum... Bu arada senin haberin var mı, ortaokuldan Türkçe öğretmenimi çağırmıştım jest olsun diye, kadını arıyorum arıyorum bulamıyorum...

 

-Sen mikrofonu eline aldığında kadın çaktırmadan sıvışmış... Yurt genelinde kırmızı bültenle aranıyormuş...

 

-Halbuki bana ne güzel teknoloji edebiyatları öğretmişti.. Yaş 35 teknolojinin yarısı eder, ne güzel teknolojimizdin sen Fahriye Abla, yatçaz kalkcaz yatçaz kalkcaz; teknoloji...

 

-Peki hızlandırılmış Türkçe kurslarına katılmayı düşünmüyor musunuz?

 

-Geceden gündüze değil de, bugünden yarına değil de, çok acil olarak değil de, çabuk çabuk...

 

-Tabi bu sistem ile şıpın işi öğreniverirsiniz... Türkiye'de ilk defa tüm televizyonlar bir dizi oyuncusununun beyanatlarını canlı olarak 6 buçuk saat yayınladılar.. Tebrikler, peki daha önce Gezi'ye gitmişliğiniz var mı, yanından geçmişliğiniz, ismini duymuşluğunuz, rüyanızda görmüşlüğünüz, deja vü veya reinkarnasyon bile kabulümüzdür...

 

-Şimdi şöyle ki ben gitmedim ancak bizim kuzen eşi ile birlikte biberli gaz yemeğe gitmişler... Bi kere gaz çok acıymış gözleri yakacak kadar, Toma suyu lezzetsiz ve katkı maddesi içeriyormuş, polisler suratsız, servis çok yavaşmış... Bir Toma için 45 dakika beklemişler, gerisini siz düşünün artık... Kuzen bir daha gitmeyiz diyormuş... Ben de gitmedim tabi.. Ancak benden habersiz bana oraya gitti demişler, beni benden almışlar, halbuki bana sorsalar bence ben gitmedim... Sanırım gitmedim, sanırım bana bir nazarda orada değdi, hem de gitmeden...

 

-Dublörünüzü çağırsaydınız keşke...

 

-Dublörümü kedi tırmaladı, hem de fosforlu... Elimle de böyle tırmık işareti yapayım ki herkes anlasın... Haaaaa haaa, espirik yaptım... Dublörümü getirmedim ki, getirmedim ki, getirmedim ki...

 

-Zaten dublörünüz sizi dinledikten sonra "Bundan sonra gelsin o benim dublörlüğümü yapsın" demiş... Dublajınızı yapan da fiyatı on katına çıkarmış...

 

-Amaan sende ne güzel teknolojilerimiz var, para sayma makinası var... Hadi bana eyvallah "Dutlar Vadisi" 88735. bölümün çekimlerine gidiyorum...