Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Mayıs '10

 
Kategori
Güncel
 

Neden et bizde daha pahalı?

Neden et bizde daha pahalı?
 

Et ve hayvan ithalatına izin verilmesinin kısa ve uzun vadede ne gibi sonuçlar doğurabileceğini belirten köşe yazım ve konuyla ilgili yaptığım basın açıklamasından sonra birçok kesimden farklı şekilde görüş, katkı ve eleştiriler aldım. Et fiyatlarının çok yüksek olduğunu dile getirenler yanında et maliyetinin yüksekliğinden şikâyetçi olanlar oldu. Tüketicilerin bir kısmı et ithalatını çözüm olarak görürken, kesim şekli, et hijyeni ve sağlığını yönündeki kuşkuları ön plana çıkaranlar oldu. Bir diğer kesim ise ülkede ziraat bitmiştir derken tarım sektöründe çalışanları üretimsizlikle suçluyordu. Hatta bu ülkede ziraatçılar şimdiye kadar ne yaptı ki diyenler bile oldu. Gelen katkı, görüş, soru ve eleştirileri bu yazımda cevaplama ihtiyacı duydum.

Et ve hayvan ithalatını olumlu karşılayanlar, dünyada en yüksek fiyatla et tüketen ülkelerden biri olduğumuzu dile getirmektedirler. Doğru bir saptama katılmamak mümkün değil. Ancak, aynı zamanda dünyada en pahalı mazot, benzin, LPG ve diğer petrol ürünlerinin olduğu ülkelerden biri olduğumuzu da görmek gerekir. Bilindiği üzere, bitkisel üretim ve hayvansal üretim birbiriyle iç içe olan iki tarım koludur. Dolayısıyla, bitkisel üretimin maliyetinde meydana gelebilecek değişiklikler, hayvancılık sektöründe üretim maliyetini direk etkilemektedir. Hayvancılıkta toplam üretim maliyetinin yaklaşık olarak yüzde 65-70’ni yem giderlerinin oluşturduğu göz önüne alındığında arasındaki ilişki daha kolay anlaşılacaktır.

Dünyada en ucuz et üreten ülkelerin başında Brezilya ve Arjantin gelmektedir. Bu ülkelerde kırmızı et fiyatının kilogramı yaklaşık 2-2, 5 dolar, ülkemizde ise 12-15 dolar civarındadır. Bu iki ülke ABD ve Çin’den sonra dünyanın en büyük mısır ve soya fasulyesi üreticileri arasındadır. Ülkemiz ise toplam mısır ihtiyacının yüzde 30 ve soya fasulyesinin yaklaşık olarak yüzde 70-80’ni ithal etmektedir. Yine küçük bir karşılaştırma için 1 kg mısır fiyatı Brezilyada yaklaşık 0.20 TL iken ülkemizde yaklaşık 0.45 TL civarındadır. En kaliteli gıdayı en ucuz fiyata temin edilmesi gerekliliğe katılıyorum. Ancak çözüm ithalat değil, tarımsal üretim artışıyla olasıdır.Ülkemizde et fiyatlarının yüksek olmasının en önemli nedenlerinden biri de üretici ve tüketici arasındaki alım satım yapan tefecilerden kaynaklanmaktadır. Büyük ve küçükbaş hayvancılığımız henüz büyük çapta sektörel hale gelmediği için örgütlenme sorunları yaşanmakta bu da üretim dışındaki bazı kişi ve kurumların haksız kazanç sağlamalarına neden olmaktadır. Yani sanıldığı gibi yüksek et fiyatlarından üreticiler değil tefecilik yapan aracılar kazanmaktadır. Eğer et ve hayvan ithalatı yerine bu aracı kurum veya kişilerin etkisi azaltabilecek bir düzenleme yapılsa idi kısa vadede et fiyatlarında bir düşüş sağlanabilirdi.

İthal edilecek hayvan ve etlerde gerekli hastalık kontrolleri ve diğer analizler yapıldığı sürece sağlık ve hijyen açısından bir sorun olmayacaktır. Ancak, kontrol ve denetimde oluşabilecek bir aksama çok ciddi sorunlara sebep olabileceği de unutulmamalıdır.

Ülkemiz tarımının istenen düzeyde olmadığını, hatta bazı tarım alanlarında gelişmiş ülkelerin gerisinde kaldığımız bir gerçektir. Ancak gelişmiş ülkelerden daha iyi düzeyde bulunan sektörleşmiş tarım kolları da mevcuttur. Uygulanan bu politikaları görmezden gelerek çiftçi, köylü, üretici ve tarım sektöründeki kesimleri bu gidişatın tek sorumlusu gibi göstermek tarım nezdinde üreticiye ve emeğe yapılabilecek en büyük haksızlık olsa gerek. Aslında son günlerin deyimiyle herkesin biraz empati yapması gerekir. Yani kendi gerçeklerimizi objektif bir şekilde değerlendirmemiz lazım. Bütün meslek grupları ülkeye olan katkılarını biraz gözden geçirebilirse beğenmedikleri tarımın önemini daha iyi göreceklerdir.

Ülkemiz tarımının içine düştüğü durum, özellikle son 20–30 yıldan beri uygulanan politikaların doğal bir sonucu olara görmek gerekir. Çünkü günümüze kadar uygulan tarımsal üretimimdeki kısıtlamalar tarımın gelişmesinin önündeki en büyük engel olmuştur. Tarımsal üretim olmadan sadece arazi varlığına verilen destek ve süspansiyonlar bitkisel üretimi, hayvancılıktaki destek ve teşviklerin üretim amacı olmayan kimselere verilmesi ise ülke hayvancılığımızı geriletmiştir. Tarımda yürütülen bu üretimsizlik politikaları ise tarım ülkesi olarak da kabul ettiğimiz ülkemizi bitkisel ürünlerden sonra hayvancılıkta da kendine yetmez hale getirmiştir.

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara