Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Temmuz '14

 
Kategori
Deneme
 

Nefes

Nefes
 

Nefes”… Çok önemlidir
 
Nefes” ve “Sevgi” ise daha çok önemlidir…
 
Kendi nefesimizin yanı sıra yanımızdaki, etrafımızdaki nefesler daha da çok önemlidir… Çünkü bu nefeslere, sevgi dolu “Nefes”lere çok ihtiyacımız var…
 
Bir “Nefes”in yanına bir “Nefes” daha lazım… Sevgiyle, aşkla, dostlukla, bağlılıkla, sıkı sıkı bağlılıkla…

Şöyle düşünelim: Hastaneye gitmen lazım. Evet, çok dirayetlisin, metanetlisin, tek başına halledemeyeceğin, altından kalkamayacağın hiçbir şey yok! Ama yalnız gittin. Elini tutacak, “Endişelenme bak yanındayım” diyecek biri de yanında olsa, daha açıkçası; sevgisini hissedebileceğin bir “Nefes” de yanında olsa, ne iyi olur…
 
Başka bir örnekle; yaşamındaki önemli adımlardan biri olan mezuniyet! Diploma alacaksın ama bazı sevdiklerin gelmiyor! Hatta bazen gelmeyen ana ve baba da olabiliyor… Bu ve bunun gibi daha birçok hayatın gerçeği ile karşılaşmak olası…

Çok başarılı olduğun bir uğraşın var. Yazdığın bir kitap, verdiğin bir konser ve bunun gibi başarılarını insanlarla paylaştığın bir an… O gün herkes var ama o yok, beklediğin “Nefes” yok. Bu örneklemeler o kadar çok arttırılabilir ki ama daha fazlasına gerek yok! Sonuç olarak; herkes yanında bir “Nefes” bekler. Olmasını istediği nefestir bu…
 
Edirne’de eski bir kilise vardı. Yıkık dökük, damı da delik! Güneş ışığı da yağmur suları da deliklerden içeriye doluyordu. Sonra aslına yakın olarak restore edildi. Senede bir gün metruk haliyle ayin yapılır, İstanbul’dan otobüslerle ziyarete gidilirdi…
 
Yönetim Kurulu’ndaydım... Sanırım 1995… Yönetim Kurulu üyelerinden birkaç kişi önceden orada olur ve ortalığın derlenip toplanmasına nezaret ederdi. Böyle bir sabah, otobüsle gelecek olan cemaat üyelerinin gelmesini bekliyoruz… Bu tür anmalarda olduğu gibi rutin güvenlik önlemleri çerçevesinde, bir başkomiser geldi ve yüzünde bir sevecenlikle kiliseye bakmaya başladı… Tavandaki deliklere, sağda solda yıkılmak üzere olan duvarlara baktı…
 
Neredeyse yıkılacak değil mi?” dedim. Çok farklı ve net bir bakış attı bana ve kararlı bir ses tonuyla; “Yıkılmaz, yıkılmaz” dedi.
İlk anda anlayamadım! Ve devam etti. “Nefes varken burası yıkılmaz!” dedi. O an anladım. Yaşlı emektar, kendini oraya adamış zangocu kastetti. Evet! Oraya senede bir gün giderdik ama bir de nefes vardı orada, her gün orada bulunan göz kulak olan zangocun nefesi…

Binaların da nefese ihtiyacı vardır… Çok az gittiğiniz bir yazlık ya da ikinci bir eviniz var. Uzunca bir aradan sonra girdiğinizde bir sessizlik hâkim olur… Sanki ev size hüzünlenmiş gibi gelir… “Ne kadar da az geliyorsun!” dercesine bir sessizliktir bu…
 
Bina dahi bekliyor… “Nefes”in ya da “Nefes”lerin gelmesini bekliyor…

Ya insan peki? Esas ona lazım olan “Nefes” yanında mı?

Bu herkese bu lazım… “Nefes” çok önemli… “Nefes”siz olmuyor…

Yatağında, kolunda, yanında, hep yanında olacak bir “Nefes” herkese lazım…

Bulan sıkı sarılsın! Bırakmasın! Sevgi dolu bir “Nefes”i bırakmasın. Bazen bırakmanın da gerekli olduğu anlar olabiliyor ama o “Nefes” eğer, onsuz yapamayacağı bir “Nefes” ise mücadele etmeli, bırakmamak için çok mücadele edilmelidir…
 
Fakat bu da bir hayatın gerçeğidir ki “Umut” yoksa boşa zaman da harcamamalı… Başka bir “Nefes” aramalı… Çünkü hayatta “Nefes”siz olmuyor…

Bu arayış uzun da olabilir, çok kısa da olabilir. İnşallah bir gün bulunacaktır. İki ruh ikizi karşılaştıklarında ve hızla “Nefes”lerini birleştirdiklerinde; oluşan mutluluk ve onun tezahürü olan “Sevgi yumağı” ile yaşları ne olursa olsun gençleşeceklerdir.
 
Çünkü yaş kaç olursa olsun “Sevgi gençtir” ve yeni doğmuş çocuk gibidir…
 
Herkesin gönlünde yatan “NEFES” ile birlikte “NEFES” alması dileğiyle…


Bojidar Çipof
29 Haziran 2009 01.00
 
Toplam blog
: 336
: 625
Kayıt tarihi
: 29.01.10
 
 

Araştırmacı yazar BOJİDAR ÇİPOF: 1953 yılında İstanbul'da doğdu. Ailesi; Ege Makedonyasından İsta..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara