- Kategori
- Çocuk Oyunları
Nerde eskinin oyun ve oyuncakları?
Gündelik hayatın üzerimizdeki zırhlarından, yüklerinden çocukluğumuzla o ince ayrıntılarla kurtulabiliriz..
Çocukluğumda güzel anılarım gelir aklıma.. Yağ satarım bal satarım, saklanbaç, yakalamaç.. vb.. Çocukluğumda bu oyunlar vardı. Bu oyunlar sayesinde arkadaşlıklar kurulur ve genişletilirdi.. Tanımadığım, hiç selamlaşmadığım arka sokakta oynayan yaşıtlarımla bu oynanan oyunların içinde bulurdum kendimi.. Bu oyunlarla başlardı arkadaşlık, dostluk.. Hesapsız, beklentisiz sevilirdi.. Kıskançlıklar yoktu.. Herşey açıktı.. Paylaşma vardı.. Paylaşmanın anlamı, güzelliği o kadar güzel anlatılmıştı ki bize.. Mahallemizde bunun örneklerini yaşıyorduk..
Gelişmiş ülkelerde oyuncak çocuğa düşleri, hayalleri olsun diye alınır.. Gelişmemiş ülkelerde ise oyalansınlar diye oyuncak alınıyor..
Eskiden şiddet yoktu.. Teknoloji çok şeyi değiştirdi. Eskiden kendiliğinden oynanan, içinde doğallık olan oyunlar vardı şimdi yok oldu.. Teknolojinin getirmiş olduğu durum; kendilerinin müdahalesi olmadan oynanan oyuncaklar var şimdi.. Sokakta oynardık, annemiz bize seslenene kadar dışarıda kalırdık.. Şimdi sokaklar çocuklara kapandı.. Arabalar, trafik ve başka suçlar var.. Kentleşme sonucu, apartmanlaşma sonucunda bilgisayarda oynanan oyunlar, ateri.. vb.. oyunlar var.. Tek başına oynanan oyunlar..
Oyunlarımızı unutmamızda Tek çocuklu aileler, komşularla yaşanan iletişim sorunları.. Anne ve babanın eve yorgun gelmesi ve çocuğun bilgisayar başında vakit geçirmesi.
Toplumsal olarak bireyselleşmeye doğru gidiyoruz. Toplumu toplum yapan 'biz' duygusudur.. Oyuncağını, oyununu paylaşmıyor çocuk.. Duygusuzluk var bugün..
Gelecekte nasıl bir toplum ?
Çocuklar bugün dizi film seyrediyorlar..
Bahçeler ve sokaklar otopark haline geliyor... çocukların yaşamalanı kısıtlanıyor..
Bugün çocuklar için ne yapılabilir? Birbirini seven, sayan hesaba alan çocuklar yetiştirmeli.. eğitime önem verilmeli..
Oyunun çocuğun yaşamındaki önemi büyük..
Oyuncaklar üretildiği çağın tanıkları.. Oyun, oyuncak, düş, hayal yoksa gerçekte yoktur...