- Kategori
- Sinema
Nerede o romantik komediler?!

Ne güzel filmler çekerlerdi eskiden. Şimdi herkes bir orjinal senaryo çekme hevesidir gidiyor. Buradaki sinemalara güzel bir romantik komedi gelmiyor ki gidip ağız tadıyla ir ağlayalım J
Yüzüklerin Efendisi’nden sonra her yer yaratıklar, orman cinleri, golinlerle doldu.
Harry Potter var sonra, çocuğun evlenme çağı geldi artık J Halaaa çocuk rolünde. Geçen televiztonda röportajı vardı gözüme inanamadım yani. Kocaman adam. Film de çocuk filmi gii değil kiş. Kesinlikle yetişkinlere hitap ediyor. En son galasında çocuğun biri ağlıyordu yanılmıyorsam çıkışta. E haklı olarak ödü patlamış çocuğun
Sonra robotlu filmler var, kıyamet filmleri var. Hostel’ den sonra her yer kol, bacak, parmak, nü işkence oldu. İnsanlık sınırlarını zorlamayı bırakmış çoktan geçmiş bazı sahneler. Seyredip seyretmediğime gelince. O ayrı bir blog konusu J
Romantik film severlere ne kaldı? Jennifer Aniston’un “ Zengin Arkadaşlar” diye çevrilmişti sanırım, işte o filmi seyrettim. Aklımda kalan tek şey ev temizleyen bir kadın oldu !
Bir heyecan, yüzyılın romantizmi diye Mr. And Mrs. Smith’ e saldırdım.... Hiç zevk alamadım. Angelina çok güzeldi ama o kadar işte.
Müzik ve Lirikler filmi eh fena değildi ama yavan bir tat bıraktı. Tekrar izleme isteği uyandırmadı mesela bende.
Son dönemlerde çekilen en iyi romantik komedi bence “Aşk Her Yerde” oldu. 3 kere seyrettim her çıktığında da seyrediyorum.
Romantik komedi her zaman seyircisi hazır bir alan halbuki. Çoğunlukla da bayanlar. Ama söyleyin kaç erkek sevgilisinin zoruyla böyle filmler çevirmek zorunda kalmıştır. Pek çok
Bu filmlerde ayrıca konu sıkıntısı da yok. Çünkü mühim olan konu değil. Bence aynı konuyu işlesinler hep hatta. İki farklı versiyonuyla.
1-Zengin çocuk fakir kız.
2- Fakir çocuk zengin kız.
Sonu da mutlu bitsin hep. Eminim hiç kimse “E biz unu gördük ama!” demeyecektir. Mesele bu olsaydı, Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit olmazdı. Biz onları kariyerlerinin başlarında hep aynı senaryolarla tekrar tekrar izlemedik mi? İzledik. Hala da her TV ye çıkışında izliyoruz. Asıl mesele konunun farklı şekillerde farklı kişilerle işlenmesi. Yeni replikler, yeni görüntüler katılması işe. Zaten bizim sevdiğimiz o konu !
Ben dışarda yağmur, kar yağarken evde oturup Türk Filmi seyredip, çikolata yemekten hoşlanmayan bir kadın görmedim hayatımda.
Benim u alanda favorim her zaman Pretty Woman olmuştur. Çok Özel Bir Kadın dı galiba Türkçesi. Şimdi şöyle bir düşünelim....
****Daha adını okurken aklınıza o kıvır kıvır saçlar ve uzun siyah rugan çizmeler gelmedi mi?
****Sonra otel asansöründeki o sahne. Bir türlü rahat duramayışı.
****Odada balkondan düşüyorum taklidiyle Richard Gere’ ı hem gülfürmesi hem de çok korkutması.
**** “Param var! Çok param var!” diye cebinden çıkardığı buruş buruş paralara Beverly Hills kokonalarının iğrenç bakışı.
****Sonra o meşhur bar sahnesi. Adamın bara gelip kadını araması ama tanıyamaması.
****Benim en sevdiğim sahne: Richard Gere’ ın Julia roerts’ a takması için verdiği kolyeye Julia’ yla eraber hepimiz öyle hayran bakıyoruz ki, Richard Gere şak diye kpağını kapatınca ben de ürkmüştüm hem de gülmüştüm. Çok sevimliydi.
****Sonra kadının “Kimseyle öpüşmem” kuralını bozup adamı gizlice uyurken öpmesi.
Ve final....
****Richard Gere’ ın limuzinle elllerinde çiçekler, bir peri masalını gerçekleştirmesi.
100 kere izledi. Gene çıksın, gene izlerim.