Nereye kadar

Sen bıkmadan usanmadan yakıp yıkıyorsun.
Anne karnındakini, kundaktakini..
Anneyi, babayı, dedeyi..
Kısaca insan denilen her şeye düşmansın.
Doğaya düşmansın.
Kendine düşmansın.
Efendilerin ne derse hiç bir şey düşünmeden ortaya atılıyorsun.
Bu efendiler bazen içeride bazen dışarıda olabiliyor.
Bazen de TBMM'de sana yol gösteriyor.

Burada bir şeyi görmezlikten geliyorsun.
Buna asla kafan çalışmıyor.
Bugün özellikle Ortadoğu ve Kafkasya bölgesinde müthiş bir uyuşturucu potansiyeli var.
Öyle ki bu uyuşturucu trafiği hafif sekteye uğrasa Hollanda'da fiyatlar tavan yapıyor.
İşte senin efendilerin bu trafiğin önemli noktalarında.
Bunlar Avrupa'da çok büyük rant elde ediyorlar.
4x4'lerle Avrupa'da fink atıyorlar.
Bazen sen bunları Diyarbakır'da da görüyorsun. Ama görmezlikten geliyorsun ya da jeton düşmüyor.
İşte bu rant nedeniyle dönüyor dümen.
Gerisi laf.
Demek ki sen dağda rantçılar için bitleniyorsun.

Onların egemenliğini devam ettirmek için askeri, polisi, turisti, Allah'ın yarattığı her şeyi mahvediyorsun.
Gerilimi devam ettirerek onların düzenlerini ayakta tutuyorsun.

Peki ne olacak böyle?
Bu Ülke yıkılacak mı?
Bu nüfus sıfırlanacak mı?
Asker mi azalacak, polis mi görevi bırakacak.
Turist azalsa ne olur?
İnsanların daha çoğu hastanelerde yatsa ne olur.
Farzedelim ki trafik kazalarında artış oldu.
Deveden tüy koparmak, ya da sakalı traş etmek.
Bu yol yol değil.
Akıl ve mantığın hakim olması lazım.
Seni kullanıyorlar. Kendini kullandırma.
Kendini kullandırmamanın yolu aklını kullanmaktan geçer.
Bu Ülke ne Gürcistandır ne de Tanzanya.
Öyle kuru sıkılarla teslim olmaz.
Bu Ülke'nin insanları kökü derinlere inen çınar ağaçları gibidir. Öyle dal kesme ile, kol kesme ile kurumaz.
Onun için,
Ey maşaların maşası..
Aklını başına topla ve ağa babalarının esiri olma.
Gencecik fidanların hayatlarına son verme.
Sen deli isen sabır taşar ve karşına senden daha deli birisi çıkar.
Bilirsin deli deliyi görünce akıllanırmış.
Ve bu iğrenç hayallerinden vazgeç.