Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Nereye Sürükleniyoruz?

Türkiye’de yaşayan biri olarak her gün medyaya yansıyan haberleri takip etmek, bunları yorumlamak biraz zor oluyor. Gün geçmiyor ki ülkenin gündemine oturan haberler ardı sıra değişiyor, takip etmek, yorumlamak gerçekten güç. Fakat içinde bulunduğumuz dönem içerisinde gündemin önemli olayları ve sonrasında bizleri neler beklediği konusunda bende bıraktığı etkiyi yazmaya çalışacağım.

Son yıllarda ülke olarak demokratikleşme ve insan hakları konusunda gelişme gösterilecek bir dönemin içinde gel-gitler yaşıyoruz. Bu değişimi eskimiş düşüncelere sahip, değişimden zarar geleceğine inanan birey ve kurumlara rağmen bu evreyi tamamlamaya çalışan bir siyasi olgu ve beklenti hakim. Bu değişimin en büyük parçası olarak hükümet partisi Akp olduğunu ortada. Ama bu gelişmeleri hep bir samimiyetsizlik ve Amerikan uşaklığı olarak yorumlayan büyük bir kesim var. Bu durum bize demokrasi ve insan haklarının yaşanma isteğinden çok kimler tarafından bize sunulduğu da önemli olduğunu halkımız tarafından vurgulanmak isteniyor. (Ilımlı İslamcı bir parti bu hakları bize veremez, CHP dururken) Özgürlük harekâtı Ergenekon davasıyla başlamışken, durmadan muhalefet partilerinin Ergenekon avukatlığı yaptıklarına şahit olduk. Bunun yanı sıra iki seneden beri sonuçlanmayan Hrant Dink davası da karartılmaya, gündemden düşürülmeye çalışıldığına tanıklık ettik. Bu davalarla başlayan devlet içindeki temizlik operasyonu bugünlerde gündem düşürülmek için her yola başvuruldu. Artık halkın ilgisini çekmeyen bir duruma getirildi. Aynen Avrupa birliği konusunda atılacak adımlar gibi. (çok benzerlik var) Ama neden insanlarımızın aklına ulus-devlet yapısının korunmasından ısrarcı olanların bu adımları engellemek istedikleri gelmiyor.. Demokratik adımlar atmak konusunda ısrarcı olan hükümet, Demokratik Açılım adımıyla cumhuriyet döneminden beri hasıraltı edilmiş kanayan yara, kürt sorunu konusunda önemli bir açılım yapmak için kolları sıvamıştı. Bu noktadan sonra ise bu açılımın içeriği bilinmeden karşı çıkan, kürt sorunu olmadığı gibi kendilerini bile inandırmakta güçlük çektikleri açıklamaların altında imza atan siyasiler ve yazarlar gazetelerde demeçleri yer aldı. Demokratik adımlar atılması konusunda samimi bulunmayan bu girişim, bir şekilde yavaşlatıldı, ilgiler başka yere çekilmeye çalışıldı.

Bizi Ne Bekliyor…


Bir toplumun değişimi kabul etmesi için buna ihtiyacı olduğunu bilmesi, algılaması gerekir. Ama demokratikleşme konusunda atılan adımlar yanlı medya sayesinde başka yöne çekilip, gündemin değişmesine çanak tutan birçok yazarların girişimiyle sekteye uğratılmaya çalışıldı. Son günlerde ise gündem durmadan farklı yönlere çekiliyor ve bu yön değiştirmeler sonrasında ise yine bizi geri götürecek girişimlerin olacağını tahmin ediyorum. Değişime hazır olmayan bir toplum, şartların değişmesini istemiyor. Doğan grubuna kesilen ceza ve sonrasında 3 büyük gazetenin ekibiniz değiştirilmesi, Al capone benzetmesi sonrasında her yazarın köşesinde bir eleştiri, bu tutumla Demokratik açılımının gündemden düşürülmesi, doğu ve güneydoğuda beklentileri karşılamayan açılım konusunda adımların atılmaması halkı sokaklara döküyor. Küçük Ceylan’ın ölümün karartılması, devletin bölge halkına karşı tutumunun değişmemesinin yansıması gibi. Meydanlarda ise büyük kalabalıkla Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye sloganlarıyla siyasi partileri aratmayan bir devlet kurumu medyada büyük yer tutuyor. Açılım konusunda hükümete sırtını dönmüş muhalefet partileri, kutuplaşmanın çığırtkanlığını yaparken, halkın beklentilerinden çok katıldıkları zengin işadamları yemeklerinden sonra erken seçim ve iktidar hayalleri kurarak beklide bir kesimin kapalı kapılar ardındaki planlarının açıklamasını bize yapıyorlar. İnsan hakları konusunda adımlar attığımız günlerde ise Polis orantısız güç kullanarak insanları teker, teker hastanelik ederken bunun hesabını soracak bir medya tutumu görmek güç. Emniyet kurumlarının kendi içinde bir yapısını olduğunu biz sivillere karşı güç kullanmakta hakları olduklarını gösteriyorlar. Üniversiteler de kazanlar kaynamaya başladı. Her siyasiyi protesto eden girişimler yavaş, yavaş gündemde yer almaya başladı. Peki gerçekten atılması gereken adımlar yerine medyayı meşgul eden Doğan Grubuna para cezası konusu, hükümet protestoları, medyadaki büyük kadro değişimi sizce Türkiye’nin daha iyi bir yere gelmesi için mi? yoksa bir savaş öncesindeki hazırlıklar mı? Son olarak bizlerin istediği değişim nedir sorusunu sormak istiyorum. İki dönemden beri hükümet olan Akp’nın bir an önce iktidardan düşürülmesi mi? Yoksa Demokratikleşme ve İnsan Hakları konusunda gerekli adımları atmış, Avrupa birliğine girme konusunda yeterlilikleri sağlamış, toprakları üzerinde eşit, barış içinde yaşamayı isteyen bir değişim mi? Siz değişimin hangi tarafındasınız?

kaynak: www.sozumuzvar.com

 
Toplam blog
: 32
: 823
Kayıt tarihi
: 12.03.09
 
 

29 yaşındayım Adanada yaşıyorum. Kendime ait bir kırtasiye dükkanım var. Aynı zamanda İşletme mez..