- Kategori
- Etkinlikler / Festivaller
Neşet Ertaş, Hiçbir Zaman Unutulmaz!

Bozkırın yaylasında, sustu bütün bülbüller
Bu gün hüzün kokuyor, türkülerdeki güller.
Derledi, topladı o; binlerce türkü, ağıt
Yetmedi ona ömür, yetmedi kalem kâğıt.
Son yolculuğa gider, duaya açık eller
Sussun bütün nağmeler, sensiz ağlasın teller!
Davut Akın
Maltepe Belediye Başkanlığı ile Anadolu Halk Ozanları Kültür ve Dayanışma Derneği (AN-DER) birlikteliğinde 24 Eylül 2017 Pazar akşamı Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde ölümsüz Ozan Neşet Ertaş ölümünün 5. yılında düzenlenen zengin içerikli programla anıldı.
***
Etkinliğin açış konuşmasını AN-DER Başkanı Ozan Haşimi Aslıhak; anılarını, düşüncelerini ve yorumlarını da katarak yaptı.
Dünya Kırşehirliler Derneği Genel Başkanı Gazeteci Yazar Ünal Kaya, hemşerisi Neşet Ertaş’a ilişkin anılarla dopdolu doğaçlama olarak yaptığı özlü ve içerikli konuşmasıyla beğeni topladı, gözleri ve gönülleri doyurdu. Yoğun alkış aldı! İşte o konuşmadan bölümler:
“1938 cihana Kırşehir’in Kırtıllar köyünde doğdun dediler. Babama Muharrem, anama Döne, dediysen atayı bildin dediler. Neşet Ertaş garipti, garip geldi garip gitti. İşte garipliği doğumundan itibaren başlamıştı. Haritada ismi olmayan kimliğine yazılmayan köyünün adıyla anıldı. Aslında Kırtıllar Köyü diye bir köy yoktu. Kelismailuşağı köyünün bir mahallesiydi.
Ben öldükten sonra cebimde bir kuruş param varsa, malım mülküm varsa beni defnetmeden bir ihtiyaç sahibine verin, diyen insanlık abidesi Neşet Ertaş, bir konser dönüşü tarlalarda ırgatlık yapanları görür araban iner ve cebindeki son kuruşuna dek parasını oradaki çakışanlara verir.
Araba giderken trafikte simit satan kişiyi görür çağırır bir simit alır ve cebindeki paranın hepsini simitçiye verir. Bunlar ekmek parası kazanıyor akşama evine ekmek götürecek, diyerek simidi bölüp arabada oturan hocamıza uzatır ye ‘Gardaş fakirin ekmeği tatlı olur, diyen bir kişidir Neşet Ertaş…
Usta Ozan bir türküsünde der ki: ‘İsterim ki, benim yurdum/ Dünyadan geri kalmasın/Okusun ilmin kitabın/Cahilden dersin almasın.’
İsterim ki bu dünyada
Hiç kimse cahil kalmasın
Okusun ilmin kitabın
Cahilden akıl almasın.
Kendi kendine yetenlere
İlim tahsil edenlere
İlme doğru gidenlere
Cehalet mani olmasın
İlim edenler nurlaşıyor
İlim etmeyen körleşiyor
İlimle dünya birleşiyor
Söyle ki neden olmasın
Can yakmadan atom gücü
Birleşsinler tüm bilinci
Dilerim olsun sahici
Dünyada silah kalmasın
İnsan hakları hak olsun
Bu hakkı bilen çok olsun
Bütün silahlar yok olsun
Cehalet can dağlamasın
Dünya cennettir insana
Eşit olsun sana bana
Kıyılmasın hiçbir cana
Analar ağlamasın
Bütün dünya Allah diyor
Onun nimetini yiyor
İnsan kısbetini giyor
Ayrılık güden olmasın
Kendin bilen bunu anlar
Çünkü haktır bütün canlar
Yardımlaşsın tüm insanlar
Dünyada fakir kalmasın
Bir garibim budur derdim
Tüm dünyayı ben de gördüm
İsterim ki benim yurdum
Dünyadan geri kalmasın.
Görüyoruz ki, dünyada insanlık namına vahşet yaşanıyor. İnsan canına kıyıyorlar. Yıllar önce yazmış Üstat bu türküyü, can yoldaşı değil miydi Âşık Mahsuni Şerif, demedi mi yıllar önce ‘Katil Amerika’ diye. İşte bizim dilimiz tercümanımız Neşet Ertaş’tı, Âşık Mahsuni Şerif’ti.
Abdallar erendir, evliyadır çünkü ‘Abdala ayan olur’ deriz. Dünyada Türklerin Anadolu’ya gelmesiyle kurulan 4 büyük teşkilat vardır. Birincisi ‘Ahiyanı Rum’ Anadolu Ahileri, ikincisi ‘Bacıyanı Rum’ Anadolu Bacıları, üçüncüsü ‘Gaziyanı Rum’ Anadolu Gazileri dördüncüsü ise ‘Abdalani Rum’ Anadolu Abdalları teşkilatıdır.
Ecdadımızın değerlerinden olan Abdallık geleneği içinde doğup, büyüyüp yetişen Neşet Ertaş bir ilim adamıdır. Ayrılık dedi, yârinden, vatanından uzak kaldı. Yoksulluk dedi, ben varlığı görmedim ki, yoluktan şikâyet ediyim, dedi. Gün buldu, gün yedi. Ölüm dedi aramızdan çekti gitti, giderken de ben bir gün ölürsem öldü demeyin bu dünyadan bir garip yoruldu gitti deyin, dedi.
Devlet sanatçılığı ödülü verildi ama almadı. Ben diğer sanatçılardan ayrımcılık olacak bir ödülü alamam dedi. Ben halkımın sanatçısıyım, bu ödülü alırsam ayrımcılık olur dedi. Ustayı, hocayı tekrar rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz.
Maltepe Belediye Başkanımız Ali Kılıç’a, (An-Der) Derneğimize, Öznur Tektaş hanımefendiye ve buraya kadar gelip bu güzel ortama ortak olan siz türkü dostlarımıza yürekten ve gönülden teşekkür ediyorum.”
***
Sunuculuğunu Öznur Tektaş’ın başarıyla sürdürdüğü gecede ünlü halk ozanları ile kimi sanatçılar, büyük üstat Neşet Ertaş’ın yapıtlarını seslendirdiler. Öznur Tektaş, sempatik yaklaşımıyla Neşe Ertaş’a adanan şiirleri özgün yorumuyla sundu. Yeri geldi bağlama eşliğinde türkü de söyledi.
Ozanlardan Gazi Özdemir, Mustafa Sayılır, Gülsüm Kahraman, Yakup Temeli, Selahattin Dündar, Mustafa Tatlıtürk , Anodulu Halk Ozanları Kültür ve Dayanışma Derneği (AN-DER) Başkanı Ozan Haşimi Aslıhak, sırayla kendi eserlerini ve Neşet Ertaş eserlerini çalıp söylediler. Coşkuyla izlenen etkinlikte Yakup Temeli ile Selahattin Dündar’ın atışmaları geceye damgasını vurdu.
Emeği geçenleri alkışlamak, sanat adına bir görevdir. Sanat güzelliktir, sevgidir, saygıdır.
(Etkinliğe katılan sanatseverler, salondaki koltukları doldurdular. Ne ki sürenin dört gibi bir zaman dilimini aşması, iki saattin sonunda yavaş yavaş salonunun boşalmasını neden oldu!)
Pir sultan, Yunus Emre, Nazım Hikmet, Mahsuni Şerif, Karacaoğlan, Cahit Külebi gibi akla gelen adlar; topluma mal oldular ve unutulmadılar.
Neşet Ertaş'ı ilk kez Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu öğrencisiyken bir berber dükkânında gördüm. İkinci kez Ankara’da bir konserinde izledim, üçüncü kez İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Salonundaki konserindeki arada görüştüm ve kısa konuşmamız oldu.
Büyük Usta Neşet Ertaş, hiçbir zaman unutulmaz!
*
Geçmişteki bir yazımı bir aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz!
http://blog.milliyet.com.tr/Neset_Ertas_in_ardindan…/Blog/?BlogNo=381177
*