Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

28 Nisan '11

 
Kategori
Spor
 

Nihat Kahveci gerçeği

Nihat Kahveci gerçeği
 

Nihat Kahveci’nin Beşiktaş’taki ikinci dönemine ait maçlarda yapmış olduğum gözlemlerim, takımdan ayrı başka bir frekansta futbol oynadığına ilişkindi. Bunu da sürekli paylaştım. Geçen sene kendini ispatlayarak Avrupa’dan gelmiş ve Beşiktaş’ın bir şeyler beklediği futbolcusuydu. Vizyonu ister istemez onun misyonunu farklılaştırıyordu.

Fakat tecrübeli futbolcu bu beklentilerin altını dolduramadı.

Bu sene Beşiktaş’ın yaptığı transferlerle bir anda ismi geri plana itildi. Hatta adı anılmaz oldu. Kuşkusuz bu sert düşüş Nihat Kahveci’nin iç dünyasında şiddetli bir şekilde sorgulanmıştır.

İki hafta önce burada Arda’nın Avrupa’ya transferini tartışırken futbolcularımızın mental olarak ne kadar hazırlıksız ve donanımsız olduğundan söz etmiştik. Hatta bir başka yazıda Arda Turan’ın marka değerinin önemini vurgulamıştık.

Bizim futbolcularımız maalesef Avrupa’daki eşdeğerleriyle aynı teknik beceriye sahip olsalar da profesyonel anlamda çok önemli eksiklikler barındırıyorlar. Örneğin Türkiye’nin bir numaralı oyuncusu medyanın kendisi ile ilgili haberlerini zaman zaman "namus meselesi" olarak yorumlayıp, delikanlılık gösterisinde bulunuyor. Oysa Arda Turan öyle ya da böyle reklam değeri olan bir markadır. Dünyadaki birçok futbolcu yaşamlarının medyatik vizyonunu popülaritesini güçlendirmek adına kullanıyor.

Futbol bu anlamda birçok sektörle ilişki halindedir. Büyük paralar bir sene içinde yer değiştirebilmektedir. Futbolcuların da bu sirkülasyon içinde büyük gelirlere sahip olduğunu biliyoruz. Ancak bu gelir sadece lüks ve rahat yaşamın bir aracı olarak kullanılırsa markayı güçlü tutacak etkenlerin etkisi kaybolabilir.

Bunların başında kuşkusuz sporcunun, futbolcunun karşılaşacağı her türlü şarta karşı dirençli kalabilmesi gelir.

Dün El-Clasico’nun Şampiyonlar Ligi randevusunda bir kere daha sinir savaşını doğru kullanmasını beceren tarafın kazandığını izledik. Belki bu savaşın en büyük taktik uzmanlarından olan Mourinho’nun kendi tuzağına düştüğünü gördük. Bu topyekûn bir mücadeledir ve sadece saha içindeki sportif güç gösterisi tek başına yeterli olamamaktadır.

Bir takımın as oyuncusu kendisini sadece antrenmanlarıyla hazırlayamaz. Mental ve psikolojik destek en az ter atmak kadar önemlidir. Hatta yaş ilerledikçe daha da önem kazanmaktadır. Çünkü "zaman" özellikle sporda sporcunun mücadele etmesi gereken dış faktörlerden bir tanesidir.

Nihat zaman karşısında kendisini yenileyememenin ya da mental ve psikolojik olarak hazır tutamamanın başarısızlığı, yenilgisiyle karşı karşıyadır. Bu yenilgi güçsüzlüğünden kaynaklanmakta bu da sinir sistemini yıpratmaktadır.

Farkını, önemini, ne kadar değerli bir futbolcu olduğunu ispat etme gayreti onu yalnızlaştırmakta takımdan uzaklaştırmaktadır.

Böylesi bir patlamanın yaşanması bu bakımdan sürpriz değildir.

Çok da fazla ukalalık etmeyelim, belki bütün yapılması gereken her şeyi yapmasına karşın bir anlık öfkenin yarattığı bir olaydı bu; ancak biz yine de dışarıdan gördüğümüz bu örnek üzerine belki olayı yanlış tarafından değerlendirme gayretiyle en azından bütün bunlardan bağımsız bir şekilde kafamızın içindekileri paylaşalım.

Açıkçası bu olayın içindeki kişilerin arasında taraf tutmanın da doğru olmadığını düşünüyorum. Bir sezonluk hal ve tavırlarından takip ettiğim Quaresma’nın asla bu bahiste günahsız olduğunu sanmıyorum. Ancak Quaresma kitapta yazılan kurallara uygun hareket ediyor.

Beşiktaş yönetimi bir sezon içinde kamuoyu önünde gerçekleşen benzer bu iki olayı uyarı olarak almalıdır.

Nihat Kahveci, Tuncay Şanlı son dönem futbolumuza damgalarını vurmuş futbolculardır. Ancak zaman onların futbolculukları üzerinde kendilerini üzen bir tavır sergilemeye başlamıştır.

Oysa Alex de Souza gibi bir örnek ülkemizde aile kurumuna sahip çıkışı dahil olmak üzere her anlamda örnek bir futbolcu kimliğiyle sivrilmektedir.

Parçaların yarattığı resmi görmek gerekiyor.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara