- Kategori
- Şiir
Nikah masası

an'ı yaşıyorum, kızmaya fırsat kalmıyo..hüzün mü? hep var..
Hayal kırıklığına bile uğrayamamak ne kötü
Bilenmiş bir ruha bürünmek
Şaşırmamak
Şaşırıp da buna hayıflanmamak
Aşk'a inanç tam yerinde de, insana inancı kaybetmek
Meğer çoktan kaybettiğini şimdi anlamak...
Başıma ne gelirse duvara çarpmak, kendi duvarlarıma
Kalmamış acı, hezeyan, hüzün, fırtına...
Ne yazık!
Koskoca duvar olmuşum ne yazık...
Hiç bir yarığım kalmamış kapatmadığım...
...derken....
Bu büyük lafları ettiren şeytan
oniki saat sonra
tekrar dürttü beni...
Gözlerimde şimşekler, kulaklarımda uğultular
Kalbimde gizli yangın, sesimde dumanlar tüttüren
Şaşkınlık mı, acı mı, öfke mi, hezeyan mı...
Hep geç kalmaktan yorulmam mı
"Onun oyuncağı var benim yok" kıskançlığı mı
İlk aşk mı
Yine gol mü
Eve gelmeyi sabredemeden yolda süzülen yaşlarım,
kızarmış burnum
yerlerde sürünen omuzlarım...
kapı ziline basamayıp, anahtarı bulmak zorunda olan kalbim
Başarılı bir iş kadınının, çığlık çığlığa sürünen bedeni
Daha kaç odasını yakayım yüreğimin...
Kaç günahımı yıkayayım
... derken....
Ağır çekim bir fırtınada, hızla su alıyorum kendime batmak için
Beş yılın kefaretini on yıldır ödeyemeyen bedenimin
İsyanı çürütüyor ruhumu
Benim patlak verdiğim yerlerden su kaçırıyor hayat
Hayat...
Bana blöf yapmayan, hep rest çeken hayat...
...
Aldanmayın janjanlı süslerime, kelimelerime
Benim de ruhuma edenleri tarihe geçişim böyle...
Kahretse de hala şaşırabiliyor oluşumun şerefine...