- Kategori
- Siyaset
Numan Kurtulmuş'un kurtuluş günü!

Saadet Partisi'nin genç lideri Numan Kurtulmuş partisinden ayrıldığını açıkladı... Esasen bu açıklama bekleniyordu. Çünkü, Saadet Partisi'nin statükocu politbürosu Numan Kurtulmuş'tan hoşlanmamıştı.
Bu ülkede vesayetçi anlayış sadece ülke idaresinde geçerli olmadı; partilerin yönetimleri de çoğu zaman vesayetçi oldu. Bazan buna "emanetçi" dense de, aslında her zaman olagelen vesayetçilikten başka bir şey değildi.
Türkiyedeki genel idarenin vesayetçilikten kurtulmak üzere attığı önemli adımlar, siyasi partilerin iç yönetimlerindeki vesayetçi yaklaşımları da gözden geçirmelerini gerektiriyordu. Saadet Partisi, Numan Kurtulmuşu seçerek bunu yapmıştı aslında... Ne var ki, Tayyip Erdoğan'ı elinden kaçıran statüko, Numan Kurtulmuş'u kaçırmamak için harekete geçti.
Saadet Partisinin "politbürosu" CHP'nin politbürosundan da destek alarak, Kongre kazanarak genel başkan olmuş Numan Kurtulmuş'u alaşağı etmek için harekete geçti. Nasıl ettilerse ettiler, bir hakimden yeni bir kurultay kararı çıkardılar; hem de davacı olanları yapılacak olan kurultaya kayyum tayin ettirerek...
Evet, AK Parti ve onun genel başkanını elinden kaçırarak başına "bela" eden statüko, Numan Kurtulmuş'un da gelecekte başına "bela" olmaması için "tedbirli" davrandı. Partinin vasilerini dinleyerek, vesayetçi genel başkanlığa boyun eğmeyen Sayın Kurtulmuş'u istifaya zorladılar.
Numan Kurtulmuş, bugün yaptığı basın açıklaması ile partisinden ayrıldığını duyurdu. Bence yapılması gerekeni yaptı... Zira, siyaseti vesayetçilikle yapan eski tüfeklerle mücadele etmesi kolay olmayacaktı. Necmeddin Erbakan'ın mülkünde, sülben varisi olan oğlu dururken Numan Kurtulmuş'un varis olması beklenemezdi. Eğer, "emanetçiliğe" razı olsaydı zaten sorun çıkmayacaktı...Ama vesayete ve emanetçiliğe razı olmadan bu "mülk-i Erbakan" da kalmak kolay olmayacaktı.
Bir yazımda, Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti ile Numan Kurtulmuş başkanlığındaki Saadet Partisi'nin aynı ray üzerinde giden iki tren gibi olduğunu söylemiştim. Önde giden tren menziline varmadan, ya da raydan çıkmadan arkadaki treninin merziline varması mümkün değildi. Ama, işin aslı şu ki, AK Parti sonsuza kadar iktidar olmayacağına göre, onun bir şekilde yoldan çekilmesinden sonra, Numan Kurtulmuş ve partisinin iktidar yürüyüşü hedefine ulaşacaktı.
Artık böyle olmayacak... Saadet Partisi, oğul Erbakan elinde marjinal bir mülk olarak kalacak ve asla bir iktidar alternatifi olmayacaktır. Numan Kurtulmuş ise, sıfırdan başlamak üzere çıktığı yolda, bir yerlere gelmek için çok zorluk çekecektir. Ama, tüm zorluklara rağmen Erbakanzade Fatih'ten daha şanslı olacaktır...
Çünkü, bu ülkede "vesayetçi" veya "emanetçi" siyasetlerin sonu gelmiştir...