Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '06

 
Kategori
Haber
 

O Bülent Ecevit'ti; Türk'tü, doğruydu, çalışkandı...

O Bülent Ecevit'ti; Türk'tü, doğruydu, çalışkandı...
 

Benim babam, ninem, dedem, emmim; sizin babanız, nineniz, dedeniz, emminiz... ne çok sevdiler Bülent Ecevit'i, şimdi hepsi de Ecevit'e ağlıyor. Türk milleti kendi has evladına, doğru adamına, çalışkan insanına ağlıyor.

Karslı Şahzade Şahin nine takmış Ecevit'e ''Karaoğlan'' adını. O öyle bir Karaoğlan'dı ki, kılıçsız ve kalkansız... Kalemi kılıçtan keskin, şiirleri güvercinlerin kanadında barış yüklü... Onurlu ve çalışkan, Mustafa Kemal duruşlu... Şapkalıydı, köylü dostuydu... ''Ne ezen, ne ezilen; insanca hakça bir düzen...'' diyordu...

1957 yılında cumhuriyetimizin ikinci adamı İsmet Paşa'nın damadı Metin Toker yazılarından dolayı tutuklanınca milletvekili seçilme şansını kaybetti. Şimdi hayatta olmayan rahmetli Metin Toker'in yerine Bülent Ecevit milletvekili adayı gösterildi ve seçilerek milletvekili olarak parlamentoya girdi. Çalışma Bakanı olarak çalışanlara, bir demokratik devlette olması gereken haklarını verdi. Ecevit ''işçi babası'' olarak anılmaya başlandı. Genel sekreterliği ve İsmet Paşa'nın yerine CHP'nin başına geçmesi onu ''Halkçı Ecevit'' ve ''Karaoğlan'' efsane sevgisiyle başbakan yaptı.

''Kıbrıs Barış Harekatı'' kararı ve başarısıyla da Bülent Ecevit tarihe geçti. O artık tarihi kahramanlıklarla dolu Türk milletinin yeni bir kahramanı olmuştu.

1968'den 1980'e kadar geçen süre Türk milleti için bir karabasandı. Türk milletinin en çok okumuş ya da okumakta olan gençleri kamplara ayrılmış, Avrupa üzerinden gelen silahlara çuvallar dolusu para verip silah alıyor ve o aynı kaynaktan aldıkları silahlarla acımasızca birbirlerini öldürüyorlardı. Bülent Ecevit'in tavrı netti, sesi gür ve içtendi: ''Silahlı eylemli sağa da, silahlı eylemli sola da karşıyım.'' Miting alanlarında silaha, ölüme, yakmaya, yıkmaya meyilli öfkeli, deneyimsiz; bir o kadar da Türk milletinin birlik ve beraberliğine aykırı seslere izin vermiyordu. Çünkü o çalışkandı, fabrikanın tüten bacalarını, çalışanlarını; köylüyü, çiftçiyi, okuyanı, yazanı, düşüneni; kısacası emeği seviyordu.

Korkusuzdu, cesurdu... 1975 yılıydı Erzincan'a gelmiş, düzenlenen mitingte çok kalabalık bir topluluğa seslenmişti. Miting sona erdiğinde şarkılar türküler, halaylarla ve peşini bırakmayan halk topluluğu ile Erzincan'ın çıkışına doğru uğurlama devam ediyordu ki, SSK hastanesi yakınında silahla konvoya taciz atışı yapıldı. Ecevit otobüsü durdurdu ve ''Vali buraya gelmeden gitmeyeceğim.'' diye seslendi otobüsün üzerinden. Halka sukünet içinde olmalarını, saldırıya karşılık vermemelerini söyledi. Valiyi bekleyiş saatlerce sürdü, sonunda bir yetkili geldi, gerekenin yapılacağı teminatı verildi ve Ecevit ondan sonradır ki yoluna devam etti. Demokrasi mücadelesi idi yapılan...

Ecevit'in Rahşan'ı iyi bir eşti. Sevgileri, sevenlere ve seveceklere iyi bir örnekti. Son nefesine kadar eşine şiir yazdı. Ne şiir yazmayı bıraktı, ne çayı, ne de sigarayı...

Kütüphanesi en sevdiği mekanıydı; ne okumaktan ayrı kaldı ne de yazmaktan... Daktilosunu seviyordu, bilgisayara geçmesi kolay olmadı...

Ardahan'dan Edirne'ye kadar Türk milletinin tamamıyla barışıktı. Dosdoğru bir insandı. Türk milletinin dosdoğru insanları, hem Türk'ün has evladıdır; hem de iyi bir müslümandır. Bülent Ecevit iyi bir Türk, iyi bir müslümandı. ''İnançlara saygılı laiklik'' anlayışı ile inanan-inanmayan ayrımı yapmak isteyenlere iyi bir ders vermişti.

Bülent Ecevit'in arkasında hep güzel şeyler söylendi; Dürüsttü, nezaket yaşamının yansımasıydı, tevazu onun yüceliği idi... Bir atasözümüz var ''Doğru duvar yıkılmaz.'' diye, ben bu atasözümüzü Bülent Ecevit için biraz değiştirerek yazayım: ''Doğru duvar da yıkılır, doğru insan yıkılmaz.'' Türkiye'nin demokratik kurumları yıkılmasın diye Danıştay Hakimi Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze törenine katıldı; kendi öldü ama cumhuriyetin demokratik kurumları dimdik ayakta. Bir acı durum ki bir yandan askerimiz şehit ediliyor; bir yandan da cumhuriyete kol kanat gerenler... En son bunun için direndi, yürüyemez vaziyette olduğu halde...

Türk milleti Bülent Ecevit'in şahsında kaybettiği doğrularına ağlıyor sabahtan beri... Bu duruş Türk milletinin gerçek karakterinin yansıması; biri bir yerlere baş olacaksa Türk milletinin bu meziyetini tanısın ilk önce...

Türk milletinin doğru insana olan bağlılığı asla sarsılmaz... Türk milleti tüm kalbi duygularla selamlıyor ve bu duygularla uğurlayacak seni, Sayın Bülent Ecevit... Uğurlar olsun dürüstlüğün timsali abide adam!...

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..