O çocuklar nerelerini açacak?

Yalan Dünya dizisinin Açılay'ı Nihal Yalçın'a göre "o çocuklar g....nü açacak." Böyle söylemesinin nedeni çok açık "Serbest kıyafet" açılımının arkasında kapanma zorlaması olasılığı. Bir grup insan yapılanları gerçekten özgürlükleşme olarak görürken, bir başka grup insan da her kararın arkasında  farklı bir maksada ulaşma iradesini görmekte. O halde hangisi doğru? Tek bir cevap vermek zor. Yapılanlara ve söylenenlere bakılırsa dinin referans gösterilmesi daha akla yatkın görünüyor. Yani amaç zorunlu eğitimde kızların kapanmasına hukuki alt yapı sağlamak. Bir kısım dindar, kız cocuklarının kapanmaları gerektiğine inanıyor. Önlerindeki engel düzenleyici kurallar. Tek tek değiştirilmekteler. Din referans alınırsa kişisel özgürlükten söz etmek olanaksız. Üstüne üstlük sosyal çevre küçüldükçe mahalle baskısı artmakta, sosyal çevre büyüdükçe mahalle baskısı azalmakta. Örneğin 30 sene önce ramazan günü gittiğim Kayseri de oruçlu olmadığım halde aç kalmıştım. Nedeni çok basit, kimse bana neden oruç tutmuyorsun demedi. Böyle soru sormaya gerek kalmadı. Açık lokanta yoktu.

Okul çocukları yeni kararla tek tip giysiden kurtulurken, mahalle baskısı nedeniyle renkli ama kapalı giysilere  yatay geçiş yapabilirler. Bu olasılık metrapollerde zor olmakla beraber, küçük şehirlerde zor değil. Üstelik işin ucu dayatmacılığa varabilir. Büyük şehirlerin köklü ve sınavla girilen okullarında mevcut yönetmeliklerin uygulanmadığı açıkça görülür. Yaka bağır açık, gravattan başka her şeye benzeyen sözde gravatlar, bir ucu pantalonun içinde diğer ucunun nerede olduğu belirsiz gömlekler. Saçlar yapılı, tırnaklar ojeli, etekler dizkapağından üstte dört parmak değil, tamamı dört parmak mini. İşe böyle bakılırsa serbest giysi uygulaması belli okullarda çoktan başlamış. Yeni yönetmelikle buralara da el atılacağından şüpheniz olmasın. İstediğiniz giysiyi yeni yönetmeliğin çizdiği sınırlar içinde giyebilirsiniz. Bunun adı serbest kıyafet yönetmeliği. Zaman ilerledikçe yeni yeni hükümlerinde ansızın yürürlüğe konduğunu görürseniz şaşırmayın. Özgürleştikçe kapanıp, kapandıkça özgürleşeceğiz.

Önemli soru şu: Neden sonuç ortaya çıktıktan sonra tartışıyoruz? Cevap basit: önceden tartışıp, enine boyuna düşünüp bilimsel metotlarla sosyal olayları incelemiyoruz. Ben yaptım oldu hemde çok güzel oldu mantığı kural haline getirildi. Sayısal çoğunluk ilkesi her türlü evrensel ilkenin önünde kabul görmekte. Ayrıntı önemli değil,doğru önemli değil, önemli olan siyasal erki elinde bulunduranın sayısal üstünlüğü. O üstünlüğü korumak için amacı belirsizleştirip kendinden olmayanlarında isteklerini yerine getiriyormuş görüntüsü verilmekte. Böyle sürdürülemiyeceği çok açık.Bir zamanlar iktidar olanlarda benzer yöntemleri uygulamışlardı...