- Kategori
- Deneme
O

Küllerimden doğmamı sağlayan Annem'e
O hep dağ ceylanı gibi ürkekti bana karşı, bense ihtiyaç duyduğu için mısır tarlalarını talan eden kargalar gibiydim. Kalbimde bir gül vardı, yaprakları dökülüp siyaha dönerdi hep, kargalara çalardı. Onunsa kalbi erik ağaçlarıyla dolu bir kasaba gibiydi, çocukluğumun tırmanıp topladığı, kütürdete kütürdete yediği eriklerle dolu. Gözlerimde ki yıldızlar ancak o zaman solurdu sevinci. Ben bir serserinin cebinde ki çakıyken, ellerim transparan yırtık elbiseler giymiş mutluluklara dokunurken o polyannanın umut dolu düşlerini yaşıyordu, elleri pamuk sandığı bulutlara değiyordu, cebindeyse umutları vardı tomar tomar. Hala saf düşünebiliyordu benim için, çünkü beni en saf olduğum andan itibaren seviyor, kolluyordu. Ama ben yıkık dökük bir dağ evinin bodrum katındaydım, karanlık yüzüme vuruyordu. Ceylan gibi ürkekti bana karşı, evet. Ama beni kurtarmak için o karanlık, insan leşi kokan bodrum katına girip gözleriyle beni aydınlatacak kadar da cesurdu. Onun aydınlığı, etlerimi yakmayan tek ışıktı. Kalbimde ki gül teninin rengine bürünemedi ama yaklaşmıştı, pembe olmuştu. Hala çürük izleri vardı gülün sırtında. O, çürükleri bile beşiğe yatırıp ninniler söyleyerek sevdi. O, annemdi.