Obama

Millet olarak gerçekten de diğer uluslardan pek çok farklılıklarımız olduğu doğru. Bana göre bu farklılıkların en belirgin olanlarından bir tanesi de hayalperest ve duygusal olmamız. Bu duygusallık bazen bizi hayallerimizin esiri bile yapıyor. Önce bir şeyleri hayal ediyor, sonra o hayallere inanıp gerçek olmuşlarcasına davranışlara giriyoruz. Bunun böyle olmadığını görünce hayal kırıklığı ve buna bağlı olarak tepkilerimiz de o derece şiddetli oluyor.

***

Aylarca Obama’nın başkan adaylığına taktık. Onunla yattık, onunla kalktık. Seçimleri kazanınca o günü milli bayram ilan etmediğimiz kaldı. Hatta gazetelerden okuduğumuza göre Anadolu’nun bir köyünde Obama’nın başkanlığı için kurbanlar kesilmiş. Şaka gibi değil mi? Bize Kurtuluş Savaşı’nın onurunu yaşatan, bu güzel vatan topraklarını düşman çizmelerinden kurtaran, kendi kendimizi yönetme hakkımızı bize veren, padişah kulluğundan yurttaşlığa geçmemizi sağlayan kahramanları bile tartışma konusu yapmaya çabalarken elin ne idüğü belirsiz bir adamı için kurbanlar kesiliyor. Bu kurbanların caiz olup olmadığının din adamları tarafından tartışılmasını beklerdim. Çünkü islamiyette kurban ve adakların hangi koşullarda kesileceği bellidir diye düşünüyorum.

***

Şimdi gazeteler bu adamın ağzından çıkan sözleri neredeyse mübarek ilan edecekler. Barack Obama ilk konuşmasında Müslümanlarla ilişkilerden bahsetmiş. Aman ne büyük bir insanlık gösterisi.

Hemen notunu verdik. Bu adam Müslümanları çok seviyor. Artık Müslümanlar rahat uyusunlar. Onları koruyup kollayacak bir Obama ağabeyleri var. Haydi bakalım, eğer yüreği yetiyorsa İsrail Gazze’ye bir daha saldırsın.

Yeni Dışişleri Bakanı Hillary Clinton bütün bu hayal ve umutları bir tekmede yıkıverdi. Ona göre İsrail Gazze’de haklıydı. Olsun, Hillary kim oluyor ki? O bir eksik etek. Koskoca başkan varken hiç dışişleri bakanının hükmü olur mu?

***

Anlayamadığımız, ya da anlamak istemediğimiz bir şey var. ABD günü birlik politikalarla yönetilmez. Ayrıca demokrasi, gelişmiş ülkelerde bizim algıladığımızdan farklı algılanır ve farklı uygulanır. Bizde beş yılda bir sandığa gidilip seçim yapılır. Demokrasimiz işte bu seçimlerden ibarettir. Ama asla demokrasiyle yönetilmeyiz. Seçimlerin hemen ertesinde başlayan bir parti diktasıyla yönetiliriz. Seçilmişler beş yıl boyunca kendilerini dokunulmaz ilan edip her davranışı kendilerine hak olarak görürler.

Demokrasinin asıl önemli ayağı olan ve halkımızın sadece beş yılda bir değil, yönetime sürekli katılımını sağlayacak olan sivil toplum örgütleri taraf yapılıp etkisizleştirilerek devre dışı bırakılır. Basın da bu işe çanak tutarak elit bir gurup meydana getirilir. Yönetenler ve onların borazanlığını yapan medya…

***

Barack Obama’yı da bize allayıp pullayarak adeta İsa’nın havarilerinden biri gibi sunmaya çalışan bu saygıdeğer basın değil midir? Hillary boşuna mı dışişleri bakanı yapıldı? Bence bütün İslam dünyası için asıl zor günler yeni başlıyor. Şimdiye kadarki ABD yönetimleri sadece yordular ve yıprattılar. Ama asıl indirici yumruğu bu yönetimin atacağını düşünüyorum.

Barack Obama ABD’nin ilk siyahi başkanı. Ataları Afrika kökenli. Bu adamın ABD’ye başkan olması kolay bir iş midir? Yani Amerikalılar duygusal davranıp sadece insani düşüncelerle mi kendisine oy verdiler?

Bu ülkede geçen yüzyıl içinde bu insanlar zencilerle aynı otobüslere binmiyor, aynı lokanta ve kahvelerde oturmuyor ve çocuklarını aynı okullara göndermiyorlardı. Ne oldu, birden bire hidayete mi erdiler?

Amerika’da bir zencinin Başkan seçilebilmesi için beyazlardan daha beyaz olması gerekiyor. İşte iddia ediyorum ki, bu ABD yönetimi eskileri mumla aratacaktır. Önümüzdeki yıllar hem İslam alemi için, hem de ne yazık ki bizim için çok sancılı geçecektir. Bırakınız koyun kurban etmeyi, deve bile kesseler bu Amerika dünyaya kan ve zulüm ekmeye devam edecektir. Çünkü varlığını sömürge ve zulüm üzerine kurmuştur. Amerikalıların yedikleri her lokmada mazlum milletlerin kanı ve teri vardır.