Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Aralık '06

 
Kategori
Eğitim
 

Ödev yaptım…1

Ödev yaptım…1
 

Bir veli olarak çocukların sorumluluk duygularının gelişmesi açısından oturup ödev yapmam. Yapılmasına da karşıyım. Çocuklarıma her zaman söylediğim.: ‘Bu sizin sorumluluğunuz, yaparsınız ya da yapmayıp sonuçlarına katlanırsınız. Nasılsa okula gidince öğretmene açıklama yapmak zorunda olan sizsiniz. Öğretmen beni çağırırsa bir gün, bu konuyla ilgili; gereken neyse yapmasını söylerim ve asla sizin için bahane uydurmam’’…

Ancak bu akşam eve girdiğim saat (18.00) ten itibaren şu saate kadar ödev yaptım. Hem de ne yaptım biliyor musunuz, yarım karton üzerine Marmara Bölgesi’nin kabartmalı haritasını. Şu anda zor hissettiğim parmaklarımla bu yazımı yazıyorum. Önce tam boy kartonu ikiye böldük. Haritayı çizdik ve oyun hamuruyla kabartma sistemiyle tüm kartonu kapladık. Denizler, göller, dağlar, şehirler hepsini belirledik. Zor bir işti. İnce ince işlemek gerekiyordu. Bu 5. sınıfa giden kızımın ödeviydi. Bir ara dayanamayıp ‘’iğne oyası yapsaydım daha kolay olacaktı’’demişim. Kızım hemen ‘’iğne oyası ne anne’’ dedi. Bir de ona, anneannesinin yemenilerinden başlayıp, iğne oyasını anlattım bu sırada. Ama sabah saat 06.30 da kalkmak zorunda kalan çocuk, alıştığı üzere saat 21.00’da uyudu kaldı, oturduğu yerde. Ve ben bitirmeye çalıştım daha sonra. Malzeme planladığımızdan fazla gitti, yedeğimiz olduğu halde ne hamur yetti, ne yapıştırıcı. Ben de sıyıra sıyıra kuruyan hamurları; yama yama üstüne bitirmeye çalıştım. Neyse, şu saatlerde sağ salim bitti de, ben de bugünden kalan havalelerimi yapmak üzere bilgisayarımın başına geçebildim. Gelmişken de hemen şu konuyu ileteyim de, eğitimci dostlarımız belki bu sitemime verdikleri cevaplarla, bu ödevlerin gerekliliğini açıklar da bunca emeğe yanmam diye düşündüm.

Geçen yıl ve bu yıl, biz veliler tam gün proje ve etkinlik dosyalarını hazırlamak üzere mesaideyiz. Verilen konular ve öğretmenlerin sonuç değerlendirme şekli ne yazık ki ; çocukların yaşlarıyla pek orantılı gelmiyor bana. O kadar belli ödevlerin aileler tarafından yapıldığı. Üstelik anlayamadığım bir nokta, öğretmen olan velilerin daha da bir canla başla çalışıp, çocukların elinin değmediği mükemmel projeleri hazırlamaları…

Sonuçları bir görseniz inanmazsınız. Öyle sunumlar hazırlanıyor ki, veliler laptopların başında yönetmen konumunda; çocuklar sıralanmış sunum odasına şovda…

En güzel slayt şovlarını sunuyorlar gururla. Sesli, renkli, hareketli slaytlar projektörden yansımakta o anda. Öğretmenler memnun, veliler memnun. Peki bendeki bu kaygı niye, sanırım bende bir yorumlama hatası var…

Çocuğun yaratıcılığını kullanmadığı, araştırma yapmadığı, elini sürmediği; sadece eline verilen bir kağıttan okuyarak aktarmaya çalıştığı (çoğu kelimelerin anlamlarını bile bilmiyorlar) bu projenin ne faydası olacak onlara.

Geçen yıl hiç unutmuyorum, bir ev projesi için veliler mimarlara ücret mukabilinde proje çizdirmişti. Çocuklar da alıp okula götürmüş ve not almıştı. Ben ne mi yaptım? Emlakçıyım ya elimdeki hazır bir proje üzerinden anlatmaya çalıştım ve verdim çocuğun eline projeyi gönderdim okula. Ama açıklama yok tabi, ben ne mimarım ne de mühendisim sadece emlak danışmanı olarak aktarabileceklerimi anlatmaya çalıştım.

Bu gün bu saate kadar bu ödevi yapmamın sebebi ise tam 8 etkinlik vardı, yarına yetiştirilecek. Ve kurslar, ah o kurslar; öğretmenler açıklamaları kurslarda yaptığı için çocuklar birkaç etkinliği son anda duyuyor. Ve o eller yetmiyor bir günde 8 etkinlik hazırlamaya. Sabah 6 da yataktan kalkan o küçücük bedenler, yoruluyor akşam saatlerinde.

Bu kez bu yardım gerekiyordu çünkü. Amaç ortada zaten, teslim edecek bir materyal olsun yeter. Kimin yaptığı bir bakışta anlaşılıyor!

Yarın notumu alacağım, umarım öğretmenimiz beğenir de; ben de çocuğuma rezil olmam…

Eyvah ben de kurallarımı çiğnemeye başlayacağım galiba bu gidişle….

Asıl Ödevim:Ferdi için,

http://biryardimeli.bz.tc/

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara