Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '15

 
Kategori
Bilim
 

ODTÜ'lü üç dahi'den Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu'nu da yitirdik.

ODTÜ'lü üç dahi'den Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu'nu da yitirdik.
 

Oktay Sinanoğlu (tr.instela.com)


Sonuncusunu da yitirdik …
 
Kimdi sözünü ettiğim üç öke..?
 
Prof.Dr.Feza Gürsey 
 
Prof.Dr. Cahit Arf ve
 
Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu 
 
Önce, Feza Gürsey gitti, oldukça erken bir yaşta; sonra Cahit Arf  ve şimdi de Oktay Sinanoğlu sonsuzluğa gittiler. Dünya şimdi çok daha yalnız…
 
Orta Doğu teknik Üniversitesi’nin kuruluş yılları ve bir bakıma caf caflı yıllarıydı. Başta Kemal Kurdaş olmak üzere, onun ekibi, ODTÜ’yü dünyanın en büyük üniversitesi yapmak için, dünya çapındaki bilim yıldızlarını, Ankara’nın göbeğindeki bu yeni yükselen bilim mabetine davet ettiler. Ve bir çoğu da bu yükselen sese kulak vererek, yurtlarına geri döndüler ve ODTÜ’nün yükselmesinde rol aldılar. 
 
Prof.Dr. Feza Gürsey ve Prof.Dr.Cahit Arf'ı bir başka yazıma bırakarak, çok yakında yitirdiğimiz Türkiye'nin yetiştirdiği büyük beyinlerden Prof.Dr. Oktay Sinanoğlu'nu biraz tanımaya çalışalım. 
 
Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu:
 
Babasının (Nüzhet Haşim Sinanoğlu) Türkiye Başkonsolosluğunda görev yapmakta olduğu Bari'de doğdu. 1939 yılında İtalya'da II. Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından ailesiyle Türkiye'ye döndü.
 
Oktay Sinanoğlu, sonradan TED Koleji olan Ankara Yenişehir Lisesi'ne burslu öğrenci olarak girdi ve 1953 yılında bu okulu birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla Kimya Mühendisliği okumak üzere ABD'ye gitti. 1956'da ABD Kalifornia Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliğini'ni birincilikle bitirdi.
 
1957'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nü sekiz ayda bitirerek yüksek kimya mühendisi oldu. "Alfred Sloan" ödülünü aldı. 1959'da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'de kuramsal kimya doktorasını tamamladı. 1960'ta Yale Üniversitesi'nde öğretim üyesi (asistan profesör) oldu.
 
1960-1961 yıllarında atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramı ile "Doçent" oldu. 1963'te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 28 yaşında "tam profesör" unvanını aldı. 20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesidir.
 
1962 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu'na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör ünvanını verdi. Yale Üniversitesi'nde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı. 1973'de Almanya'nın en yüksek "Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü"nü ilk kazanan kişi oldu. 1975'de Japonya'nın "Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü"nü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ünvanı verildi. 1976'da Japonya'ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Amerikan Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Meksika hükümeti tarafından yüksek Bilim Ödülü "Elena Moshinsky" ile ödüllendirildi.
 
Dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri oldu. DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getirdi. Dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar verdi.
 
1980'li yıllarda çalışmalarını kimya biliminin basit bir şekilde öğretilmesine yönelik bir kuramsal çerçeve üzerinde yoğunlaştırdı. Ancak 1988'de yayımlanan çalışmaları akademik dünyada ilgi görmedi. 1993'te Yale Üniversitesi'ndeki profesörlük görevlerinden erken sayılabilecek bir yaşta emekliye ayrıldı. Aynı yıl Türkiye'ye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde profesörlüğe atandı. 2002 yılında bu görevden de emekliye ayrıldı.
 
Türkiye'de bulunduğu dönemde çalışmalarını daha çok Türk ulusal kimliği ve Türk diliyle ilgili milliyetçi görüşlerini yaymaya adadı. Eğitim dilinin resmi dil olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savunmaktadır. Matematiksel yapısından dolayı Türkçe'nin en iyi bilim dili olduğunu söylemektedir. 
 
Yaşamı boyunca Kuantum Mekaniği'ne birçok katkıda bulunmuş bir bilim adamıdır. P.A.M. Dirac'in de üzerinde uğraştığı ancak çözümleyemediği bir problemi, "Kuantum mekaniği"nde, Hilbert uzayının topolojisi ve içerdiği yüksek simetrileri çözdü. Böylece Kimya bilimini bu topolojik inceleme ile sağlam bir temele oturttu.
 
19 Nisan 2015 tarihinde hayatını kaybetti.
 
Ünlü sanatçı Esin Afşar'ın ağabeyidir.
Tüm akademik çalışmaları içinde en önemli 5 kuramı şöyledir:
Many Electron Theory of Atoms and Molecules (1961) – Atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı.
Solvophobic Theory (1964) – Çözgeniter kuramı.
Network Theory (1974) – Kimyasal tepkime mekanizmaları kuramı.
Microthermodynamics (1981) – Mikrotermodinamik
Valency Interaction Formula Theory (1983) – Değerlik kabuğu etkileşim kuramı.(Vikipedi)
 
Bu üç büyük adamıyla da ODTÜ de karşılaşmak, tanışmak ve el sıkışmak onuruna sahip oldum. Ben orada ne mi arıyordum. O sıralar ODTÜ Halkla İlişkiler ve Yayın Bölümü’nde Şef pozisyonunda çalışan bir ODTÜ mensubuydum. Bundan her zaman gurur duydum. Ve bu büyük insanları tanımaktan son derece mutluyum. 
 
ODTÜ bu büyük Profesörlerden sonra çok büyük insanlar yetiştirdi. Tümü de Dünya Bilimine çok şeyler kattılar. ODTÜ her zaman bilim dünyamızın yıldızı olmuştur. Onunla orada bulunan ve oradan yetişen herkes buyuk gurur duyar.
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..