Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '14

 
Kategori
Güncel
 

Öğrenci evlerini bırakıp zina yasağının ortadan kaldırılmasına bakalım

Öğrenci evlerini bırakıp zina yasağının ortadan kaldırılmasına bakalım
 

Son günlerde Başbakan tarafından kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmasının doğru olmadığına yönelik bir söylem ortaya atıldı ve devamında bunun yasalaştırılabileceği söylendi.

Tabi bu durum bir söylem olmakla kalmayıp bireyler arasında ve beklenildiği gibi partiler arasında da tartışmalara yol açtı: Ak Partiye göre bu durum kabul edilemez, CHP’ye göre böyle bir açıklama kabul edilemez, MHP’ye göre bu açıklama topluma mal edilemez, BDP’ye göre ise özel hayatın ihlali.

Bence biz bütün bunları bırakıp 2005’te AB uyum süreci için kaldırılan zina yasasına bakalım ve şu soruları soralım:

1. Zinanın suç sayılması neden kaldırıldı?

2. Zinanın suç sayılması kaldırıldı ise aynı evde nikahsız ilişki yaşayan karşı cinsler ne ile suçlanacak?

3. Kocasını/karısını bırakıp başka erkekler/kadınlar ile kaçan kişilere neden kimse müdahale edemiyor?

Aslında son soruyla konuyu öğrenci evleri tartışmasından çıkartıp “zinanın suç sayılması”nın kaldırılmasıyla birlikte nikahlı çiftlerden birisinin üçüncü bir şahısla kaçmasına izin verilmesine getirmek istiyorum.  2005 yılında kaldırılan yasa ile beraber üçüncü şahıslarla kaçan nikahlı kişilere dokunulmazlık hakkı verildi. Yani Adamın eşi bir başkasıyla kaçıyor veya kaçırılıyor, kocası veya anne-babası kolluk güçlerine gidiyor “eşim, kızım bir başkasıyla kaçtı gitti” diyor. Kolluk güçleri ise “biz bu konuda bir şey yapamayız zinanın suç olması hükmü kaldırıldı bu özel hayata müdahaleye girer” cevabını veriyor.

Şimdi diyeceksiniz ki “kişi kendi isteğiyle kaçmış özel hayata müdahale edemeyiz insanlar eylemlerinde özgürdür”.

Peki olayı şu şekilde düşünelim:

1.Kadın üçüncü şahıs tarafından tehdit edilerek kaçmaya zorlandı. Belki kocası belki çocukları belki de canıyla tehdit edildi ve çaresiz kabul etmek zorunda kaldı.

2.Kadın kocasından ilgi görmediği ve cinsel ihtiyaçlarının karşılanmadığı için bir anlık zaafına kapılıp üçüncü bir şahısla kaçtı.

Bu iki olayda da kocası eşinin kaçtığını kolluk güçlerine bildirdi fakat “zinanın suç olması hükmü ortadan kaldırıldı, bunun yasal dayanağı yok, özel hayata müdahale edemeyiz” cevabını aldı.

Kolluk güçleri 1. ve 2. olaya anında müdahale etseydi:  Birinci olayda bir tehdit unsuru olduğu ortaya çıkıp kadın evine dönebilme imkanını bulabilecekti. İkinci olayda ise kadın bu durumdan pişman olup eve dönebilme imkanına sahip olabilecekti. Ya da kaçan kişi eve dönmek istemiyor diyelim; Kolluk güçleri kaçan kişileri uyarıp bunun doğru olmadığını öncelikle boşanıp nikahlı eşinize karşı sorumluluğunuz ortadan kalktıktan sonra beraber olabilecekleri söylenecekti.

Fakat özel hayata müdahale edilmediği için Kolluk güçleri ortadan kalkıyor ve karısı başkasıyla kaçan koca çılgına dönüp ikisini de öldürüyor ya da zoraki kaçan kadın kaderine razı olmak zorunda kalıyor, çocuklarda ise hayatları boyunca peşlerini bırakmayan derin travmalar ortaya çıkıyor. Hiçbir şey olmasa bile toplum tarafından erkek iktidarsız kadın ise kötü kadın olmakla damgalanıyor ve bu olay hayatları boyunca yakalarına yapışıyor.

Aslında söylemek istediğim kaldırılan zina yasağının tekrar yürürlüğe girmesi değildir. Söylemek istediğim asıl mesele bu yasağın ortadan kaldırılmasıyla ortaya çıkan ve Aile Kurumu'nu etkileyen etmenlerdir. Nikahlı çiftlerin birbirlerine karşı her anlamda sorumlu olduğu ve bu sorumluluğun başkaları ile ilişki yaşamayı da kapsadığıdır. Yapılması gereken düzenleme nikahlı çiftlerin başkaları ile ilişki yaşaması ve bunu çiftlerden birinin şikayeti sonucunda kolluk güçlerinin müdahale etmesi meselesidir. Bu sayede gayri nizami ilişkiler ortadan kalkıp nizami birliktelikler sağlanacaktır.

İsmail YILDIZ

Sosyolog
Felsefe Öğretmeni
Aile Danışmanı

 
Toplam blog
: 3
: 158
Kayıt tarihi
: 22.07.14
 
 

İnsanların davranışlarına anlam veremediği halde; PSİKOLOJİK DANIŞMAN Toplumların işleyişine ..