Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '08

 
Kategori
Anılar
 

Öğrencinin gözünden psikiyatrist!

Öğrencinin gözünden psikiyatrist!
 

İhtiyacı olan çocuklara destek olabilmek için ders ardında kalan zamanımın büyük kısmını farklı yerlerde çocuklarla geçiriyorum. Belli bir program akışında giden paylaşımlarımız zaman zaman ilginç anların ortaya çıkmasını engelleyemiyor. Kimi zaman güldüren kimi zamanda hayrete düşürecek şeyleri her geçen gün çocuklardan öğreniyorum. Aslında temelde benim bir şeyler aktarmam üzerine olan bu düzende emin olabilirsiniz ki çocuklardan daha fazla şey öğreniyorum. Sınıf yönetiminden çocuk psikolojisine kadar her şeyi yerinde öğrenmenin tadı da farklı oluyor tabi ki. Bu yüzden kendimi yaşıtlarıma nazaran fazlasıyla şanslı hissetmem de hak verirsiniz ki çok doğal olmalı.

Geçtiğimiz haftalarda konu gereği meslekleri anlatıyordum. Konuya giriş amacıyla öncelikle sohbet etmeye başladık. “Meslek nedir?”, “Çevremizde bildiğimiz, gördüğümüz meslekler nelerdir?” gibi çocukları konuya dâhil etmeyi amaçlayan sorularla sohbetimizi sürdürdük. Elimde etkinlikle ilgili kitabım olduğu için programın uygulanmasında sıkıntı çekmiyordum. Elimdeki kitabın öğrencilere uyarlanmış şekli de her öğrencimizde vardı. Kitaptan çocukların ilgilerini çekebilecek meslekleri sıraladım ve ardından tahtaya yazdım. Kültürel ve sosyal çevreleri gereği birçok mesleği bilmemeleri doğal gibi görünüyordu. İlginç olanı bir öğrencinin zoolog olmak istediğini söylemesiydi. Zoologun ne olduğunu sorduğumda bir yerden duyduğunu ama hayvanları çok sevdiği için bu mesleği bilse de bilmese de yapmak istediğini vurguladı. Diğer çocuklarda hayret ve merak içinde zoolog olmak isteyen öğrenciyi dinlediler.

Tahtaya yazdığım mesleklerden sırayla bilmeyenlerin bilmedikleri meslekleri belirtmesini istedim. Tahtaya yazdığım onca meslekten herkesin ortak olarak bildiği meslek çıkmamıştı. Bu bir o kadar da doğaldı aslında. Ard arda yazılmış “psikolog” ve “psikiyatrist” mesleklerine sıra geldiğinde etkinlik sınıfının çoğunun bu iki meslekle ilgili bilgisi vardı; ancak ikisinin farkını bilen yoktu.

“Deliler gider.”

“Sohbet edilir, rahatlarsın.”

“Bizim sınıfta yerinde durmayan biri vardı o gitmişti.”

Bu şekilde tepkilerin geleceğini açıkçası bekliyordum. Halkımızın büyük bir kısmında olan psikologa deliler gider anlayışının çocuklarda olması kadar doğal bir şey olamazdı. Tepkilerin ardından herkesin dertleri, sorunları olabileceğini ve bunların konuşularak, insanı rahatlatabileceğini söyledim. İşte rahatlama ihtiyacımızı giderebileceğimiz yerlerden biri de psikologlardır diyerek sözümü bitirdim. Ardından konuyla ilgili düşüncesini ifade etmek isteyenin olup olmadığını bir kez daha sordum.

Sorduğum soru üzerine o gün etkinliğe ilk defa gelen ve hal ve hareketlerinde hafif bir gariplik olduğu hissedilen Elif adındaki öğrenci elini kaldırarak konuşmak istediğini belli etti. Öğrencilerin etkin katılımı beni de mutlu ettiğinden büyük bir içtenlikle söz verdim. Hemen heyecanla konuşmaya başladı:

“Annem beni psikiyatriste götürüyor. (İki kolunu üzerindeki tişörtü sıyırarak) Bakın ben kollarımı kesiyorum. Oraya götürüyor annem beni. (Sınıftaki herkes, bende dâhil şok olmuş durumdayken sözlerine devam etti.) Böyle kocaman kocaman ilaçlar veriyor sakinleşiyorum. Psikiyatristi sevmiyorum ben.”

Sözlerini bitirmeye niyeti olmadığı her halinden anlaşılıyordu. Diğer çocukların da bakışlarından endişeli oldukları gözleniyordu. Bir şekilde Elif’in susması ortamın sakinleşmesi gerekiyordu. Müdahale ederek susturmayı denedim ancak şartlanmış bir şekilde sürekli donuk bakışlar altında sözlerine devam ediyordu. Çocuklar kadar bende panik oldum. Soğukkanlılığımı kaybetmemiş gözükmeye çalışarak en sonunda tamam Elif teşekkür ederim diyerek, sakinleşmeye çalıştım. Ancak göz göze geldiğimiz ilk andan son ana kadar içimde yaşadığım duyguyu kelimelerle ifade edebilmem çok zor sanıyorum. Gözlerine baktığımda bir anda bana zarar verebileceğini bile düşündüm. Diğer öğrencilerin korkuları benim yanımda fazlasıyla doğal kalıyordu.

Normalde böyle sorunları olan öğrenciler etkinliğe girmeden önce bizlere uyarılar veriliyordu. Ancak nasıl olduysa Elif atlanmış. Elif’in durumu ile ilgili etkinlik çıkışı idari sorumlularla görüşme yaptım. Onlarda söylemeyi unuttuklarını; ancak Elif’in okul ve diğer sosyal çevrelerde arkadaşı olmadığı için böyle bir ortamda mutlu olduğu için gözetim altında etkinliklere girmesini uygun bulduklarını söylediler.

Uzun lafın kısası hayatımızda yaşayacağımız her an yeni bir bilgi yeni bir tecrübe. Elif umarım mutlu olur. Herkesin yapabileceği bir şeyler var, lütfen kendimizin farkına varalım.

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..