ÖĞRENİM HAKKI

ANAYASAL  ÖĞRENİM HAKKI

Anayasamızın 42. Maddesi, "Kimse,  eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz (...). "İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır. (...) "Devlet, maddi imkanlardan yoksun  başarılı öğrencilerin,  öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar (...)"

İRDELERSEK

"Kimse, eğıtım ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz"sa; herkesin eğitim ve öğrenim olanaklarına ve araçlarına erişmesi sağlanarak, engellerin ortadan kaldırılması gerekmez mi? Başarısız öğrencinin okulla ilişiğini kesmek, onu eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakmak değil midir? Atalarımız çağımızdan önce "Beşikten mezara kadar ilim" demiyorlar mıydı? Herkese beşikten mezara kadar eğitim ve öğrenim hakkı tanımak gerekmez mi?

Eğıtim ve öğretim ana baba çocuk arasında yüz  yüze başlar. Okul sınıflarıyla sosyalleşir. Teknoloji ürünü videolar; belirli yerlerde, belirli zamanlarda başlayan ve belirli süre devam eden yüz yüze eğitim ve öğrenim kavramını; istendiği yerde, istendiği zamanda olarak evrimleştirdi. Öğretmenin öğretim yükünü azltırken eğitim yükünü artırdı. Ders videolarını evlerinde yeterince izleyen öğrenciler, takıldıkları yerleri öğretmenlerine sorarak, onların bilgi ve becerilerinden yararlanarak eğitilebilir kıvama geldiler.

NELER YAPILABİLİR

1)  EBA Eğitim Bilişim Ağı; İlk ve ortaöğretim derslerinin videolarınının USB'lerini  maliyet fiyatıyla satışa sunar. Öğrenciler teker teker yada beşer beşer gruplaşarak kayıtları edinirler ve izlerler. Haftada bir gün sorularını öğretmenlerine sormak üzere okul sınıfında toplanırlar. Aynı uygulamayı devlet üniversiteleri de yaparlar.

2) Hazır olan öğrenciler ders yılı sonunu beklemez her istedikleri an piyangodan çıkacak sorulardan değil, o dersin bütün konularından sınava girererek o dersten  geçerler, geçemezlerse sonsuz sınav hakları vardır.

3) Öğrenim yükleri azalan öğretmenler ve akademisyenler; araştırma, bilgi ve beceri geliştirme çalışmaları yaparlar. 

Ne dersiniz?