Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '07

 
Kategori
Mizah
 

Öğrenmenin yaşı yok!

Öğrenmenin yaşı yok!
 

- Hadi ama bana söz vermiştin. İnternetten gazeteleri okumayı öğretecektin. Hahhh! Hadi bakalım şu tekerlekli sandalyeyle seni bilgisayarın karşısına götüreyim. Anlat bakalım!

- Bak şimdi anne! Bilgisayarı şu düğmeye, ekranı da bu düğmeye basıp açacaksın. Bak, şu mavi kutu modem; internete bağlanmamızı sağlıyor. Bunun da düğmesine basalım. Şimdi bekleyeceğiz. Kum saatini gördün mü?

- Kum saati kayboldu. Şimdi ne olacak? Bağlandık mı?

- Evet, bağlandık. Açılış sayfası olarak bütün gazetelerin adreslerinin olduğu bir sayfayı hazırladım. Şimdi sen geç bakalım dümene. Hangi gazeteye girmek istiyorsan, onun isminin üzerine gidiyorsun. Bak, gördün mü el şeklini aldı okun ucu. Hadi şimdi tıkla.

- Aaaa açıldı vallahi!

- Bak işte ilk aşamayı başardın. Hadi, şimdi istediğin yazarın köşe yazısını okuyabilirsin.

- Tamam. Sen de benim yakınımda ol ama!

- Sen beni kanepeye oturt o zaman. Ben kitap okuyayım; sen de bir güzel sörf yap.

- Sörf mü?

- Hani o sayfadan bu sayfaya gezip duruyorsun ye, işte ona sörf yapmak deniliyor.

- Hımmm….

- Kafana takılan bir şey olursa sorarsın. Haydi bakalım kolay gelsin!

- Yeşim!

- Efendim canım?

- Şimdi yanlış bir sayfaya girersem, oradan bilgisayara böcek giriyormuş; doğru mu?

- Böcek haaaa!!!!

- Aman böcek değildi de… Mikrop gibi bir şeydi işte!

- Virüs annem virüs…

- Aman! Anladın işte ne demek istediğimi. Ne diye uğraştırıyorsun beni? Hadi hadi , bırak gülmeyi de kitabını oku sen!

- Peki…

( 1 saat sonra )

- Aaaa çekilsene sen oradan! Tam da okuyacağım yeri kapattın! Çekil , çekil!

- Anne… Kime bağırıyorsun?

- Yaa baksana şuna. Tam okuyacağım yerde bir reklam çıkıyor. Kenara da çekilmiyor!

- Dur bir bakayım… Haa bak okun ucu bir reklamın üzerine gelmiş. O yüzden açılıyor. Bak şimdi çektik oku oradan, reklam falan kalmadı.

- Tamam, teşekkür ederim. Beni meşgul etme sörf yapıyorum…

- Peki…

- Yav ne güzelmiş burası. Kimi istesem buluyorum!

- Güzeldir evet…

- Aaaa Yeşim!

- Efendim?

- Bak burada ne yazıyor! “Tıklayın sıcak arkadaşlar edinin.” Hem de görüntülüymüş biliyor musun?

- !!!!!!!!

- Nasıl görecekler ki beni?

- Aman gözünü seveyim. Sakın haaaaa! O böcekler böyle yerlerden giriyor işte!

- Hahahah! Mesela girermişim ben oraya. Bir de gençlik fotoğrafımı koyarım. Siz artık kocaman oldunuz, “çocuksuz” diye de yazarım.

- Annneeeeeee!

- Amannn! Sana da hiç şaka yapılmıyor!

- Canımcım… Bak 3 saattir oturuyorsun. Sırtın falan ağrımadı mı?

- Yooo! Valla sizin oturduğunuz kadar varmış. Hiç kalkası gelmiyor insanın!

- Hadi sen biraz dinlen; ben de bloglara bakayım azıcık.

- Tamam… Ben içeride biraz televizyon seyredeyim bari. Bir şeye ihtiyacın olursa seslen.

- Seslenirim…

(20 dakika sonra)

- Yeşiiimmmm! Bak çok güzel bir film başlıyor; hem de gerilim galiba!

- Yok canikom, daha okuyacaklarım bitmedi!

- Peki… Sen bilirsin…

( 5 dakika sonra)

- Seyretmeyeceğine emin misin? Bak çok heyecanlı ama!

- Eminim…

( 5 dakika sonra)

- Ya seni de meşgul ediyorum ama tansiyonum çıktı sanırım; bir ölçsek ya… Ben getirdim zaten tansiyon aletini…

- Tansiyonun gayet iyi annişim. Hadi marş marş içeri odaya. Hiç heveslenme…

- Murat işten dönmeden bir kere daha oturacak vaktim olur sanırım.

- Olmazsa bunun yarını da var hayatım…

- Var tabii. Ben içeri geçiyorum…

( 10 dakika sonra)

- Düşündüm de seni yalnız bırakarak ayıp ettim. Bari bir sandalye çekip yanında oturayım… Rahatsız olmazsın değil mi?

- Eğer bilgisayarın başına geçmek için yaptığın numaralardan birisi değilse elbette olmam…

- Şimdi senin blogları okumak istersem ne yapacağım?

- Dur bakalım, önce bugünkü derslerini iyice öğren de, onlara da sıra gelecek…

- Belki ben de yazarım bir gün…

- Neden olmasın? Sana belli olmaz vallahi!

- Offf ! 1 saate kalmaz gelir Murat.

- Tamaaaaaaammmmm! Pes ettim. Geç bilgisayarın başına!

- Emin misin? Hani işin falan varsa ben yanında hiç ses çıkartmadan otururum…

- Yok yok… Otur hadi…

( 1 saat sonra)

- Oğlum hoş geldin! Bak ben sörf yapıyorum…

- Abla aferin sana! Aylardır öğretmemek için bin dereden su getirmiştim. Şimdi annem ne zaman kalkacak diye bekle dur işin yoksa!

- Bu kadar olacağını tahmin edemedim ki! Ben bir canavar yaratmışım!

- Hahahahahahahah! Evet ben bir bilgisayar canavarı oldum!!!!! Şimdi meşgul etmeyin beni ;sörf yapıyorum!

Not: İşte böyle dostlar… Size hep “Ayağım alçıda. Aşağı sallayınca şişiyor” gibi bahanelerle bloğa yeterince giremediğimden dert yanıyordum. Aslında annemden bana fırsat kalmıyordu. Gerçeği artık siz de biliyorsunuz… Hafta başı kendi evime geçeceğim. Orada beni bir bilgisayar bekliyor;) Görüşürüz…

 
Toplam blog
: 78
: 1658
Kayıt tarihi
: 04.10.06
 
 

30 yıldır Antalya'da yaşıyorum. Akdeniz Üniv. Tıp Fakültesi mezunuyum. "Tıbbiyeden her şey çıkar, ar..