Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

24 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Öğretilmek istenen acizlik

Öğretilmek istenen acizlik
 

Denizli


Düzlükte futbol!

Beşiktaş düz oyunculara sahip. Kadro= 10 düz+Tello. Tello’da menşei itibariyle on numara değil, bu “düzlük”te on numaraymış gibi “görünüyor”. Bobo hem sol açık hem santrafor pozisyonunda oynamaya çalışıyor. Denizli, düzlerle komplike bir oyun tatbik etmek istiyor; bu, takımı olduğundan da düz gösteriyor.

Youla oynamadığı için Burak, Mehmet Yılmaz’a fazla yaklaşmak zorunda kaldı, bu, Eskişehirspor'un Burak’tan sağ koridorda alabileceği verimi azaltan bir unsurdu. İkinci yarı Ekrem’in orta sahaya geçmesi dönmeyen Nihat ve Bobo’nun savunmaya bindirdiği yükü azaltmaya yönelik bir hamleydi. Tabata arka toplama değil, gol düşünceli oyuncu; çok ve boş koştuğu için de erken yoruluyor. İlk yarı ve maç boyunca gerideki ve ortadaki savunma oyuncuları hücum yönüne katkı sağlamadı; bu nedenle Eskişehirspor’un savunmayı görece öne çıkarttığı ve Uğur’un hücuma katıldığı anlar dışında Beşiktaş etkili olamadı. Tello’nun ayağına değen iki top Beşiktaş’ın ilk yarıdaki iki pozisyonuydu. Beşiktaş’ın ligdeki konumuna ilişkin de buradan yola çıkılarak bir fikre varılabilir, en azından unsurlarından birine ilişkin geçerli bir fikre.

Rıza Çalımbay kadrosunda çok forvet bulundurmakla iyi etmiş. Karan ve Youla yok; buna karşın iyi bir ikili mevcut: Mehmet Yılmaz-Burak. İlk yarı boyunca Burak, Beşiktaş’ın boş olan sol kulvarından etkili hücum girişimleri yaptı. Mehmet Yılmaz’ı yalnız bırakmama kaygısı ve Kaş ile Toraman’ın da iştahını kabartmasıyla zaman zaman stoperlerin arasına girdi ve bu bölgeyi zorladı. Tello, Burak’ın boşalttığı alanda topla buluşabilse bu bölgeden etkili ortalar gelebilirdi. Beşiktaş'ın maç boyu etkili birkaç ortası da bu bölgeden geldi.

İkinci yarıya Tabata-Erhan değişikliği ile başlandı. Erhan sağ önde topla buluştuğu anlarda yararlı oldu, temiz bir vuruşu ve pası dikkatimi çekti, kendisinin de dikkatini çekmiş olacak, bunun güveni sol ayağıyla fantastik bir gol atma hevesine kapılmasına neden oldu, doğal olarak gol de olmadı; ama Bobo sinir oldu. Bobo'nun pozisyonu gereği verimsizliği doğal olsa da, bu maçta ilk on bir başlamaması gerekirdi. Bobo’nun tüm motivasyonu Ş.Ligi. Bir oyuncunun yüksek konsantre olduğu bir maçın ardından oynayacağı maçta yeterince konsantre olması beklenmez, Nobre başlamalıydı. Nobre'nin kaçırdığı gol pozisyonunda yaptığı vuruş kötüydü; ama doğru yerde bulunması da önemliydi.

Rıza Çalımbay’ın futbol anlayışı Eskişehirspor’a sirayet etmiş. Takım mücadele gücü yüksek; ama topla oyunda yoklar. Düz Beşiktaş kadrosuna karşı, bu, sonuç veren bir oyun olmak üzereydi ki savunma yine önde yakalanınca Ekrem topla kalelerine girdi; savunma arkasına sarkan top, Ekrem ve şans birlikte golü yaptılar. Galatasaray maçında da iyi baskı yapmışlar; ama yeterince top tutamamışlardı. İki takım da savunmasının defolu olduğunu bildiği için yeterince hücum düşünmedi; bu gerçek, Eskişehirspor’un hücum etmek zorunda olduğu anlarda kendini açığa çıkardı. İki takım da baskı yediğinde hata yapmya müsait oyunculardan kurulu; bu nedenle iki teknik direktör de oyunda değişiklik istemedi.

Öğretilmek istenen acizlik

Emre Belezoğlu Manisaspor maçnda rakip oyuncuya küfür etmesinin ve hakem itmesinin karşılığı olarak 3 maç ceza almıştı. Suat Arslanboğa teknik açıdan çok iyi idare etmiş olduğu Diyarbakırspor-Fenerbahçe maçında sadece Emre'nin elini itmesine sarı kart göstermediği için 7 haftadır kızakta! Eskişehirspor-Beşiktaş maçına 4. hakem olarak atanınca adını hatırladım! Bir hakemin görüğü muamele ile bir büyük takım oyuncusunun gördüğü muamele = hakemlerin büyük takım oyuncuları karşısında yaşadığı acizlik. Belki de birilerinin varlığını amaçladığı bir acizlik!

futbolteknik@hotmail.com

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Kayıt tarihi
: 05.03.09
 
 

Felsefe okudum. İnsan denilen sürüye hakikatini hissettirmeye seviyorum. Araba ile kıyafet ile kendi..

 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara