Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '08

 
Kategori
Anılar
 

Öğretmenim, canım benim , canım benim

Öğretmenim, canım benim , canım benim
 

Atatürk ve Pervin Öğretmenim


11 yaşımda, yatılı okula kaydolmuş, hafta içinde 'evim' , okulum olmuştu. Herkesin tersine ben okulumda çok mutluydum. Çok önceleri kaybettiğim annem yerine bir öğretmenimi koymuş, onun peşinden ayrılmaz olmuştum. Hatta çok yakın bir zamanda bana anlattığı traji- komik bir hikayesi vardır Pervin Özgürel öğretmenimin.. Bayılan bir öğrencinin, arkadaşları panik halinde koşup 'öğretmenim , falanca bayıldı' demişler, kendisi de herşeyi bırakıp, öğrencinin yanına koşmuş, öğrenciyi, o sevgi dolu kolları ve yüreği ile sarmalamış. Yaklaşık bir saat sonra, ögrenciler yine hocamızın yanına koşmuşlar, bu sefer 'hocam Candan arkadaşımız bayıldı' demişler. Çünkü, 'Candan ' yani ben kıskançlıktan ölmüş, kendisini başkasıyla paylaşamamış, ve aynı ilgiyi görmek için, ağlarken katılarak, bayılmıştım. Bu hikayeye, sonradan çok gülmüştük.

1976 da kendisi okuldan ayrılmış, ancak ben bu iki-üç ay öncesine kadar onu hiç bırakmamış, terketmemiş, her zaman her yerde ve her koşulda onu aramış, ziyaret etmiştim. Ben kendisinin yaşlandığını hiç fark edemedim bunca yıl. Oysa yaşlanmış, ve geçtiğimiz günlerde vefat etmişti. Vefatından üç , dört saat önce yanında olup, son kez ellerini öpmüştüm. 'O' benim annesizliğimi kapatmaya çalışan, iki, üç annemden biri olmuştu yaşamımda. Ve eminim ki, kendisi hiç evlenmediği ve hiç çocuk sahibi olmadığı halde , yüzlercesinin annesi olmuştu. Çok asil, adil, Cumhuriyetçi, kendisine ve küçük, büyük herkese saygılı 'örnek ' teşkil edecek, şimdilerde mumla aradığımız bir öğretmenimiz di.

Oğlum, şu an Lise son sınıfta okumakta. Bu sene kısmetse, geleceğini belirleyecek sınava girecek. İyi bir talebe oldu hep. Lise 2 de, öğretmenlerin ve malesef bizim yönlendirmemiz sonunda, alan olarak fen- matematiği seçti. Oysa ki bu alanda da başarılı olduğu halde, ilgisi edebiyat, sinema ve sosyal idi. Ama bunu ne o dile getirdi ne de bu kadar şiddetli ilgisini biz fark edemedik. Okulunu sürekli, tüm sosyal alanlarda temsil etti. Lise 3 e geçerken, hatamı düzeltmek için kendisine bölüm değiştirebileceğini söylediğim halde cesaret edemedi. Ama içindeki o 'tutku' hiç azalmadı. Onca yıllık arkadaşlarından ve onu destekleyen öğretmenlerinden kopamıyordu. Bir koca yıl yine geçti. Yine başarılıydı. Geçen yıl okul kapandıktan 1 gün sonra , içimdeki bir sese uyup okula gittim. Son sene asla bölüm değiştirme yoktu. Sohbet sırasında, 1 gün önce Milli Eğitimin bu yıla mahsus olmak üzere lise 4 'e geçen talebelerin , isterlerse bölüm değiştirebileceği konusunda bir kararname çıkardığını duydum. Koştura koştura eve geldim.'Oğlum, Milli Eğitim, sırf sen hedefine ulaş diye, kararname çıkarmış , hadi yürü okula, bölüm değiştirmeye' dedim. İnanmadı öncesinde, burun kıvırdı ama benimle okula geldi. Onun edebiyata, sosyal ilişkilere ve sinemaya tutkusunu bilen 2 öğretmeni , Filiz ve Hüseyin hocalarda oradaydı. 'Arkandayız korkma, sen bu alanda başarılı olacaksın' dediler. İdareye girdiğimizde, müdür yardımcısı, geçmiş 2 yıla ait okumadığı derslerden , 8 sınava girmek zorunda olduğunu söylediler. Ürkttü başta...ama sonra dimdik 'tamam, girerim' dedi oğlum. Ve hemen 1 hafta sonra başlayan sınavların hepsine girerek , ç ok yüksek notlar aldı ve bu yıl , yeni sözel sınıfında okumaya başladı. Hırslı bir çocuktur. Ancak, evlat sahibi olan herkesin de bildiği gibi, not ortalamaları , üniversite sınavında , ek puan alacakları için çok önemli. Lise 2 ve lise 3 not ortalamaları , yeni alana göre tekrar düzenlenmeliydi. Yeni notları ile, o yıllara ait not ortalamaları , kendisini yıl sonunda derece sokabilecek düzeydeydi. Ancak okul idaresinin, daha dogrusu 4 müdür yardımcısından birinin, kararı bir türlü doğru yorumlayamaması nedeniyle, Eylül ayından beri oğlumun not ortalamasını bir türlü düzelmemesi yüzünden, oğlum , ben ve eşim kabus dolu güler geçirmeye başladık. Hepimizin psikolojisi bozulmuştu. İfade açık ve seçik olduğu halde, bir türlü bunu düzeltmeyen okul idaresinin karşısında, kendimi sonunda İlçe Milli Eğitim 'de buldum. Bu arada da sürekli okul idaresiyle, çat kapı görüşmelerim oluyordu. Boğazım, doğruyu onlara anlatmaya çalışmaktan, tahriş olmuştu valla...

Dün gece bir rüya gördüm. Sevgili, canım öğretmenim Pervin hanım, yanımda yürüyordu. İnanılmaz, renkli, ç ocukluğumdaki, katmer katmer , mis kokulu , bir gül bahçesinde idik. Öğretmenim, benden ayrılıp, ilerledi. Yöneldiği yerde, bir tarafta kıpkırmızı , bir tarafta bembeyaz gül agacları vardı. Bir kırmızından ve bir de beyazından 2 demet gül destesi keserek, bana uzattı ve beni öptü.Çok mutluydum.Öğretmenim de, onu ilk tanıdığım çehresiyle, gencecikti ve bana tebessüm ediyordu.

Bugün 2008 in son günü... son saatlerindeyiz. Sabah sevgili komşum Vildan geldi. Rüyamı ona anlattım. ' Hayırdır işşallah , Devlet kapısındaki bir işin olacak, sonuç güzel 'dedi.

1 saat önce bir telefon aldım. Okul idaresi arıyordu. 'Buyrun gelin , dilekçenizin yanıtını alın 'dediler. Dün tüm notları istediğime dair dilekçe bırakmıştım. Gittim. Müdür karşımdaydı ' çak ' dedi, elimle eline çaktım. Eylülden bu yana süren mücadelemi kazanmıştım.Çocuğum tüm notları düzelmiş ve dereceye girmişti.

2008 sana teşekkür ediyorum. Giderken, gelecek yıllara güzel bir , gelecek bıraktın. Sevgili öğretmenim size de teşekkür ediyorum. Rüyamda siz, dürüstlüğü simgelediğiniz, yanımda olduğunuzu ve de bana olan sevginizi ve de size layık bir öğrenci olduğumu simgelediğiniz. Hepinizi, hepinizi, hepinizi seviyorum.Aslaa dürüstlükten, hak hukuk peşinde olmaktan vazgeçmeyin dostlar. Ne kadar yitirildi desek te, , yine dürüstlükk, yine dürüstlük kazanır. Mutlu Yıllar, sizleri de seviyorum.

 
Toplam blog
: 39
: 1366
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi 1982, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi,Yöneticilik İht..