- Kategori
- Eğitim
ÖĞRETMENİM: ZÜBEYDE ÜLGEN
Sivas’ın, İmranlı ilçesi şimdiki adıyla Uyanık Köyü'nde doğdum. Bir yaz yağmurunun sebep olduğu sel felaketi köyümüzü nerdeyse silip süpürmüştü. Sonrasında İstanbul'a göç etmek zorunda kalmıştık. İlkokul öğrenimine Kızıltoprak gibi o zamanın elit bir semtinde bulunan Melahat Şefizade İlkokulunda başlamıştım. Köyden henüz göçmüş, ilk kez şehir görmüş bir çocuk olarak hem de Kızıltoprak'ta oturan ailelerin çocukları ile ayrı bir dünyadaydım.
İlkokul öğretmeni, eğitim hayatının en önemli en etkili kişisidir, bana göre. İyi bir ilkokul öğretmenine sahip olmak eğitim hayatının en önemli şansı diye düşünüyorum. Ben ve arkadaşlarım bu yönüyle çok şanslıydık. Öğretmenimiz Zübeyde Ülgen, müfredata uygun öğretimi yanında her birimizi çok iyi tanıyor, eksiklerimizi keşfediyor, yapmak istediklerini birbirimize ve hiç kimseye sezdirmeden ve onurumuzu incitmeden yapıyordu. 'Veren el alan eli görmemeli' denir ya; O’nun bana verdiği eli hiç kimse görmezdi.
Okuma isteği aşılamış, yaşamın zorluklarına direnmek ve hedefe ulaşmak için çalışma azmi kazandırmıştı. Kendi hayatından verdiği örnekler, tutumlu olmayı, çalışmayı, üretmeyi, ülkeyi ve insanları sevmeyi aşılamak için yeterdi. Bir yıl önceki defterini silip sonraki yıl kullandığı günleri, ayakkabı ve kıyafeti eskimesin diye nasıl dikkatli kullandığını anlatmasının üzerinden geçen 52 yıl sonra sevgi, saygı ve hürmetle anılmayı fazlasıyla hakeden güzel insandı, benim öğretmenim.
Ben de öğretmen oldum. Yıllar içinde; hangi illerde, hangi okullarda öğretmenlik yaptığımı sonraki yazılarıma bırakayım..
Meslek hayatıma başladığım ilk günden, emekli olduğum son güne kadar, ilk başa sevgiyi koydum; sevgimi verdim ilk önce öğrencilerime..
Bu sevgiyi de Cumhuriyet sevdalısı öğretmenim Zübeyde Ülgen'den almıştım..
Sevgi, emek, azim, güven ve yüksek ideallerin hepsi de Cumhuriyet ülküsünü ilelebet yaşatmaktı..