- Kategori
- Anne-Babalar
Öğretmenim çişimi yapabilir miyim?

6A sınıfında ders başlamış ve Barış Öğretmenin iyice konsantre olmuştu. Sınıfın tüm dikkatlerinin derse odaklandığı bir anda Ezgi sırasından kalktı, gayet ciddi bir ses tonuyla:
“Öğretmenim bir soru sorabilir miyim?” dedi.
Barış öğretmen:
"Herhalde öğrencileri çok iyi motive ettim. Baksana derse hiç ilgisi olmayan Ezgi bile soru sorduğuna göre işler iyi gidiyor galiba” diye düşünüyor ve kendisiyle gurur duyuyordu. Barış öğretmen büyük bir heyecanla Ezgiye yönelerek, “Afferin kızım. Dersi dinlemeye başladığının bir göstergesi bu. Senin derse katıldığını görmek beni çok mutlu etti. Sorunu heyecanla bekliyorum. Sor bakalım” diyerek onu cesaretlendirdi. Ezgi, sıra aralarındaki koridora doğru gelerek öğretmenini daha da heyecanlandırdı ve aniden kendinin boşluğa bırakarak yere oturdu. Ezgi, oturduğu parkelerden laubali bir şekilde ”Öğretmenim çişim geldi… Çişimi yapabilir miyim? diye sordu. Ezginin bu sorusu sınıftaki havayı bir anda değiştirdi. Başta öğretmen olmak üzere tüm sınıfı derin bir sessizlik kapladı. Öğrenciler, öğretmenin bu soruyu nasıl cevaplayacağını veya nasıl bir tepki vereceğini sıralarına gömülerek bekliyorlardı. Barış öğretmen, “Tabi ki kızım. Elbette çişini yapabilirsin. Ancak sınıfta değil. Tuvalet dışarıda. Hadi bakalım!” diyerek Ezgiyi dışarı çıkması için sert bir şekilde uyardı.
Öğrencilerin sinirleri boşaldı ve bütün sınıf kahkahaya boğuldu. Devam eden gülüşmelere barış öğretmen de kendini tutamayıp katıldı. Kısa bir gürültü ve şamatadan sonra sınıf normale dönmüştü. Arkadaşlarının ensesine gömülüp az önceki olayın komikliğinden hala kurtulamayan bazı öğrenciler kikirdemeye devam ediyorlardı.
Barış öğretmen birkaç uyarıyla bu öğrencileri de kontrol altına aldı. Bu olayın aile içi bir olay olduğunu, dışarıda kesinlikle konuşulmamasını tembihledi ve öğrencilerinden bu konuyu dışarıya taşımamaları için söz aldı. ”Unutmayın ki çocuklar” dedi ve onlara Napolyon’un bir sözünü hatırlattı. Napolyon, ’’Ailenin kirli çamaşırları aile içinde yıkanmalıdır” der. “Buna göre hareket etmenizi istiyorum. Söz mü? Öğrenciler hep bir ağızdan “Sözzz… öğretmenim” diye cevap verdiler.
Barış öğretmenin kafası dersten sonra hala Ezginin bu davranışı ile ilgili temel nedenin ne olabileceği konusuna kilitlenmişti. ”Ezginin durup dururken böyle bir davranış sergilemesinin mutlaka başka bir nedeni olmalı” diye düşündü. Koridordan geçen bazı öğrenciler 6A sınıfında olanları birbirlerine anlatarak gülüşmelerini dışarıda da devam ettiriyorlardı. Öğrenciler, sözlerinde durmamışlardı.
Ancak Barış Öğretmenin aklı hala ezgideydi ve Ezgiyle konuşmaya karar verdi. Dersinin boş olduğu bir saatte Ezgiyi yanına çağırttı ve şefkatli bir ses tonuyla” Geçen günkü davranışının gerçek nedenini bana söylemek veya bu konuda konuşmak ister misin?”diye sordu. Ezgi, biraz mahcup ve biraz da utangaç bir ifadeyle önce konuşmamak için direndiyse de gözündeki yaşlarla beraber, hıçkırıklarla kesilen cümleler de dudaklarından dökülmeye başladı.”Öretmenim aslında çişim falan yoktu. Günlerdir çok doluyum ve artık boğulmak üzereyim. Annem babam her gün kavga ediyorlar ve benden saklasalar da geçenlerde uyuyor numarası çekerken boşanacaklarını duydum. Biliyorum, bütün bunlar benim yüzümden. Benim kötü bir kız olmamdan kaynaklanıyor. Lütfen engel olun öğretmenim. Onların ayrılmasına izin vermeyin ne olursunuz izin vermeyin öğretmenim. Söz veriyorum size iyi bir öğrenci olacağım. Söz veriyorum öğretmenim ne olursunuz annem babam ayrılmasınlar.”
Bu aile dramı karşısında Barış öğretmen ne yapacağını şaşırmış o da duygularına engel olamamış nemli gözlerle ezgiye sarılarak “Tamam kızım. Şuan içinde bulunduğun nazik durumu anlıyorum. Ben zaten geçen günkü davranışının gerçek nedeninin başka bir şey olabileceğini tahmin ettim ve çoktan unuttum. Unutma ki, evlilik bir anlaşmadır ve eşler eğer geçinemezlerse daha önce imzaladıkları anlaşmayı bozabilirler. Her şeye hazırlıklı olmamız gerekmez mi sence? Ağlama artık. Annen ve babanla mutlaka konuşacağım bundan emin olabilirsin. Hadi şimdi git yüzünü yıka. Senin gibi güçlü bir kıza yakışıyor mu bunlar. Hadi bakalım toparla kendini” dedi. Ezgi, Barış öğretmene kendisini dinlediği ve anlayış gösterdiği için teşekkür etti ve göz yaşlarını silerek oradan ayrıldı.
Barış Öğretmen, Ezginin anne ve babasını okula çağırdı. Onları durumdan haberdar etti. Okul rehberlik servisi de devreye girdi. Ancak anne- baba olarak bir karara vardıklarını, boşanmalarının an meselesi olduğunu, geriye dönüş olamayacağını söylediler. Ezgi, durumu kabullenmekten başak bir çare görememiş, omuzları çökük bir şekilde evin yolunu tutmuştu.