Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '19

 
Kategori
İlişkiler
 

Öğretmenlerden Özür Dilerim!

Hepinizden özür diliyorum. Mesleğimizin itibarını düşüren bir olaya istemeden karıştığım için özür diliyorum...

Ama adam eşimin yakasına yapıştığında öyle çok korktum ki! Ya silahı varsa? Ya bıçağı varsa? Ya eşime zarar verirse? O ana kadar mümkün olduğunca sakin kalmaya çalışmıştım oysaki. Ama o an... O an bende ipler koptu ve etraftan yardım istemek için bağırdığımda kendi sesimi tanıyamadım. O panik halinde gırtlağımdan çıkan ses benim sesim değildi sanki, içime kaçmış bir yaratığın sesi gibiydi: "Bakar mısınız? Yardım edin!"

Sonuç olarak, adamın karısı -sanırım- en ezik olduğu konuda bana sözlü saldırıda bulunarak "üniversite okumuşsun ama olmamış, bir daha oku." ve "Nasıl öğretmen olmuşsun öğrencilerine yazık." gibi sinir katsayımı artırıcı söylemlerde bulundu. Tahsilime ve mesleğime laf edemeyeceğini, buna haddi olmadığını söylesem de; bağırdığım andaki ses tonuma (bana bile yabancı gelen o ses tonuna) laf etmeye devam etti. Panik halindeydim evet, ama yine de sesimi ayarlamalıydım. Keşke daha güçlü olup daha sakin kalabilseydim. Ama olmadı işte.

Yeryüzünde herkes, sokaklarda neresi boşsa arabasını oraya park ediyor. Biz de evimizin önünde yer bulamadığımızda sağa sola park ediyoruz herkes gibi. Ne yapalım, eve mi çıkaralım? Adam takmış kafayı eşime, dükkanının önüne inadına park ediyormuş eşim. Önce bir gün yolumu kesti, "Tamam, yedek anahtar evdeyse hemen çekerim şimdi" dediğimde konu kapandı sandım. Yok, bir adım daha yaklaştınca anladım ki suamayacak. Çocuklarımın yanında, ağzından tükürükler saçarak yüksek tonda saydı da saydı. Küçük kızım ağlıyordu, adamı duyamıyordum, oğlumun da gözleri kocaman açılmış şaşkınlıkla bir adama bakıyordu, bir de bana... Dinlemedim, eve çıktım, anahtarı buldum ve arabayı çektim. O akşam da eşim eve erken gelip onunla karşılaşmasın diye bir punduna getirip annemde yedik yemeği.

Ama dün akşam... Olaylar tamamen kontrolden çıktı. Yine karşılaşmasınlar diye eşime farklı yerlerden alması gereken bir şeyler sipariş ettim. Ama işe yaramadı ve karşılaştılar maalesef. Ve sözlü atışmayla başlayıp, ardından adam eşimin üstüne yürümekle kalmadı, yakasına yapıştı. Öyle korktum ki! Ya bir şey olsaydı? Eşim, yakasına yapışan adama bir hamle yapsaydı? O an her şey yön değiştirebilirdi. Neyse ki adamın şiddet girişimi yarım kaldı ve kısa sürdü. Ama benim panik halinde etraftan yardım istememle adamın karısı devreye girip çirkinleşti ve aşağılamaya başladı beni. Dediğim gibi, tahsilim, mesleğim, anneliğim... Hepsine laf etti.

Aslında bir yanım Allah'a havale et, O'nun adaletine sığın diyor, diğer yanım muhitimizde bu rezil olaya karışmamıza sebep olduğu ve beni aşağıladığı için bunu yanına kâr bırakma diyor. Aslında eskiden "Devlet memuruna hakaretten..." diye bir tabir vardı, kanun manun bir şeyler. Hala var mı onu da bilmiyorum. Bu işi böyle bırakmalı mıyım onu da hiç bilmiyorum.

Ama sizlerden çok özür dilerim. Hayatımda ilk kez böyle bir muameleye maruz kaldım, ilk defa birinin saldırısına uğradım ve şahit oldum. Elim ayağım 2 gündür titriyor, tutmuyor. Lütfen böyle bir olaya karıştığım için, panik halinde de olsa ses tonunu ayarlayamadığım için ve mesleğimize dil uzatılmasına sebep olduğum için bu meslektaşınızı affedin.

 

 
Toplam blog
: 152
: 1957
Kayıt tarihi
: 19.08.06
 
 

Ortada bir problem görüyorsak bu bizim de problemimizdir. Ve eğer 'birisi'nin bu konuda bir şeyle..