24 Temmuz '12
- Kategori
- Öykü
Oğuz Atay ve Korkuyu Beklerken

Oğuz Atay şüphesiz ki Türk Edebiyatı'nın temel taşlarından biri.Onu klişe sözlerle ifade etmek abes kaçacağından dolayı "kalabalık içerisinde yalnızlık" "korku" "kaybetmek" "intihara giden yol" desek ve sorsak "Hangi yazar bu duyguları yalın bir dille anlatabilir, onun anlatımıyla bu dugular içinize işleyebilir?"
Cevap Oğuz Atay'dır.
Korkuyu Beklerken adlı eseri sekiz hikayeden oluşuyor. Özellikle ilk hikaye "Beyaz Mantolu Adam" giriş cümleleriyle bile size katıksız bir Oğuz Atay vaat ediyor. Kitaba adını veren Korkuyu Beklerken'i okurken ise paranoyak ve yalnız bir insanı zihninize buyur ediyorsunuz. "Ne Evet, Ne Hayır" adlı hikayede ise ortalama durumda ve pek saygı görmeyen bir adamın aşık olup yer yer şizofrenik davranışlar göstermeye başlayan bir genci yargılamasını,alay etmesini biraz şaşkınlık biraz da hak vererek izliyorsunuz.
Tüm hikayeler kendi içerisinde bir gerçekliğe ve hüzne sahip. Benim için iyi bir hikayenin ölçütü okuyucuyla bir şeyler paylaşma potansiyelidir. "Korkuyu Beklerken" de sizi bekleyen hikayeler bu potansiyele fazlasıyla sahip.
"Bu yıl 1 Mart günü yanıma bir de arkadaş alarak gittim sevdiğim insanın yanına.Yanına çıktım.Yanında sordum:Bu plağı siz mi gönderdiniz? Çok teşekkür ederim. Bir cevap yok: NE EVET NE HAYIR"
"Beyaz mantosuyla topuklarının çevresinde döndü;ilk defa gülümsedi çevresine bakarak. Sonra, sanki bir daha hiç gülümsemeyecekmiş gibi mahzunlaştı birden."
"Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?"