Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '22

 
Kategori
Felsefe
 

Oku-Yorum

Platon (geniş omuzlu) İslam dünyasında Eflatun olarak bilinir, kaynaklarda asıl isminin Aristokles olduğu yazmaktadır ve bundan yüzyıllar önce Devlet  isimli eserinde mağara benzetmesini yapmıştır. Günümüze kadar ulaşan en somut ve anlaşılır örneklerden biri olması nedeniyle dikkat çekicidir. Bu düşünceyi daha kolay kavratabilmek için benzetmelerle canlandırmasına göre, bir gurup insan doğdukları an itibariyle karanlık bir mağarada zincirli haldedir. Başlarını sağa ve sola çeviremez, sırtları ise mağaranın girişine dönüktür. Sadece karşılarındakini görmektedirler. İnsanlar mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini görür ve bunları gerçeklik olarak algılar. İnsanlardan bir tanesi, zincirlerinden kurtulur ve mağaranın dışına çıkar. Mağarayı terk eder ve yeni bir gerçeklik ile tanışır. Duvarda gölgelerini gördüğü nesnelerin gerçek olmadığının farkına varır. Süreç yıpratıcı olduğu kadar cesaret isteyen de bir süreçtir. Kişi bu aydınlanma ve özgürlük durumunu mağaradaki zincirlerinden kurtulmamış insanlar ile paylaşmak üzere mağaraya geri döner. Mağaradaki arkadaşları ise dışarıda farklı bir gerçeklik olduğuna inanmaz. Bu alegoriye göre, gerçeğin peşine düşen bir birey, sorgulayan ve okuyan insan olarak da düşünülebilir.

Bir kitap okuyan her şeyi bildiğini zanneder. İkinci kitabı okuyan kuşkuya düşer. Üçüncü kitabı okuyan hiçbir şey bilmediğini anlar. Frederick Pollock

Okumanın nörobiyolojisine ilişkin araştırmaların yoğunlaştığı konulardan birisi de, okuma eyleminin beynin fizyolojisi üzerine etkileridir. Son yıllarda yapılan araştırmalar ile ortaya çıkan bilgiler ışığında (Bahri Karaçay, Bennett Shaywitz, Jhon Stein, Lawrence C. Katz, Sinan Canan...), korteks beyindeki en üst düzey işlevlerin hayata geçtiği bölüm olup düşünce, hafıza, algılama, dikkat, farkındalık, dil ve bilinçte çok önemli görev üstlenir. İligli bölümün beslenmesi için enerjik nöronlara sahip olamız gerektiği, nöronlarının bu nakliye eylemini gerçekleştirmek için tek gereksinim duyduğu enerji kaynağı sadece bilgidir. 

Hayal gücümüzü canlandıracak, vicdanımızı ve inanç sistemini geliştirecek tarzda okumayı öğrenmeliyiz. The Detachment

Eğer nöronlar aç kalırsa hayatta kalman ve yaşamaya devam etmen için beyninin amigdala bölgesi devreye girer. Yani hayvani içgüdülerini kontrol eden karanlık bölge. Bu bölge yaşamını tehdit eden herşeyi yok et, seninle aynı kümeyi paylaşmayan her canlıyı imha et diye dikte eder. Korteksteki enerjiyi (beyaz madeyi) okuma yoluyla artırmak yaşadığımız siyahlıkları azaltacaktır. 

Biz farkında olmasak da beynimiz bizimle beraber şekillenen bir organdır ve tıpkı kaslarımız gibi “Kullan ya da Kaybet” kuralı onun için de geçerlidir. Bu yüzden beynimizi sürekli yeni bilgi ve becerilerle desteklememiz gerekir. Beynimizin yeni bilgi ve beceriler karşısında daha etkin çalışabilmesi için egzersiz sistemleri geliştirilmiş. Bunlardan bazıları izometrik ve izotonik hareketler zinciri olarak da bilinir. İnsan vücudundaki kasların, güçlerini koruyabilmesi, esnekliğini istenilen seviyede tutması, daha az enerji ile daha çok iş yapmaları için egzersize ihtiyaçları vardır. Bunlar hem fiziksel ve ruhsal donanımı hem de uzay-zaman döngüsünde vücudun konumunu daha iyi algılamasını içerir. Bazı hareketler merkezi sinir sistemini pozitif yönde etkiler ve aktive eder. 

Ayakta dik durmak, bu hareket sinirleri uyararak bedeni pozitif enerji ile doldurmak ve sırtı esnetmek için kullanılır.

Öne eğilme, ellerimizi bacaklarımıza kenetleyerek  eğilir durumda beklemek. Bu duruş kan pompalanmasını artırarak bel, gövde ve baldırları esnetmektedir.  Beyni sakinleştirmek ve stresin giderilmesinde karaciğeri ve  böbrekleri canlandırır. Kalçaları ve dizleri güçlendirerek sindirimi geliştirmeye yardımcı olmaktadır.

Son oturuş ismindeki dizlerin üzerine oturma hareketi vücut için faydası kalın bağırsakları harekete geçirerek mideyi rahatlatmasıdır. Sırt ağrılarına iyi gelen bu hareket, iç donanımı yavaşlatıp, özellikle hareketlerden sonra vücudun soğuma egzersizi yapması, kasları eski haline getirmek içindir.

Çocuk pozisyonu da rahat ve doğal bir şekilde hareket etmeden, ayakların ve topukların üzerine oturup eller yanda olacak şekilde serbestçe yere konulur. Bu cenin pozisyonuna benzer hareket hali insanı anne karnında olma hissi verir. Bu da bilinçaltında güvende olma ve huzurlu hissetmek için güzel bir zaman dilimidir.

Varolan, bilinen ve günümüz biliminin gösterdiği yöntemleri kullanarak bedensel gelişimimizin parelelinde beynimizin gelişim gücüne de katkıda bulunuruz. Beyninizi canlı tutun...

 

 
Toplam blog
: 8
: 72
Kayıt tarihi
: 23.05.22
 
 

Bilgiye ve bilime meraklı olmak, öğrenmenin, ileriye gitmenin, başarmanın ve bilimin en değerli a..