- Kategori
- Felsefe
An ve Anlam
İnsan,
geçmiş ama bitmemiş zaman ile; gelmesini bilmeyen gelecek arasında sıkışmış vaziyette, evrende varolan diğer her şey gibi, kendini farklıymış gibi fark ettiren bir oluş ve bozuluş sürecinde, sürekli tekrar eden, göreceli bir zamanda yaşar.
Dolayısıyla herkes, bilincinde olmadan zamansallığın dışına çıkmak ve "olmakta olan olmaktan" kurtulup gerçek olan ve gerçekte olan bir varlık olmak ister. Ama tekrar mekanizması o kadar güçlü bir tuzaktır ki bunun gerçekleşmesine asla izin vermez. Bu arada her tekrar bir öncekine nazaran ne kadar farklı görünürse görünsün tekrarın, tekrarlayanın ve tekrarlananın özü aynıdır.
Bu yüzden bize ait olduğunu sandığımız için sahip çıktığımız, kendimizi merkezinde konumlandır
maya çalıştığımız ve şimdiki zaman diye adlandırdığı
mız suni bir geçiş "an"ında olduğumuzun farkına varamayız.
Dolayısıyla varlığında var olup, var kalabildiğimiz bir şimdiki "zaman" yoktur. Yanlızca hiç yaşanmamış ve yaşanamaya
cak olan, belki de sadece rol yaparak içinden geçtiğimiz yapay "geçiş" "an" ları vardır. Ne var ki "an" insana "anlam" kazandırmaz.
Ahmet Güğreşçioğlu