Okul Hayatına Merhaba

İlk ve orta dereceli okullarda yeni eğitim-öğretim yılının başlamasına artık sayılı günler kaldı. 15 milyona yakın öğrenci ve on binlerce öğretmen, 20 Eylül 2010 Pazartesi günü çalacak ilk ders ziliyle birlikte ders başı yapacak.

Okul ortamıyla yeni tanışacak olan küçükler içinse ilk günün heyecanı, eğitim ve öğretim yılının başlangıcının bir hafta öncesinden yaşanmaya başlayacak. Aile yaşantıları dışında ilk kez bir sosyal çevreyle tanışacak olan çocukların, okul hayatına daha çabuk adapte olabilmelerini sağlamak amacıyla iki yıl önce uygulamaya konulan program; çocukların, öğrencilik hayatlarının başlangıcıyla birlikte ileride sürdürecekleri sosyal yaşantılarının da bir bakıma hazırlığı olacak. Çocuklar; aile dışında, toplumun ödev ve kurallarla örülü bir diğer yüzüyle tanışacak. Oyun saatleri ve yaramazlıkların yerini; artık ödevlerle, okul hayatının kuralları alacak. Çocuklar, kimi zaman oyuncaklarını kardeşleriyle paylaşmada huzursuzluklar yaşarken; bu kez yanı başlarında silgilerini, boya kalemlerini paylaşacakları arkadaşları olacak.

Bir eğitimci oğlu olarak; bir öğretmenin, okutacağı yeni öğrencileri öncesinde duyduğu heyecanı uzaktan da olsa hissedenlerden biriyim. İlköğretim öğretmenleri için en zor sınıfın, 1.sınıf olduğu söylenir. Biraz düşünecek olursak, bu yargıya birçoğumuz katılabiliriz.

Şüphesiz her öğretmen için yeni öğrenciler yetiştirmek, uzun yıllara dayanan bir mesleki birikimi ve yoğun emeği gerektirir. Bir öğretmen için en büyük kıvanç duygusu ise; bir zamanlar daha küçücük birer çocukken aldığı öğrencilerinin, yıllar sonra karşısına bir doktor, mühendis ya da bir meslektaşı olarak çıkmasıdır. Bugün sağlık sorunlarımızla ilgilenen her doktorun, güvenliğimizi sağlayan her polisin, askerin, ülke ve dünya gündemini takip ettiğimiz her gazetecinin, muhabirin var oluş hikâyesinde; bir idealist ilkokul öğretmeninin rolü mutlaka vardır.

Eğitim; bir bakıma küçük bedenlerden, büyük insanlar yaratma sanatıdır. Ve o sanatı, bir öğretmenden daha iyi icra edebilecek başka hiç kimse yoktur.

Çocuk, bir fidan gibidir. Öğretmen de o fidanı alır, birikimi ve özverisiyle ulu bir çınara dönüştürür.

Tüm eğitim camiasına başarılarla dolu bir yıl diliyorum.

Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. - Mustafa Kemal ATATÜRK