Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '15

 
Kategori
Eğitim
 

Okul mimarisi

Okul mimarisi
 

school design


Okul Mimarisi diye bir şey var mı? Elbette var. Nasıl bir Hastane Mimarisi; bir Fabrika Mimarisi ve daha özel konularda mimari çeşitleniyorsa; eğitimin de kendi özel istekleri doğrultusunda kendi binalarının yapılması ve çevresinin düzenlenmesi gereklidir.
 
Türkiye’de mimaride Cumhuriyetin başında yer alan “Cumhuriyet Mimarisi” akımından ve orada yer alan seçkin mimarlardan sonra kayıp yıllar oynanmaya başlanmış ve belki de bu 70 yıllık süre içinde mimarlar istirahata çekilerek, bina ve diğer kurumların yapım işlerini Laz Ustalara teslim etmişlerdir. 
 
Bu taşeron ustalar elinde Türkiye çevresi mahvolmuştur. Eskinin güzelim evleri yıkılmış; kentlerde, kasabalarda tek katlı, iki katlı Rumlardan Ermenilerden kalma yapılar da büyük bir kıyıma uğramışlar ve şehirler çirkinleştikçe çirkinleşmiştir ve artık her yer, yüzüne bakılamayacak kadar çirkindir.
 
Aslında onun için belki de kentlerin “Dönüştürülmesi” işi ciddiyet kazanmıştır. Kimse evinden çevresinden mutlu değildir. Çünkü gavur evleriyle ve kentleriyle karşılaştırınca bizim ne kadar çirkin bir çevrede yaşadığımız anlaşılmaktadır.
 
Nihayet, yeni malzemeler; yeni teknikler geliştikçe yapıların hem dayanıklıkları arttı; hem de daha güzel binalar yapma şansı … Şimdi o Fransız balkonlarla, yeni stil çizimlerle evler daha güzel. Onun için eski ev sahipleri de yavaş yavaş yobazlıklarından kurtulup, yeni tip evlere kavuşmak için müteahhitlerle anlaşma yoluna gidiyorlar.
 
Türkiye’de Devlet Binaları yapılırken, önceleri “güzelliğe” büyük önem verilirdi. Osmanlı’nın sarayları güzeldir. Her ne kadar her birinin ustaları Ermeni veya Rum ustalar olsalar da. Gerçi tam bir Osmanlı veya Türk stilini yansıtmazlar ama bakan baka kalır. Bir Dolmabahçe sarayına, Beylerbeyi sarayına… 
 
Cumhuriyetin başında da çok güzel mimarlar yetişti: 1920'li yıllara hakim olan “Birinci Ulusal Mimarlık Akımı”nın mimarları, Osmanlı mimarisinden esinlenmekle birlikte, kendi çizgilerini de ortaya koymuşlardır. Özellikle Mimar Kemalettin ve Vedat Tek’in eserleri hala Türkiye’yi süsleyen, gurur verici yapılardır. Bu mimarları izleyen Arif Hikmet Koyunoğlu, Ali Talat Bey ve Giulio Mongeri gibi mimarlar da Cumhuriyetin başında İstanbul’da, Ankara’da ve diğer kentlerde örnek güzellikte evler, kurumlar yaptılar.
 
Gazi Eğitim Enstitüsü, 1926 yılında kurulmuştur. Gazi Eğitim Enstitüsünün anıt binası ise Mimar Kemaleddin tarafından yapılmıştır. Şimdi bu bina Gazi Üniversitesinin Rektörlük binasını oluşturmaktadır.
 
Belki de kaliteli Okul mimarisi oluşturmaya Gazi Eğitim ilk örnek oluşturmuştur. Ondan sonra da çok uzun süre bu iş aksamış, Milli Eğitimin okulları binaları;  önceden hazırlanmış; basit planlara dayanan ve güzellik gözetmeyen inşa teknikleriyle oluşturulmuştur.
 
Türkiye’de mimarların çok uzun süre istedikleri yapıları, istedikleri gibi yaptıkları söylenemez. Halk fakirdir. Öyle plana, mimara filan verecek parası yoktur. Adam kafasına göre bir plan çizer; onu bir laz müteahhite götürür. Plan üzerinde biraz oynanarak, çimentodan, demirden çalarak ev yapılır. Onun için, bu dönemde yapılan evlerin çoğunluğu depremlerde sapır sapır dökülmüştür; yerle yeksan olmuşlardır.
Bu bir dersti. Güçlü, iyi, güzel evler ve okullar yapmak için. Yeni dönemde binalarda estetik değerler aranıyor mu?
 
Şu okulumuz ne kadar güzel..! Diyebiliyor muyuz.. Çok zor…
 
Halen Milli Eğitim Bakanlığının klasik dört beş modeli geçerli. Onlarda da güzelliği vazgeçtik, sağlamlık bile kuşkulu…
 
Oysa dünyada “Okul Mimarlığı” başlı başına bir ekoldür. Bu alanda yapılmış çok güzel örnekler vardır. 
 
Bir okul binası, sağlam, kullanışlı; amaçlara elverişli; bol, ferah olmalıdır…
 
Türkiye’de okul estetiği konusunda belki çağı yakalayan en son eser ODTÜ Orta Doğu Teknik Üniversitesi olmuştur. Bu yapının ana yerleşkesi, Mimar Behruz Çinici tarafından tasarlanmış ve o ayrıldıktan sonra da yapılan binalarda onun onayı aranmıştır…
 
ODTÜ’de her bir bina bir sanat eseridir. Özellikle Mimarlık Fakültesi; Kütüphane, Rektörlük Binası; Spor Salonu… görülmesi gereken yerlerdir.  Ankara’yı görmek isteyen mutlaka ODTÜ’yü de gezmelidir. Böyle bir üniversite belki de dünyadaki örnekleri arasında bile ender güzelliktedir.
 
Türkiye’de  ilkokul, ortaokul, lise.. Bunlar içinde parmakla gösterilecek güzellikte kaç tane okul vardır. Şimdi belki Vakıf okulları, özel okullar bir dereceye kadar Okul Mimarisine önem veriyorlar. Bu okullarda çevre de ayrıca tasarlanıyor. Ağaçlar, çiçekler görünüyor bahçelerinde. Hatta bir kısmının bahçesinde yüzme havuzları ve küçük çapta Hayvanat Bahçeleri bile var. Böyle okullarımız artık var. Ama gerisi…
 
Hele o dağ köy okulları; gözden ırak ve gönülden de ırak.. Kendi kendilerine yanar dönerler, Yakınmaları ilk merciden “Gelecek yıla..” diye atlatılır. Kimse dinlemek istemez, kimse görmek istemez. Bazen sobalarını yakacak odun, kömür bulamazlar. Çocuklar sırayla odunu evlerinden getirirler.. Yalan mı? Bunların çoğunu gördük, tanık olduk.
 
Okul Mimarisiymiş! Hangi dağda kurt öldü de biz okullarımızı düşüneceğiz. Kafalarını sokacak bir dam altı bulsunlar da, dua etsinler. Bazı koşullarda hani, inek davarlarla da aynı damı paylaşabilirler.. sadece bir öğretmen olsun yeter. Şimdi büyük Siyasetçi olanlarımızın çoğu da öyle okullarda yetişmedi mi?
 
Çoban Sülü nereden yetişti!
 
Ama bundan sonra, biraz estetiğe, biraz güzelliğe önem verelim. Güzel binalarda okuyanlar, güzel ruhlu olurlar. Çocuklarımızı çirkin binalara tıkmayalım. Yaşarken onları, mezar gibi binalara koymayalım. 
 
Dileyelim ki, okul binalarımızın önünde küçük bir havuz olsun; çiçekler bulunsun; hatta küçük bir hayvanat bahçesi bile oluşturabiliriz (ördekler, hindiler, kedi ve köpekler…) Bunlar çocukların ruhlarını geliştirir. Gerisi mimarların ve eğitimcilerin tinsel zenginliklerine kalmış. İsterlerse neler yapmazlar ki..!
 
Eğer içimizde biraz güzellik kaldıysa onu çocuklarımızla paylaşalım.
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..