Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '06

 
Kategori
Eğitim
 

Okul seçimi üzerine

“Sekiz yıllık kesintisiz eğitim” süreci başladığında, ülkemizde var olan yabancı okulların geleceği tartışılır hale geldi. Geçmişte ilkokuldan sonra ortaokullarına öğrenci alan bu köklü eğitim kurumlarını korumak ve devamlılıklarını sağlamak adına Eğitim Vakıfları kurulmaya başlandı. Yabancı kökenli okulların ülkemizde ilköğretim kurumu açma izinleri olmadığından, okullar adına kurulan bu vakıflar ilköğretim okulları açtı. Kızımın okul serüveni tam da bu noktada başladı. Kendim yabancı okul kökenliyim. Okulumla her zaman gurur duyarım ve hayatta bana hep artılar kattığına, benim için bir çok kapıyı açtığına inanırım. Benim ailemin bana tanıdığı şansı, ben de kendi çocuğuma tanımak istedim. Kızımın şu anda yedinci sınıfına devam ettiği okul o yıl eğitim ve öğretime başlıyordu. Mutlaka olsun gibi bir iddiam yoktu ama bir kez denemek istedim, kuraya soktum ve kazandı.

Bizlere bu kurumdan mezun olacak çocukların, aynı kurumun yabancı kökenli lisesine devam etme şanslarının olmadığı ve merkezi sistem dışındaki bir sınavla öğrenci alarak yeni sınıf oluşturmalarının da pek mümkün olmadığı yolun başında söylendi. Bunu inkar edemem. Ancak eğitim camiasının içinde yer almama rağmen, nedense bir çok veli gibi 8 yılda pek çok şeyin değişeceğini, bu okulların kendi altyapılarından gelen bu çocukları bir şekilde bünyelerine almanın bir yolunu bulacaklarını düşündüm, umut ettim. Olmadı. Kızım artık yedinci sınıfta. Aldığı eğitimin güzel olduğu bir gerçek ama ben şimdi kara kara seneye ne yapacağımızı düşünmekten kendimi alamıyorum. Her şeyimiz tek bir sınava bağlı. Ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun, çocuk o gün hastalanabilir. Sınav kaygısı duyabilir. Morali bozuk olabilir veya heyecandan cevapları kaydırabilir. Olamaz mı? Olur. Ve kısacası bu çocuk sekiz yıl boyunca eğitimini aldığı dili devam ettireceği bir okula giremeyebilir.

Sonuçta kızım kendi okuluna devam edebilmek için genel bir sınava girmek zorunda. Ve ne yazık ki bizim sınav stresimiz şimdiden başladı. Bir yanda ergenlik, diğer yanda sınav stresi. Yedinci sınıfta çocuğun yükü zaten ağır. Biz buna bir de dershane yükü ekledik. Bu kadar erken başlatmak neden? Ama olmuyor işte. Bir baktım ki sınıfındaki her çocuk bir kursa kayıt olmuş. Ya sonradan beni suçlarsa? Ya ana baba olarak üzerinize düşeni yapmadınız derse? ne cevap veririm dedim. Gittim yazdırdım. Önümüzdeki yıl ya kazanacak ya da kazanamayacak ve ben onu bu sınava hazırlayabilmek adına hayatının en güzel yıllarından ikisini çalacağım. Bunu istemiyorum, hiç de istemedim. Yaptığım yanlış ne kadar büyük değil mi? Ama artık çok geç. Aslında dördüncü sınıftan itibaren bir gün bu noktaya geleceğimizi tahmin ettim. O zaman da alternatif yaratamadım. Kıyamadım onca öğrenilen ve öğrenilmesi zaten güç olan o dile. Şimdi ise yapacak hiç bir şey kalmadı.Bu yola girdik ve sonunu göreceğiz.

Oğlumda aynı yanılgıya düşmedim. Onu en az kızımın ki kadar kaliteli olduğuna inandığım, devamı olan bir okula verdim. Eğer her şey yolunda giderse 8 yılını tamamlayacak ve lisesine paşalar gibi devam edecek. O zamana kadar bu sınav mutlaka kalkacak ama eminim ki yerine farklı bir formatta eleme sistemi gelecektir. Gelirse gelsin. İster sınava girer ister girmez, başka çeşit elemelere ister katılır, ister katılmaz. Keyfi bilir, ama ben de bilirim ki zaten devam edeceği iyi bir okulu var.

“ Eğitim şart” “Eğitim şart”. Kızıma da, oğluma da, bana da şart ama seçimleri akıllıca yapmak, adımları on kere düşündükten sonra atmak da şart. Sonra bedelleri ağır ödeniyor...

 
Kayıt tarihi
: 12.07.06
 
 

Eyüboğlu Erenköy Anaokulu Müdürüyüm..