- Kategori
- Güncel
Okulları açtık

Haydi okula..!
Mini mini birler, çalışkan ikiler.. Sürer gider.. Yaşı olmayan öğrenmenin en düzenli hali, herkesin hayatını aileden sonra en çok etkilemiş / etkileyecek olan okullar nihayet açıldı. Öğretmenler aktif çalışma yaşamlarına, öğrenciler sınıflarına döndü, bizler için de veliler için de tatil bitti, kovalamaca başladı.
Binlerce eğitim fakültesi mezunu öğretmen KPSS çilesi altında ezilirken, öğretmenler kadrolu, sözleşmeli, ücretli diye bölünmüşken, velilerden bazıları bir forma/ çanta/ defter alamazken, okullar açıldı.
Kendi adıma memleketin pekçok yerinde görev yapan arkadaşlarımla karşılaştırınca, diyebilirim ki, hiç sorunsuz bir çalışma yaşamı sürdürüyorum. Fiziki şartlar, öğrencilerin ve velilerin profili, sosyal çevre vb. ' Neredeyse' sorunsuz.
Ancak bugün yazmayı düşündüğüm konular bugünkü Milliyet' i okuduktan sonra değişti. Bir ilköğretim okulunda, iki öğrenci kantinde sıra kavgası yaparken itiş kakışı ölüme götürmüşler, öğrencilerden bir tanesi hayatını kaybetmiş, şu meşhur 'smackdown' oyununa veya programından( çünkü ikisi de var) öğrendiklerini günlük yaşama uygulamışlar. Bir öğretmenin en çok istediği şey öğrencinin okulda öğrendiklerini günlük yaşama uygulayabilmesi, ezberleyip sonradan silmemesidir. Ama ne yazık ki ne yapsak televizyon ve bilgisayar kadar yararlı olamıyoruz. ' Kötü' yü olduğu gibi ortaya seren, insanın içindeki en temel güdülere doğrudan hitap eden programların, sahnelerin, oyunların yerini alamıyoruz.
Gazetedeki bu haberden daha fazla etkilenmemin sebebi daha bugün iki öğrencimi ' şaka' şeklinde birbirlerini itip kakarken görmem sanırım, üstüne de bu haber! ' Neden kavga ediyorsunuz? Ayrılın bakiiimm!' dediğimdeyse aldığım cevap bunun gerçek dövüş olmadığıydı, şakacıktan birbirlerinin kolunu bacağını büküyorlarmış! Öyle de sevimli, çalışkan ve saygılı çocuklar ki, öyle kaldım. Sonrası, böyle şaka olmayacağı, şakanın nereye varacağının belli olmayacağı, şiddetin ne kötü bir şey olduğu... üzerine bir konuşma, daha sonrasını bilemiyorum ne yazık ki..
Bence kimse bir sahne izledi diye tecavüzcü, bir oyun oynadı diye kabadayı, film izledi diye katil olmaz.. Ama çocuklar? Onlar farklı. Onlar beyaz ve pürüzsüz bir hafıza, burada sadece içgüdüleri var, annesi babası en başta, okulu arkadaşları sonra. Bu hafızalar ne ile dolacak, içgüdüler ne ile şekillenecek, büyüyüp ' koca adam/ kadın' olduklarında neleri götürecekler yanlarında, bu yüzden her şeyi yasaklamak, göstermemek, yok saymak nasıl yanlışsa; bunlardan çocuklarımızı sakınmamak da o kadar yanlış.Hayatı öğrenmeli, her şeyin güllük gülistanlık olmadığını, mücadele etmeyi öğrenmeliler tabii ki, ama her şeyin en kötüsünü en başta görüp öğrenerek değil tabii ki.