Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '13

 
Kategori
Eğitim
 

Okuma alışkanlığı nasıl kazanılır? Nasıl kazandırılır?

Okuma alışkanlığı nasıl kazanılır? Nasıl kazandırılır?
 

Toplumumuz okuma alışkanlığına sahip değil. Bunun en büyük nedeni nedir? Buna ciddi oranda kafa yorulduğunu sanmıyorum. Demokratik düşünme tarzı, sorumluluk duygusunun geliştiği toplumlarda okuma alışkanlığı fazla. Bizde neden değil?

Bunun biraz köklerine inmek lazım. Benim tespit ettiğim gerekçeler aşağıdadır.

1-Anne ve baba okumuyorsa yani ebeveynlerin okuma alışkanlığı yoksa çocukta okuma sevgisi azdır. Çocuk rol modeli olarak kimi alıyorsa ona göre davranır. Çocuk evde kitap okuyan birini görmezse kime özenecek allah aşkına. Anne ve baba ona bilinçli bir şekilde yaşına ve cinsiyetine uygun kitaplar almadan önce zaten masal kitapları okuyarak başlamalı.

2-Ezberci ve dayatmacı eğitim sistemi: Gerek Osmanlı İmparatorluğunda gerekse Modern ve çağdaş Türkiye Cumhuriyetinde eğitim ezberci ve dayatmacı olagelmiştir. Ezberci ve dayatmacı eğitimler alan toplumlarda mucit ve ezberden kurtulmuş edebiyatçı zor çıkar. Klişe ve ezberin, birbirini tekrar eden yazarların okuyucusuda kısıtlı olur. Sıra dışı cins beyne sahip yazarlar çok az. Olanlar halkın değerlerini üretmekten çok kopuk. 

3-Okullarda kız ve erkek çocuklarına aynı kitabın okuması zorumluluğu zulmü. Kız ve erkek çocukları farklı tip eserlerden hoşlanır oysa. ABD'de yapılan araştırmalarda kız ve erkek çocukları sadece 1000 kitaptan 17sini ortak okumaya alıyormuş yani bu şu demek, kızlar ve erkek çocuklarının ilgi alanları tamamen farklı. Şimdi şunu düşünün birde, ilgi alanları tamamen farklı olan ve çocukken bile farklı oyuncaklarla oynamış olan kız ve erkek çocuklarını karışık bir sınıfta okutarak eğitim vermek sizce ne kadar verimli olabilir?

Okuma alışkanlığı kazanmak ve çocuklarımıza kazandırmak için yapılması gerekenler:

1- Kendimiz sevdiğimiz türdeki eserleri ve romanları okumalıyız. Asla sevmediğimiz türdeki eserleri okumaya çalışmamalıyız. Herkesin farklı yapısı var ve herkes farklı türü ve yazarı sever. Çocuklarınıza da seveceği türde eserleri sunmalısınız. Mesela kız ve erkek çocukları macera türü kitapları kurgu türüne göre daha çok sevmekteler (ABD'de yapılan araştırmalar bunu göstermekte). Çocuklar kurgu türünü merakla okusalarda beğenme konusunda beş yıldız vermiyorlar. Macera türü ise beğeni topluyor. Mesela çocuklara 80 günde devri alem, Robinson Crusoe, Sefiller türü kitapların basitleştirilmiş hallerine bayılmaktalar.

2-Hiç bir şekilde okumayı sevmiyorsak fotoromanlardan veya çizgi romanlardan beğeni türümüze göre kitaplar bakmalıyız. Teksas, Tom Miks, Mister NO'nun eski sayıları yeni sayılarından hangileri varsa onu gençler okumalılar. Hatta bulabilirlerse Tarkan'ın çok eski sayılarını tavsiye ederim. Çocuklarda bir çok çizgi karakterlerin kitapları var. Bunlarla işe başlamalı. Erkekler futbol istatistikleri, tamirat tadilat, model uçak yapımı, tarih, coğrafya gibi ansiklopedi veya resimli dergilerle başlamalı, kadınlarda astroloji, ev dekorasyonu, el işleri, dua, İslam vb konularda dergi ve kitaplarla başlamalı işe.

3-Roman türüne hemen geçilmemeli, romanlardaki betimlemeleri uzun tutan yazarların eserleri ilk önce okunmamalı. Bu daha sonraki iş. Önce kişi kendi beğendiği roman türünü belirlemeli. Her burç ve her karakter ayrı türde eserlerden hoşlanır hatta yükselen burcun etkisi 30 yaş sonrası kendini gösterdiğinde kişi okuduğu roman türünü bile değiştirir. Koç burçları ve yükseleni koçun etkisinde olanlara tavsiyem dedetktif, polisiye, cinayet, korku, gerilim aksiyon macera türü romanları tavsiye ederim. Balık burcu veya Yengeç burçlarına yada yükseleni bu burçtan olanlara daha çok Sefiller, Notredame'ın Kamburu gibi kitapları özellikle aleksandre Dumas eserleri iyi gelecektir. (Bkz İslamda Astroloji-Doğum Haritası rehberi-YaşamŞifreleri Hayatın anlamı Esmaül Hüsna Basım 2011)

4-Çocukların okudukları eserlerin filmlerini evde beraberce izlemeye çalışın. Önce kitap sonra film. Mümkünse tiyatroyada gidin. Bu faaliyetleriniz çocuklarınızdaki zihinsel ve duygusal gelişimi ve gelecekteki karakterinin ve bakış açıslarının çok vizyoner olmasını sağlayacağına emin olun.

5-Öğretmenseniz asla çocuklara semeyecekleri kitapları tavsiye etmeyin.

Yıllar önce öğrencilere Kemallettin Tuğcu kitapları yasak edilmişti. Oysa çocuklar ve toplumumuz bu kitapları çok seviyordu çünkü adam bizden bişeyler yazıyordu, Türk toplumunun içindendi yazdıkları ama MEB sanki Türk toplumunu eğitimden ve öğretimden soğutma misyonunu almış gibi özellikle darbe dönemlerinde halka dayattığı kitaplardan halkımız nefret ediyordu. (Türk halıkının okuyanlarının %75'i okuma alışkanlığını kendi kendine kazanmış. Bunda okulun ve Ailenin katkısı hiç olmamış) Rus veya Batı klasiklerini halkımız anlamıyor anlayamıyordu. Oysa bizden bizim içimizden yazan Kemalettin tuğcu acıma ve vicdan olgularımıza duygularımıza seslenmesini biliyordu.

MEB körü körüne bunları yapmasaydı, halkımız Kemalettin Tuğcuyla başladığı yolculuğa Gogol, Tolstoy, Turgenyev ve Dostoyevsky'le devam edecekti. Viktor Hugo vicdanıyla ile tanışıp, Emil Zola ile düşünecekti. Bunlar olmadı.

Halkımızın okuma alışkanlığını kazanamamasının en büyük suçlusu kesinlikle ve kesinlikle halkımıza ilk önce Kemalettin Tuğcu gibi bizden olan yazarları değilde karakter ve şehir isimlerini bile aklında tutmakta zorlandığı Rus eserlerini Batı eserlerini yıllardan beri ilk önce okullarda dayatan MEB'tir.

Okumayı sevmeyen bir toplumun oluşmamasına neden olan sebeplerin başında gelir. Oysa okunması gereken ilk önce kendi yazarlarımızdır, Ömer Seyfettin'in "Kaşağı"sı ile yetinmemek gerekir, belki içinde "Pembe İncili Kaftan" (Pembe İncili Kaftan'da bugünkü devlet anlayışının temelini oturtan devlet için faili meçhul cinayet işlemeyi teşvik eden Yavuz Sultan Selim vardır) olmasa Seyfettin'i de Tuğcu gibi yazıyor diye tavsiye etmeyeceklerdi. Son yıllarda özellikle son 10 yılda MEB değişim süreci geçirmekte, çağın hızlı ilerlemesi teknolojinin gelişmesi yüzünden MEB ne yapacağını bilemez halde elleri ayaklarına dolaşmış durumdadır lakin en azından bişeyle yapma çabası içindedir.

Hükümet'in en önemli ve en güzel siyaseti "yıllarca Milli Eğitim için çok para ayırmasıdır, umarım eğitim konusunda bu değişim süreci devam eder". Şu an MEB'in en büyük sıkıntısı değişime ayak uydurabilen öğretmen bulamamasıdır. İnşallah MEB, daha vizyoner insanların elinde daha güzel işler yapar.

Not: Bana Göre Kemalettin Tuğcu şayet Rusya'da yaşasaydı çok okunan ve en çok sevilen yazar olurdu ve Türkiye onun kitaplarının çevirisini yapar ve çocuklara okuturdu. Kemalettin Tuğcu, tüm Rus Edebiyatının bel kemiği olan GOGOL'un Türkiye'deki karşılığıdır.

 

 

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..