Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '10

 
Kategori
Kitap
 

Okuyorlar okumuyorlar

Okuyorlar okumuyorlar
 

R.T


"Ülkemizde okuma yazma oranı arttı, toplum kitap okusun, kütüphaneler, kitaplıklar yaygınlaşsın" diye düşünüldüğü anda, toplumu saran, teknolojinin cicili bicili büyüsü ile sabahtan akşama kadar televizyon dizileri başında veya face book'larda geyik muhabbetleri başladı.

“Düşün Taşın Derneği, "Okumayan Kalmasın" projesi için çalışmaya devam ediyor. 45'e yakın okuma günü düzenleyen ekip tırlarla şehir şehir gezmeyi planlıyor. Derneğin kurucusu Selim Çavuş, "Derneğin okuma üzerine odaklanma nedeni aslında üyelerimizin az kitap okumasından kaynaklanıyor. Dernek üyeleri başlarda düzenli şekilde kitap okumuyordu…" Milliyet gazetesi.

Ülkemizde okuyan insan oranı, nüfusa ve gelişmiş ülkelerdeki okuyan sayısı ile karşılaştırıldığında düşük kalıyor. Bunları satılan kitap, dergi ve gazete sayılarından anlıyoruz.

Okuma, sosyal yaşam ve gelişmişlikle ilgili olduğu kadar, bireye seçici olma özelliği kazandırdığından, ülkemizin en önemli konusu olan gerçek demokrasi ile de yakından ilgili. Bizde, okuyan insandan korkuldu uzun yıllar. Bu dönem, 12 Eylül döneminde açıkça yaşandı. İlkçağ toplumlarında olduğu gibi kitaplar yakıldı boy boy. Akıllılar kitaplarını naylona sarıp yer altına gömdü! Kitapları yüzünden insanlar gözaltına alındı, hatta tutuklandı da. Halk soğutuldu kitaptan, defterden.

Şöyle bir baktığımızda her şeye kredi veya destekleme var, kitaba yok. Her iktidar kendini eleştiren kitapları yok ediyor, yazarlarına iyi gözle bakmıyor…

Okuma alışkanlığı aileden başlayıp okulda devam ediyor. Aile ve okul faktöründen birinin konuyu ihmal etmesi, okuma alışkanlığını olumsuz etkiliyor. İlköğretim, belli alışkanlıkların verilmesi ve kazandırılması bakımından çocuk yaşamında önemli.

Son yıllarda sınav koşuşturmaları kitap okuma alışkanlığının kazandırılmasında olumsuz rol oynadı. Sınav, test, dershane, ödev, ders gibi konular o kadar çatallaştı ki, değil okuma, çocuğa oyun zamanı bile ayrılamaz oldu. Sınav kazanmak başarıda bir ölçü olduğu için bu konuda, okullar, öğretmenler hata iller arası rekabet ortamı doğunca, serbest okuma da rafa kalktı.

Sınav koşuşturması İlköğretim birinci sınıftan başlayıp üniversite kazanıncaya kadar devam ediyor. Üniversite programları yoğun. Öğrenci gazete okumaya bile zaman ayıramıyor. Konu hakkında öğretim üyelerinin haklı yakınmaları çok.

Üniversite bitince bu kez de iş bulma, işe girebilme sınav koşuşturması başladığından kişi, otuz yaşına kadar kitap okumaya zaman bulamıyor. Diyelim doktor oluyor, surat bir karış, yüzü gülmüyor. Diğer meslekler için de durum farksız. Mutsuzluk ve huzursuzluk dolu stresli bir yaşam ve arkasından bilinçsiz tüketim, sevgisiz , yüzü gülmeyen toplum.

Bizde, çok okuyanların da bulunduğunu düşündüğümüzde, okumanın, zamandan özveri ve alışkanlık olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

Düşün Taşın Derneğine, Türkiye genelinde okuma ile ilgili girişiminden dolayı kutluyor ve başarılar diliyoruz. Hüseyin Seyfi
 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..