Olimpiyatlara doğru

8 Ağustos 2008'de Pekin'de başlayacak olan 29. Yaz Olimpiyatları yirmi sekiz spor dalını kapsayacak fakat bu sporlardan en fazla basketbol müsabakalarının ilgi çekeceğini söylersek fazla iddialı konuşmuş olmayız, sanırım. Olimpiyat basketbolları için önce bu hafta oynanan elemeleri, daha sonra da önümüzdeki turnuvayı tartışalım.

On iki takımın yer alacağı olimpiyatlarda dokuz takımın bileti hazırken, üç takım da bu hafta oynanan elemeler sonucunda belli oldu.

Bu elemelere de on iki takım katıldı. Atina'da oynanan elemelerde on iki takım üçerli dört gruba ayrılarak mücadele ettiler. Esasen FIBA'nın bu elemelerde niye böyle garip bir format uyguladığını çözemedim. Zaten elemelerin tarihi de son derece garipti. NBA yıldızlarının çoğunu izleme fırsatımız olmadı. Yıldızların olması durumunda Kanada ve Brezilya da büyük ihtimalle başarılı olacaklardı.

Dört grupta kimlerin favori olduğu çok belliydi. Dört Avrupa takımı rahatlıkla ilk sırayı aldılar. Çeyrek finalde tek sürpriz Porto Riko'nun Slovenya'yı devirmesi oldu. Turnuvaya heyecan katan tek takım Porto Riko; diğer Avrupalılar (Yunanistan-Almanya-Hırvatistan) ile beraber yarı finale kaldı. Bu dört takımdan; turnuvada Avrupalılar dahil bütün takımların toplamından daha güçlü olan ev sahibi Yunanistan ve Hırvatistan ilk günde olimpiyat biletini aldılar. Porto Riko, Yunanistan maçında takımın en önemli elemanlarından oyun kurucu Carlos Arroyo'yu kaybetti ve Almanya karşısında işini oldukça zora soktu. Üçüncülük maçında Nowitzki+Kaman'lı Almanya, Porto Riko'yu rahat geçti ve elemelere Avrupalılar damga vurmuş oldu.

Amerika Birleşik Devletleri yıldızlarıyla beraber geldiği 1992 Barcelona'dan beri bütün olimpiyatları domine etmeyi başarmıştı. 2004 Atina'da ise bu başarıyı gösteremediler. Türkiye'ye de gelen ve canlı olarak izleme imkanı bulduğum 2004 takımı Tim Duncan-Allen Iverson dışında genç isimlerden oluşuyordu ve bu basketbolcuların temel basketbol bilgisi eksikliği olimpiyat hezimetini getirdi. Grup maçlarında dökülen ABD yarı finale yükselmeyi başarsa da tarihin en güçlü basketbol takımlarından birisi olan Arjantin'e çarptı ve üçüncülükle yetindi. Arjantin birinci, İtalya ise ikinci oldular.

Olimpiyatlar'a Afrika'dan Angola, Amerika'dan ABD, Güney Amerika'dan Arjantin, Asya'dan İran, Okyanusya'dan Avustralya, dünya şampiyonu olan İspanya ve ev sahibi Çin'in yanında beş Avrupa takımı Rusya, Litvanya, Yunanistan, Hırvatistan ve Almanya katılıyorlar.

Altışarlı iki grupla başlanıyor, ilk dört çeyrek finale çıkacaklar. A Grubu'nda Hırvatistan, Litvanya, Rusya'nın yanında elbette ki Arjantin'in çeyrek final yapmasını bekleriz. İlk dördü zorlayacak olan takım ise Avustralya olarak gözüküyor. İran'ın ise başarılı olması sürpriz olur. Arjantin 2004 kadrosuna yakın bir kadroyla mücadele edecek, sadece son turnuvaların yıldızı gard Pepe Sanchez forma giymeyecek... Litvanya'da Jasikevicius geri dönüyor, tecrübeli kadrolarıyla mücadele edecekler... Son Avrupa Şampiyonu Rusya da kadrosunu koruyor. Kirilenko dışında bütün basketbolcular Rusya Ligi'nde oynuyorlar; Rusya'nın bu turnuvada başarılı olamayacağını düşünüyorum... Eleme maçlarında inişli-çıkışlı oynayan Hırvatistan'da kafamda soru işareti yaratıyor... Avustralya ise Bogut ve Andersen gibi iki kaliteli uzuna sahip. Diğer oyuncuların günlerinde olması, Avustralya'yı çeyrek finale taşıyabilir.

B Grubu'nda ise Angola, Çin, ABD, İspanya, Yunanistan ve Almanya mücadele edecekler. ABD ile beraber üç Avrupalı çeyrek finalist favorisi. Angola ve Çin'in zorlaması bile çok zor gözüküyor. ABD Jason Kidd dışında 30 yaşının altındaki oyunculardan kurulu bir takım. Kobe Bryant maçın kaderini değiştirebilecek önemli bir isim ve uluslararası başarıya aç. ABD'nin zayıf halkasının uzunları olduğunu düşünüyorum. Carlos Boozer, Chris Bosh ve Dwight Howard üçlüsünün yaş ortalaması 23, 5 ve ne kadar etkili olacakları da şüpheli. Bu kadroda Tim Duncan olsa şampiyonluun kesin favorisi derdim ama bu şekilde tunuvanın ilk maçını beklemek lazım... İspanya dünya şampiyonu, Avrupa ikincisi kadrosuyla mücadele edecek. Sadece 17 yaşındaki genç gard Ricky Rubio eklemesine sahipler. Pau Gasol'ün önderliğinde Garbajosa ve diğerleri en azından yarı finale kadar çıkabilir... Yunanistan, Avrupa takımı olmanın hakkını veriyor. Elemelerdeki kadar iyi oynarlarsa tehlikeli bir takım görünümündeler. Her zamanki savunma sertliğiyle beraber Papaloukas'ın önderliğinde iyi hücum ediyorlar. Onların zayıf halkası da pota altı olabilir... Almanya'nın zayıf halkası ise tam tersine kısa pozisyonu. İçerdeki Nowitzki-Kaman dışında dış oyuncular etkili olursa Almanya tehlikeli olabilir ama çeyrek finalden öteye çıkmaları zor...

Olimpiyatlar öncesi görünüm böyle. 8 Ağustos'a kadar üç haftamız var, bu sürede çok şey değişebilir. Şu anki görünüm ABD-Arjantin-Yunanistan-İspanya dörtlüsünün 2006 Dünya Basketbol Şampiyonası'ndaki gibi birkaç adım önde olduğu. Bu dörtlü arasında ise fark bulmak çok zor, kısacası 2006 Japonya'nın rövanşına hazır olun...