Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Olmayan umudun peşinde koşanlar, neden arka sırada kaldılar?

Olmayan umudun peşinde koşanlar, neden arka sırada kaldılar?
 

ÜZÜLMEYİN!DAHA ÖNÜMÜZDE UZUN MAÇLAR VAR!


Evet, Dünya Kupası'na gidemiyoruz.

Bosna Hersek, Estonya'yı 2-0 yendi, Türkiye’nin 2010 Dünya Kupasına katılma hayali sona erdi.

Zaten umut yoktu! Bu güne kadar olmayan umudun peşinde koşmuştuk. Medyamızın şişirmesiyle kendilerini dev aynasında görenler, şimdi düştükleri arka sıralardan, önlerine konulacak büyük plazma(!) Televizyon ile Dünya Kupası maçlarını seyredecekler.

Oysa bu takımın neler yapabildiğini hepimiz biliyoruz. 2002'de Dünya üçüncüsü, 2008’de Avrupa Şampiyonasında üçüncülüğü Rusya ile paylaşma…

Milli Takımımızın düştüğü bu acıklı durumdan sonra istifa en kolay yol! Öncelikle bu takımı, oyuncu seçiminde hata yaparak bu hale getirenlerin hesap vermesi gerekmiyor mu?

Gelişmemiş toplumların en büyük uyutma ilaçlarından olan Futbol, ülkemizde de çok sevilen bir oyun. Bu oyundan fazlasıyla etkilenen ülke insanımız, Dünya Kupasına katılamayan Milli Takımımız nedeniyle öylesine büyük üzüntü yaşıyor ki! Koskoca ülke adeta cenaze evine döndü!

Kime kızalım?

Yanlış oyuncu seçerek, sahaya yanlış takım süren Milli Takım Teknik heyetine mi? Yoksa kendilerini basının şişirmesi ile kaf dağının arkasında gören sporcularımıza mı?

Şimdi herkesin sorduğu bir soruyu bende sormak istiyorum. Fatih Tekke ve Gökdeniz Karadeniz bu milli takımın aday kadrosu içinde niye yoklar?

Eğer Rusya ligini yakından takip edenler, bu iki oyuncunun son haftalardaki performansları hakkında da bilgi sahibidirler.

Bu iki sporcumuz gerçekten de formlarının zirvesinde!

Evet, şimdi suçlu arama zamanı! Eğer bir suçlu bulamazsak, bu tramvayı (!) nasıl atlatırız?

İlk suçlayacağımız gurubun başında Fatih Terim ve ekibi geliyor. Yanlış kadro seçimi ve yanlış taktik!

İkinci suçlayacağımız grubun içine Futbol Federasyonu giriyor. Bu günkü durumu önceden göremedikleri ve zamanında radikal kararlar alamadıkları için.

Üçüncü suçlanacak grup sporcular! Kazandığınız maçlardan sonra pirim istemeyi biliyorsunuz, kaybettiğinizde de aldığınız primleri geri iade etme zamanı gelmedi mi? Kazandığınız maçlardan sonra medyanın karşısına geçip, günlerce kendi reklamınızı yaparken, şimdi nerelerdesiniz?

Tüm dünyada olduğu gibi başarıda göklere çıkartılan komutanlar, başarısızlıkta da kendilerine kesilen faturayı ödemek zorundalar. Oysa bizim başarısızlığımızda kimse faturayı sahiplenip ödemeye yanaşmıyor.

Az gittik, uz gittik! Günü kurtarma çabası içinde bir arpa boyu yol bile kat edemedik! Bu güne kadar olmayan umutların pişinde koşarak, halkı avutmaya çalıştık. Ancak onu da başaramadık. Takke düştü, kel göründü!

Şimdi; oturduğumuz arka sıralardan, boynu bükük vaziyette önümüzdekilerin gösterisini izleme zamanı! Herkes hak ettiğini yaşar misali, biz bunu çoktan hak ettik!

Dünkü Belçika maçına gelince; yine döküldük! Formsuzluğu nedeniyle kendi takımında bile oynamayan Nihat'tan medet umduk! Kaleci Volkan olmasaydı bu maç 5-0 biterdi! Volkan müthiş kurtarışlarıyla tarihi farkı önledi. Belçika, 8'de ve 84'te Mpenza'nın attığı gollerle 2-0 kazandı.

Evet, şimdi akıllara takılan bir soru; Çarşamba günü Bursa'da oynayacağımız formalite Ermenistan maçını kazanabilir miyiz? Ve tabi birde Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün amigolarla yaptığı toplantıda, yaptığı uyarıların dikkate alınıp, alınmayacağı. Eğer dikkate alınmazsa, Diyarbakır spor maçında olduğu gibi “Irkçı tezahürat” yapılacak mı?

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..