- Kategori
- Şiir
Ölüm vakti (Sensizlik sebebimdir)

Hayat seni anlayamadım bir türlü
Hadi aşk sevgi ve mutluluksun, anladım
Ya savaş ve kavgalar neyin nesi?
Ne yani hayat iki kelime mi artık
“Savaş ve barış…”
Yıllardır süregelen yalnızlığım
Hiç bitmeyen sonu gelmez mücadelem,
Kolay mı savaşmak basit mi unutulmak,
Ruhun çelik kadar sert
Yüreğin geniş olmalı bu derin cephede
Bana kalkan elleri
Bana layık görülen aşağılamaları
Fütursuzca atılan iftiraları
Söylenen yalanları ve ihanetleri
Görmemeli ya da hiç duymamalı mıyım?
Bir beyaz bayrak alıp elime
Bu candan bu yürekten vazgeçmeli
Sadece “ölüm vakti” deyip susmalı mıyım?
Hayatı bana sen öğretmedin mi?
Dik durmalı boynun, onur ve gururla
Bükülmemeli belin azimle diyerek…
Bir cahilin suçlamaları mı parçalamalı
Öğrettiğin tüm doğruları…
“ Savaş ve barış” ha
Yaşarken öldürmek değilse nedir bu?
“Ölüm vakti” ne kalbin teklemesi
Ne bedenden nefesin çıkışıdır,
Delicesine aşkla severken
“Ölüm vakti” doğruların öldüğü,
Sevmelerin küçümsendiği,
Aşkın sevdanın hiçe sayıldığı
Sadakatin büyük bir aptallık
Özlemin hasretin heves sayıldığı yani,
Kısaca bizim “bittiğimiz” andır…
Aşkımız sevgimiz için
Savaşmak yoksa mücadele bitmişse
İşte o an “ölüm vakti” gelmiştir kapımıza
Ne uğraşıyoruz ki
Kaybettik biz bu savaş ve barışta,
Elimde beyaz bir bayrak
Gökyüzünde kara kapkara bulutlar
Gözlerimde hüzün
Senin dilinde yalancı bir “ağıt”
Pes ediyorum sallıyorum bayrağımı
Teslim oluyorum,
Yüreklerimiz lal olup susarken…
İşte tam bu an “Ölüm vakti”
Erdoğan ÖZGENÇ
Adana 27.03.2013 15.50