Olur ya bir gün gelir ya!

Bebeğiniz varsa bilirsiniz azıcık hastalansa sabah akşam bir şeyler içirirsiniz. Öğrendik ki bebeklerde 100 çeşit şurup, ilaç öldürücü yan etkilere sahipmiş. Bizim devletten öğrenmedik tabii ki elalemden. O da yetmez ki. Şurup öldürmezse hormonlu meyve var , sebze var. Hormonlu sütü, bozuk eti. Sahte doktoru, korsan ebesi ne arasan var ülkemde. Ömür veren Mevlam ‘’yaşayın’’ dedi mi yaşayıp gidiyoruz, Doktorlar işin bahanesi.

Yolda araba kullanmayı bilmeyen binlerce insan. Kimi üstüne gelir kimi üstünden geçer. Bir arabaya doluşmuş on adam görmüşüm daha ne olsun! Onlardan kurtulur da eve giderseniz sokakta doğal gaz patlaması. Onu da geçince freni kopmuş kamyon. Sağ salim eve vardınızsa ‘’çok şükür’’ deyiniz.

Kadınsanız biri sizi sevmemeli. Sevdiyse manyak olmamalı. Manyaksa zararsız olmalı. Yoksa kimine kılıç kimine bıçak. Sevme özgürlüğü, sevilme özgürlüğü olmayan bir mahluk olup çıkarsınız bu ülkede.

Paranız varsa sizden borç isteyecekler, bir daha geri almayı beklemeyin. Paranız yoksa borç isteyeceksiniz biraz zor olur geri vermesi. Telefonunuz ‘’zır zır’’ çalacak, ya da siz çaldıracaksınız. Ne boğazın tadı kalacak ne güneşin rengi.

Çocuğunuzu devlet okuluna yollarsanız Çanakkale savaşının yerini öğrenemeyecek. Tarkan’ı eski başbakanlardan zannedecek. Paranız var da koleje yollarsanız o zaman da ev de bir adet misyoner olacak. Ne siz onu anlayacaksınız ne de o sizi.

Ömür boyu emekli olmak için çalışıp kaderin sizin için ne düşündüğünü bilmeden yılları erteleyeceksiniz. ‘’Keşkeler’’, ‘’şimdiki aklım olsaydılar’’ hiç bitmeyecek. Asos’a gidilmemiş, Ayvalık ‘da ki o yazlık hiç alınamamış olacaktır. Telaşla geçen yazlar, ıskalanmış aşklar ülkesi bizimkisi.

Tutkusuz insanlar yönetti bizi. Rütbe takma, iktidar olma, güçlü olma savaşında ama tutkusuz insanlardı. Bu yüzdendir şehirlerimizin çarpıklığı. Yollarımızın abukluğu, insanımızın kavrukluğu. Güzellik yarışmasında değerli kişi ne sordu kızımıza’’ Amerikan Demokrat partinin aday adayları kimler?’’ çıtı pıtı kızımızın yüzü bir tuhaf oldu. Keşke bana sorsaydı. Şöyle derdim ‘’ Ben Mustafa Kemal’in ülkesinde yaşayan bir Türk kızıyım. Ülkemin sorunları ile ilgiliyim, Amerika’nın değil. Amerika’yı kimlerin yöneteceğinden çok bizi kimlerin yöneteceği ile ilgileniyorum. Ama isterseniz sorunuzun cevabını bir kağıda yazıp verebilirim.’’ Ne demiştik sahi? Tutku. Taklitçi ve özenti insanımızda bulunur mu?

Dereler kirleniyor, denizler kuruyor, buzullar eriyor. İnsan her şeyi kirletiyor, barbarlar üstümüze üstümüze geliyor. Şimdi vakit varken hayatı ciğerlerimize çekmeli. Tutkusuz dünyada güzel günler çok fazla değil çünkü…