Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '15

 
Kategori
Deneme
 

Ön yargı

Utangaç, içine kapanık ve kendi halinde etrafı ile çok ilgilenmeyen bir edebiyat fakültesi öğrencisiydi. Babasını daha 16 yaşında kanserden kaybetmişti. Annesi başarılı bir müdür olmasına karşın oğlu ile yeterince ilgilenemedi. Tüm gençliğini oğlunun daha iyi şartlara sahip olması için koşturmaca içinde geçirdi. 
Ahmet artık üniversiteli bir genç adam, annesi de emekli olmuştu.
Ahmet çizdiği karikatürlerden yarattığı karakterine her gün yeni maceralar ekleyerek mizah dergisinde yayınlanan çizgi romanını oluşturmuştu. Bu şekilde okul masraflarını karşılıyordu.
Son bir kaç haftadır istediği gibi çizgi romanına kareler tasarlayıp çizemiyordu. Eline kalemi aldığında sanki tüm ruhu bedeninden kuş misali uçup kendisinin bile bilmediği hayaller dünyasına dalıp dakikalarca belki saatlerce geri dönmeyi reddediyordu ve bu durum hem moralini bozuyor hem de midesinde oluşan orkestraya güç verip doğru düzgün yemek yemesine engel oluyordu. Tüm bu sıra dışı durumun sebebini gayet iyi biliyordu ama kelimelere dökmeye hazır değildi. Babasının kaybı onun hayata bakışını değiştirmişti. Özel ve genel ne varsa kendi içinde çözmeye çalışıyordu, çıkış yolunu çoğu zaman bulamasa da hep bir şekilde doğru noktaya ulaşıyordu.
İçindeki fırtanın sebebi; öğrenci değişimi ile gelen kıvırcık kızıl saçlı güzel olmamasına karşın gülümsediğinde etrafına ışık saçan Amy adında İngiliz kız öğrenciydi. 
Amy yabancı olduğu için hemen okulun popüler erkek ve kız öğrencilerinden oluşan grubun içine dahil olmuştu. Ahmet ve iki arkadaşı sınıfın hatta okulun en çalışkan öğrencilerindendi bu yüzden de diğer öğrenciler tarafından hep bir şekilde dışlanıyorlardı. Bir tek sınav zamanı ve eksik ders notları olduğunda kendileri ile konuşuyorlardı. Ahmet bu şekilde kurulmuş olan okul düzenini ilkokuldan beri benimsememişti fakat yapacağı bir şeyde yoktu, önyargıyı değiştirmek olanaksızdı. 
Ahmet en çok salı günlerini seviyordu çünkü Amy ile ortak aldıkları tek ders salı günüydü. Her salı sabahı vapurda Amy ile konuşmayı planlıyor ama derse girdikten sonra vazgeçiyordu. Annesi oğlunda bir değişim olduğunun farkındaydı ama kendisi söylemediği sürece konuyu açmamaya karar verdi. İçinde bu akşam farklı bir çizim hevesi vardı. Müzik çalarını açtı kulaklıkları taktı ve eline kalemi aldı gözlerini kapadı müziğin ritmine kendini kaptırıp, kalemi aşağı yukarı sola sağa hızlı hızlı oynatmaya başladı. Çalan parça bittiğinde önce gözlerini açtı sonra elindeki kağıda baktı. Karşısında Amy, tek bir farkla karikatürünü yapmıştı. Aklına bir fikir geldi madem üç harften oluşan bu isim kendisini bu kadar büyülemişti neden onu çizgi kahramanına kız arkadaş olarak eklemesin. Nasılsa Ahmet’in karikatür yaptığı sadece arkadaşları biliyordu. Gözleri yuvalarından çıkacaktı, en sonunda çözümü bulmuştu ve çizmeye kaldığı yerden devam edebilirdi. Bu heves ve aşkın gölgesinde yayınlanacak olan tüm kareleri yenileri ile değiştirdi. Editörüne gece yarısı yayınlanması planlanan bölüm yerine son gönderdiğini koyması için mail attı. Midesindeki orkestra müziğe ara vermişken, uyuyabilirdi. 
Sabah olduğunda ilk önce maillerine baktı, editöründen mesaj gelmişti. İstediği olmuş tüm kareler yenileri ile değişmişti. Editörü eklediği yeni karakteri çok etkileyici bulmuştu. Bu şekilde daha fazla maceralar ekleyebilirdi. 
Annesi de mizah dergisine aboneydi, yeni sayıyı eline aldığında hafif bir tebessüm etti. Aynı şekilde arkadaşlarıda duruma tebessüm etti. En yakın arkadaşlarından biri olan Mete sormadan edemedi…..
M: Hayırdır, nereden çıktı bu kız?
A: Öylesine aklıma geldi, hem iyi oldu. Artık çizgi romanımı geliştirme imkanım oldu.
M: ……. Peki…..
Mete ne kadar belli etmese de aynı okulda olduklarından bunun kendisine bahsettiği yabancı kız olduğuna emindi. Tüm bu meraklı konuşmaların arasında koca bir hafta geçmiş, bir salı günü daha gelmişti. Ahmet her zaman ki konuşma hazırlığını yaptı ama gene ağzından kelimeler dökülemedi. Dersten çıkarken arkadaşıyla konuşan Amy kendisine çarptı ve elindeki kitap defterler etrafa dağıldı. Yardım etmek için yere eğildiğinde gözüne ders kitabının arasına sıkıştırılmış mizah dergisi çarptı.
Amy: Teşekkürler 
Ahmet: Bir şey değil, mizah dergisi….. 
Amy: Yalnız olmadığımı hatırlatıyor….. 
Amy arkadaşlarının çağırması üzerine eşyalarını toplayıp uzaklaştı. Ahmet Amy ile ortak yanlarının bulunmasına çok sevinmiş bir şekilde gülümseyerek arkadaşlarının yanına gitti. Daha onlar sormadan Amy’nin mizah dergisi okuduğunu söyledi. Mete kendisine çalıştığı derginin yeni sayısından vermesini önerdi. Kendi aralarında konuşurlarken, Hasan isminde bir sınıf arkadaşları yanlarına geldi. Önce ne konuştuklarına kulak kabarttı sonra fark edilince hemen konuyu değiştirdi ekonomi dersi notlarını istedi. Ahmet notları kendisine verdi. 
Akşam eve geldiğinde annesi çizgi romandaki kızı sordu fakat Ahmet konuya pek değinmeden odasına geçti. Çizgi romanı ile uğraşırken tekrar koca bir haftayı bitirdi. Bir salı daha sabah vapurunda alıştırmalarını yapıp derse girdi. Amy’nin kitabının arasına bakıyordu ki…..
Amy: Günaydın
Ahmet: Günaydın, mizah dergisi?
Amy: Annem göndermedi bekliyorum
Ahmet: Buradakileri denesen?
Amy: Henüz tam olarak Türkçe öğrenemedim…..
Ahmet: Haklısın
Ders bitince Amy arkadaşları ile koridordan gülüşerek uzaklaşıyordu ki, Hasan önünü kesti ve eline bir şey tutuşturdu. Bu sırada Ahmet kütüphaneye doğru ilerliyordu. Orada arkadaşları ile beraber yaklaşan sınava çalışacaklardı. Her ne kadar çalışıyor olsa da aklı Hasan’nın Amy’e ne verdiğindeydi. 
Ertesi sabah uyandığında arkadaşı Mete’nin kendisini defalarca aradığını gördü. Meraklanıp aradı.
A: Hayırdır, ne oldu?
M: Yok bir şey 
A: İyi de onlarca defa aramışsın?
M: Okulda anlatırım, yoldayım şimdi….. 
Ahmet yolda neler olabilir diye içinden geçirirken, Mete ile karşılaştı. Mete büyük bir heyecan ile Amy’nin elinde dün Ahmet’in çizgi romanının olduğu mizah dergisini gördüğünü söyledi. Ahmet bu duruma şaşırmalı mı, üzülmeli mi karar veremedi. Amy’nin karikatürü gördüğünde ne diyeceği hakkında içinden binlerce cevap geçirirken, Mete kendisini tanımasının olanaksız olduğunu çünkü isminin yazmadığını hatırlattı. 
Aralarında konuşarak koridorda ilerlerken Amy ile karşılaştılar, Amy Hasan’ın kendisine dün verdiği mizah dergisinden çok haz aldığını ve sanki kendine benzeyen bir karakter gördüğünü söyledi. Ahmet ve Mete şaşkınlıkla bakarken, arkalarından Buse yanaştı ve Amy’i kolundan tutup doğruca sınıfa soktu. Ahmet ve Mete sınav için kütüphanenin yolunu tuttular. Çalıştıktan bir süre sonra kantine gittiler, burada Ahmet çizgi romanına yeni kareler çizmeye başladı. Amy Ahmet’in yanından geçerken çizdiklerini göz ucuyla gördü ve tam olarak neler çizdiğini öğrenmek için yanına oturdu. Fakat Ahmet Amy’i biraz geç farketti ve Amy kendisine benzeyen karakteri çizenin kimliğini öğrenmiş oldu. Ahmet bu durum karşısında ne demesi gerektiğine karar veremedi ama Mete bir çırpıda Ahmet’in Amy’den etkilendiğini söyledi. Neye uğradığını şaşıran Ahmet birden masadan kalkıp arkasına bakmadan evin yolunu tuttu. Yaşadıklarını düşünüp utanç içinde uyumaya çalıştı. 
Ertesi sabah okulun yolunu tuttu, okulun kapısında Mete bekliyordu. Özür dilemesine rağmen Ahmet öfkesinden ötürü dönüp bakmadı ve doğruca derse girdi. İşin kötü yanı günlerden salı idi. Salı günlerini dört gözle bekleyen Ahmet bu sefer keşke başka bir gün olsa diye düşündü. Sınıfa girdiğinde Amy, Buse ve Hasan etrafını sardı, çizgi romanını beğendiklerini ve böylesi bir olayı kendisinden hiç beklemediklerini söylediler. Ahmet’in takdir edilmek çok hoşuna gitmişti. Ders sonunda hepsi beraber kantine gittiler, orada yarım kalan sohbetlerini tamamladılar. 
Ertesi gün hiç konuşmayan iki grup aralarında buldukları ortak noktalar sayesinde beraber vakit geçirmeye başladılar. Zaman öyle bir hızla akıp gitti ki, Amy’nin burada geçirdiği süre dolmuştu ve İngiltere’ye dönme vakti gelmişti. Ahmet Amy’i havaalanına götürdü. Uçuş vaktine kadar beraber oturdular. Kapı açılınca duygusal bir vedalaşmadan sonra Amy ağır ağır ilerledi. Ahmet Amy’nin arkasından el sallarken, içinden kendisine teşekkür ediyordu. Sahip oldukları tüm önyargının aslında birbirlerini tanımadıklarından kaynaklandığını anlamıştı. Bunu anlamasında en çok yardımı dokunan çizgi romanıydı ama eğer Amy’i romana dahil etmeseydi, kimse öğrenemeyecekti.
 
 
Toplam blog
: 29
: 53
Kayıt tarihi
: 02.03.15
 
 

beynimin içinde amaçsız dolaşan harfleri bir araya toparlayıp önce kelimeler haline getirmeliyim ..