Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '18

 
Kategori
Güncel
 

Önce Utandım...Sonra Üşüdüm...

Önce Utandım...Sonra Üşüdüm...
 

Hava soğuk mu soğuk buz gibi. Sonbahardan sonraki en soğuk gün diyebilirim. 1601 rakımlı Kartepe’ye sezonun ilk karı düştü.
 
Hava kapalı, gri bulutlar günün aydınlığını yutuyor adeta. İlk defa giydiğim kalın kabanın içinde omuzlarımı yukarı kaldırıp büzüşerek gidiyorum. Bu yılın ilk kestaneleri kebap olmuş çatlayan kabukların içinden gülümser gibi bakıyor. 
 
Bir an göz göze geldik kestaneciyle. Hemen yanına yaklaşıp beş liralık kestane yapsana dedim. Geçen yıldakinden daha da küçük bir kese kâğıdının içinde attığı dokuz adet kestaneyi elime alıp yürüyüş yolunda yürümeye koyuldum.
 
Bir taraftan sıcak kestanenin soğuk havada verdiği tadı damaklarıma servis ederken avucumda biriken kabuklarını her yirmi metrede bir karşıma çıkan çöp kutularına atarak yedim.
 
Günlük rutin yürüyüşümü de karşılamış oldum bu arada. Bir yandan da her ihtimale karşı elimde tuttuğum şemsiyemi açmamak için inat etsem de kısa süre içerisinde başlayan sağanak yağmur hiç bahar yağmurlarına benzemiyordu. Düşen her tanenin soğukluğu suratıma çarpmaya başladı.  
 
İnatla açmadan şemsiyemi on beş adımlık aracımı park ettiğim yerden almak için hızlanarak acele kapısını açıp bindim. Çalıştırır çalıştırmaz klimasını sıcak moduna alıp açtım hemen. Birkaç dakika sonra ısınmaya başlayan arabada yüzüme doğru vuran sıcaklığın hoşluğunu yaşayarak, hızlanan yağmurun hızına yetişemeyen sileceklerim hızlı devirde çalışmaya başladı.
 
Yazın kavurucu sıcağında daha bir sertleşen lastikler sanki serzenişte bulur gibi gıcırdayarak çalışıyorlardı. Anlaşıldı onları değiştirmem gerekiyor dedim.
 
Yaklaştığım kavşakta yanan kırmızı ışığın yanması ile aralara dalan yaşları yedi, sekiz olan Suriye’li bir kız çocuğu üzerine yağan yağmurun tamamının ıslattığı örgülü saçları, yüzünden damlalar halinde akan ıslaklığı, omuzundan başlamak üzere neredeyse sırılsıklam olan üst başı ile araçların arasında para toplamakla meşguldü.
 
Bir an beynim karıştı, aracımın içinde çalışan sıcak kaloriferin üflediği sıcağa rağmen o yavrucuğun durumunu görünce üşümeye başladım. İçim ürperdi. Utandım… Utandım…. Utandım… Elimi attığım cüzdanımın yerini bulamadım bir an. Yanan yeşil lambanın arkasından hadi çabuk dercesine çalan klaksonların arasına karışıp kaybolan insanlığımı bulamadım kapıldım trafiğin akışına.
 
Gözüm hala arkada kalmıştı.
Günün ilerleyen saatlerinde gelip günlük hasılatını toplayacak olan sistemin kötü ruhlu insanlarının silueti gölge gibi takip etti sanki beni saatlerce.
Kaybolan insanlık için, onları bu hale getirenler için, onların düştüğü durum için, insanlık adına utandım… Bir daha üşüdüm….Üşüdüm…Üşüdüm….16.11.2018 Adil Bozkurt
 
 
Toplam blog
: 58
: 542
Kayıt tarihi
: 10.11.17
 
 

TANIYIN BENİ Yaşım on üç idi resim çektirdim Şimdi aksakalımdan tanıyın beni Ayağımda kara lastik..