- Kategori
- Şiir
Onlar ki

Yurt olarak kalsın diye bu yerler
Cephelerde vuruldular, vurdular.
Meydanlarda kazanılan zaferler
Sürsün diye çabalayıp durdular.
Fikirleri Millî Misak hattında
Aynı dilin ve inancın katında
Vatandaşı aynı alem altında
Bir amaçta, bir araya derdiler
Belli ki bu haktan gelen bir işti
Bir ilahi mertebeye erişti…
Ülkemizin imarına girişti
Akdeniz’e ilerleyen ordular.
Başkomutan Atatürk’ün izinde
Milletimiz dile geldi özünde
Ecdadını tanımanın hazzında
Kudretinin bilincine vardılar.
Kim muzaffer tek başına savaştan
Ekmeğini çıkarmıyorsa taştan…
Baş koyarken davamıza en baştan
Ötelerin ötesini gördüler.
Ki evvelce semirdikçe semiren
Memleketi içten içe kemiren
İliğine kadar halkı sömüren
Vampirleri inlerine sürdüler.
Aşklarına yokluk engel değildi
Önlerinde yüce dağlar eğildi
Muhabbetle dört bir yana dağıldı
Umutları ilmek ilmek ördüler.
İhtiyacın yoktu ucu bucağı
Hatırdaki sefaletin kucağı
Kör talihin dayadığı bıçağı
Yılgınlığı vurup yere serdiler.
Çalışmaktı, üretmekti tek derdi
Toplum anca böyle rahat ederdi
Böylelikle ileriye giderdi
İstikbalin inşasına girdiler.
Kiremitten, çimentoya, demire
Tersaneden, dokumaya, şekere…
Başladılar iktisadi sefere
Zor şartlarda fabrikalar kurdular.
Okumanın yoktu duru durağı
İşledikçe dimağları, toprağı
Dalgalandı huzurun al bayrağı
Bu minvalde tavan taban birdiler.
Acziyete düşmediler zerrece
Müspet ilmi baz aldılar sadece
Cehalete yaşadığı sürece
Ne bir fırsat ne de aman verdiler.
Yüceltmeye ant içerek vatanı
O vatanı vatan yapan insanı
Arkasında bir kurtuluş destanı
Kör talihin defterini dürdüler.
Koyulurken milletiyle ülküye
Bir ağızdan başladılar türküye
İlelebet tam bağımsız Türkiye
Sevdasıyla gönüllere girdiler.
16.09.2018
Salih ERDEM