Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '08

 
Kategori
Edebiyat
 

Orhan Pamuk polemiği..

Orhan Pamuk polemiği..
 

wikipedia.org


Günlerdir bir Orhan Pamuk polemiği yaşanıyor blog yazarları arasında. Gözlemlediğim kadarıyla okuyup anlayanlar kendini bahtiyar addederken , okumayanlar, okumaya çalışıp anlayamayanlar farklı bir kategoride değerlendiriliyor. İki eğitimli kadın birbirlerine hakarete varan sözler sarf ediyor. Sakin olun... Burada yazabilen, teknolojiye bu denli yakın olan, üreten beyinlerin sanata ve sanatçıya saygısı olduğundan hiç şüphem yok. Ama kimsenin Orhan Pamuk'u sevmek gibi bir mecburiyeti yok... Nobel Edebiyat Ödülü ilk kez bir Türk'e verildi. Nedenleri ortadaydı. Bu gün bu denli tepkili yaklaşılmasının nedeni sanırım malûm beyanat ve bazı romanları ile doğrudan ilgili.

Demokrasilerde çok sesliliğin esas olduğuna inananlardanım. Fakat , Ermeni tasarısının konuşulup tartışıldığı , soykırım olduğunun zorla kabul ettirilmeye çalışıldığı bir ortamda Orhan Pamuk, sanatçı duyarlılığı ve Türk kimliği ile daha dikkatli konuşmalıydı... Nobel Edebiyat Ödülünü aldı ama Halkın sanatçısı olamadı...

Özgür ruhunun gelişiminde , elbette ki çocukluğundan itibaren yaşadığı rahat hayatın etkisi çok fazla.

1952'de Moda'da , özel bir hastahane'de varlıklı bir ailenin son çocuğu olarak Dünya'ya gelmiş.
Babası, dedesi, amcası mühendis. Aile servetinin temeli dedesi tarafından atılmış. Babası, IBM 'in genel müdürlüğünü yapmış. Annesi, 1700'lü yıllarda Girit Valiliği yapmış olan İbrahim Paşa'nın soyundan geliyor. Orhan Pamuk Nişantaşında büyümüş. Işık Lisesi ve Şişli Terakkide okumuş. Ressam olma hayaliyle Robert Koleje gitmiş. İTÜ 'de eğitimini yarım bırakmış. Yazılarına ağırlık vermek için İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsüne gitmiş ve buradan mezun olmuş. Ardından başladığı yüksek lisans eğitimini de yarım bırakmış. 1985 -1988 yılları arasında Amerika'da Iowa Üniversitesi tarafından verilen International Writing Program (IWP) kursuna katılmış ve kurs sonrasında kendi deyimiyle " hayatı değişmiş".

Buraya kadar baktığımızda -mutlu çocuk, mutlu ergen, mutlu genç- olduğunu görüyoruz Orhan Pamuk'un.. Kurulan ilişkilerin ve çevre faktörünün bu tür büyük organizasyonlarda ne denli önemli olduğu hepimizce bilinen bir gerçek. Geldiği çevre ve sunulan eğitim olanakları o'nu bu günlere taşıyan önemli unsurlardan.

1979 yılında profesyonel anlamda başladığı yazarlık kariyeri ödüllerle, başarılı eserlerle dolu.
Orhan Pamuk, romancılığının yanısıra insan hakları, düşünce özgürlüğü, demokrasi ve benzeri konulardaki düşüncelerini makaleler ve söyleşiler yoluyla aktarmaktadır. İsviçre'de bazı gazetelerin haftalık eki olarak çıkan Das Magazin dergisine verdiği demeçte ifade ettiği "Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü ama hiç kimse bunları konuşmaya cesaret edemiyor." sözleri Türkiye'de büyük eleştirilere neden oldu. Halbuki bir çok Türk ve yabancı Tarih profesörleri bu konuları gerek Dünya basını gerekse Türk Kamu oyu önünde defalarca tartıştı ve konuştu. Bu bir " soykırım " değil görüşü etrafında birleşti. Orhan Pamuk hangi ruh haliyle bu beyanatı verdi diye çok düşünmüştüm halbuki...

Orhan Pamuk ile ilgili bir alıntıyı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Kaynak ; wikipedia.org

Bir kısım edebiyatçı Orhan Pamuk'un eserlerindeki bazı bölümlerin diğer yazarlara ait başka eserlerden fazlasıyla esinlendiğini savunmakta, özellikle bazı romanlarındaki belli kısımların diğer kitaplardan neredeyse tamamen alıntı olduğunu öne sürmektedir. Hürriyet Gazetesi yazarı Murat Bardakçı 26 Mayıs 2002 tarihinde belgeleri ile yazarı sahtecilik ve intihal ile suçlamıştır. Murat Bardakçı'ya göre Orhan Pamuk'un <ı>Benim Adım Kırmızı romanı, hikayesi ve anlatım şekli ile Amerikalı yazar Norman Mailer'in <ı>Ancient Evenings adlı romanının bir kopyasıdır. Ayrıca suçlamalara göre Orhan Pamuk'un Beyaz Kale adlı romanı Fuad Carım'ın <ı>Kanuni Devrinde İstanbul isimli eserinden birebir pasajlar içermektedir.[20] Orhan Pamuk günümüze dek bu konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmamıştır.

İkinci Cumhuriyet çizgisini korumaya çalışan Aktüel Dergisi, romancıyı Türkiye'nin bir numaralı aydını ilân etti. Bu "büyük" (!) yazarımızın Cevdet Bey ve Oğulları, Öteki Renkler isimli kitaplarını okudum. Fakat " Kara Kitap " ta takılıp kaldım. Bir daha da elime eserlerinden hiç birini almadım.

Beğenenlerin ve sevenlerin bu hakkına saygı duyuyorum. Ama konu ATATÜRK'se, Milliyetçilik ruhuma dokunuluyorsa , Türk kimliğimiz rencide ediliyorsa karşımda ki kim olursa olsun silip atarım. Kara kitap'tan alıntılar yazacağım. Okuyanlar iyi bilirler. Kitaplarından bazılarında Atatürk'e sinsice sataşmalar vardır.

"Çocuklugunda kiz kardesi ile tarlada karga kovalayan sapik bir padişah..Sonra kasaba meydanına dolanır, Atatürk heykeline sıçan güvercinleri ayıplar... Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına Cumhuriyet'i emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu... Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük bir felaket olduğu...Sonra bir Cumhuriyet, Atatürk, damga pulu havasına girdiğimizi hatırlıyoruz..."

İnandıklarını ne pahasına olursa olsun açıkça savunanlara saygı duyuyorum. Düşüncelerine karşı olsam bile... Ama o yürekliliği göstermeyip bunu sinsice yapmaya çalışanlardan da hep nefret etmişimdir.. Oyun maskesiz oynanmalıdır.. Çirkinlikleri gizleyen maskelerin indirilmesini de tüm
düşünen beyinler ve aydınlar görev bilmelidir.

Orhan Pamuk'u isteyen okur, isteyen sever. Ama ne olduğunu , kim olduğunu bilerek...

Girdiğiniz polemik beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Sadece Orhan Pamuk için sarfettiğiniz enerjiye çok ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz. Çok sesliliğe gereksinimimiz var kabul, ama lütfen bunu Başbakan ağzıyla yapmayalım...

Barış ve Huzur dolu günler diliyorum..

Nur Zeynep.

NOT: Bu bir karalama kampanyası değildir.

Kaynak: wikipedia.org
Kara Kitap.

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..